Sarıyer Belediyesi, Toroslar’ın İnce Memed’i, Türk edebiyatının en önde gelen isimlerinden Koca Çınar Yaşar Kemal’in ölümünün ikinci yılında, Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde dün akşam edebiyatcı ve gazeteci dostlarının katıldığı bir sempozyum düzenledi.

Yaşar Kemal Belgeseli’nin ardından, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in açılış konuşmasıyla başlayan, üç ayrı oturum ile devam eden sempozyumda, gazeteci, yazarımız Asuman Kafaoğlu Büke’nin moderatörlüğündeki ilk oturumda söz ustası Yaşar Kemal’in eserlerinden örneklerle anlatı evrenini nasıl kurduğu ve nasıl okunması gerektiği üzerinde duruldu. Araştırmacı yazar Feridun Andaç, “Yaşar Kemal bir dünya yazarıdır, ne Türk ne Kürt. Eserlerinde çocuksuluğundan gelen müthiş coşkusunu görürüz” diyerek ustayı selamladı. Romancı Burhan Sönmez de yapıtlarında gerçekliği “insan”, “doğa” ve “toplum”la birlikte severek ve anlayarak kurdu. Yaşamını yazdıklarından ayırmak mümkün değildir” diyerek estetik ve ahlaki samimiