Adalet Bakanı Bekir Bozdağ TGRT Haber’de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

‘ALA’NIN İSTİFASINI TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİM’

İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın istifasına ilişkin Bozdağ, Ala’nın İçişleri Bakanlığı görevine atandığı günden bu yana zor dönemlerde büyük başarı ve özveriyle hizmet ettiğini söyledi. “Milletimiz onun yaptıklarını görüyor, biliyor ve takdir ediyor” diyen Bozdağ, Ala’nın görevden ayrıldığını medyadan öğrendiğini anlattı. Bozdağ şöyle devam etti: “Kendisiyle bir telefon görüşmesi yaptım ama nedenleri üzerinde bir konuşmamız olmadı. Bunlar takdir görevleri, memleketimizde İçişleri Bakanlığı gibi önemli bir bakanlığı yürütmek büyük bir şereftir. Sayın Ala’nın bu şerefi layıkıyla taşıdığına ben inanıyorum. Yerine gelen Süleyman Soylu Beyefendi de yine o da hakeza başarılı bir siyasetçi, devlet adamı, ben onun da başarılı olacağına inanıyorum. Sayın Ala ile inşallah bir gün ayrıca konuşuruz ama şu anda benim de sizden daha fazla bir bilgim yok” ifadelerini kullandı.

‘ATO’DA YAPILIRSA YARGI BAĞIMSIZ, KÜLLİYE'DE YAPILIRSA BAĞIMSIZLIĞINI KAYBEDER DENMESİNİ ANLAMIYORUM’

Bozdağ, Adli Yıl Açılış Töreni’nin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılmasına ilişkin olarak, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyareti sırasında özel bir görüşmenin olduğunu dile getirdi. Toplantıda konunun Adli Yıl Açılış Töreni’nin nerede yapılacağına geldiğini belirten Bozdağ, şöyle konuştu: “Barolar Birliği yönetiminden biri, ‘Rixos’ta yapılacak’ dedi. Sayın Cumhurbaşkanımız da ‘Oraya neden para veriyorlar. Burada devletin yeri var, Millet Kongre ve Kültür Merkezi var, çok da güzel’ dedi. ‘Burada yapılsa ne olur?’ dedi. Herkes, ‘Çok iyi olur.’ dedi. Orada kimse karşı bir fikir söylemedi. O da vardı orada, hepsi. Beraberdik orada. Hiç kimse bir şey demedi. Orada konuşuldu bu, ondan sonra da öyle kaldı. Cumhurbaşkanı da böyle söyledi. Ondan sonra böyle bir yer değişikliği söz konusu oldu. Yani kimsede bir hesap falan yok. Yani ‘Şöyle yapalım, böyle yapalım’, tamamen spontane gelişen bir durum.”

‘BU HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ DEĞİL, İDEOLOJİNİN HUKUKUN ÜSTÜNE ÇIKARILMASIDIR’

Törenin Cumhurbaşkanlığı’nda değil, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldığına dikkati çeken Bozdağ, “Ben şunu anlamakta zorlanıyorum, biz ATO’da yaparsak yargı bağımsız ve tarafsızdır, yok, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılırsa yargı tarafsızlığını ve bağımsızlığını kaybeder. Bu, şekilciliktir, ideolojik bir yaklaşımdır. Bizim artık şekilcilikten bu işi çıkarmamız lazım. Dayatmalara karşı durmamız lazım” dedi. Bozdağ şöyle devam etti: “Yargı bağımsızlığı ne ise onun gereğini hep birlikte yapalım. Şurada toplandın, yargı bağımsızlığını kaybetti. Şununla ‘Merhaba’ dedin, yargı bağımsızlığını kaybetti. Cumhurbaşkanı’nı seyret, yargı bağımsızlığını kaybetti ama Cumhurbaşkanı’na sen sövdün, sen bağımsız ve tarafsızsın. Bu, ideolojidir, başka bir şey değildir. Bu, hukukun üstünlüğü değil, ideolojinin hukukun üstüne çıkarılmasıdır.”

‘DARBE GİRİŞİMİ BAŞARILI OLSAYDI ATATÜRK HEYKELLERİ FETÖ HEYKELLERİ İLE DEĞİŞRDİ’

Darbe girişimine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bozdağ, “Ben darbenin hiçbir şekilde başarılı olacağına ihtimal vermiyordum ama eğer başarılı olsaydı Türkiye bölünürdü. Çok net söylüyorum. Türkiye’de rejim değişikliği olurdu. Atatürk’ün heykelleri FETÖ ile paradaki FETÖ ile yer değiştirir, yeni bir Türkiye, yeni bir başlangıç olurdu” dedi. Benzer bir sürecin dinde de yaşanacağını savunan Bozdağ, “Dinde başkalarının istediği istikamette, onların arzusu doğrultusunda, yeni bir yorumla farklı bir nokta ortaya çıkardı ki ben bunun dinde Fethullah Gülen’in kendi iradesi istikametinde ama o iradenin Gülen’in sevk ve idaresiyle bir reform yapılabilme ihtimali olduğunu düşünüyorum. O gün dinde reformdan Türkiye kurtuldu” ifadelerini kullandı.

‘ABD, EL KAİDE’YE KARŞI ULUSLARARASI TEDBİR İSTEDİYSE TÜRKİYE’NİN DE ABD’DEN İSTEME HAKKI VAR’

Gülen’in iadesine yönelik çabalara değinen Bozdağ, Türkiye ile ABD arasında suçluların iadesi ve cezai konularda adli yardımlaşmaya ilişkin anlaşmaya atıfta bulundu. Bozdağ, anlaşma gereği Gülen’in tutuklanması gerektiğine dikkati çekti. Bozdağ, konuyla ilgili soru üzerine Türkiye’den ABD’ye bir heyetin gidebileceğini ve ABD’den de tekrar bir heyetin Türkiye’ye gelebileceğini söyledi. ABD’nin Gülen’i iade etmediğinde Türkiye-ABD ilişkilerinin olumsuz etkileneceğini aktaran Bozdağ, şu değerlendirmede bulundu: “Bizim Meclisimiz, Cumhurbaşkanlığı bombalanmış, Cumhurbaşkanı’na suikast yapılmış ve kuvvet komutanlıklarımız işgal edilmiş. Böyle bir olay karşısında El Kaide’ye karşı bütün uluslararası toplumun alması gereken tedbiri ABD nasıl istediyse Fethullah Gülen konusunda da aynı tedbiri Türkiye’nin ABD’den isteme hakkıdır. Dostluğumuzun, hukukumuzun gereği de budur. Model ortaklık, stratejik ortaklığın gereği de budur. ABD ile aramızdaki dostluğun gereği olarak bu kadar zor iş yapmış insanların kanına girmiş birisinin Türkiye’ye iadesini istiyoruz veya hukuka uygun bir şekilde istiyoruz.”

‘GÖREVDEN ALMALARLA İLGİLİ HİÇ HATA YOK DERSEK YANLIŞ SÖYLEMİŞ OLURUZ’

Görevden uzaklaştırmalar ile tutuklamalarda hatalı kararların alınıp alınmadığının sorulması üzerine Bozdağ, şunları kaydetti: “Bununla ilgili hiç hata yoktur’ dersek eksik ve yanlış söylemiş oluruz. Elbette böylesi büyük bir soruşturma yapılırken zaman zaman hatalar olabilir ama bilerek bir hata yapılması tehlikelidir. Şu anda hukuk olduğu gibi uygulanıyor ve doğru uygulamak için herkes büyük hassasiyetle üzerine düşeni yapıyor. Gözaltılar, tutuklamalar var. Bunlarla ilgili ne olacağı, delillerin değerlendirilmesi neticesinde karar verilecek. Belki savcılar bazılarının tahliyesine karar verecek, bazıları hakkında iddianame düzenlenmeyecek, takipsizlik kararı verecek. Bazılarının cezalandırılması için dava açacak, iddianame düzenleyecek. Sonuçta hukuk işleyecek, kendi içinde de bu hukukun pek çok denetim yolu var.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr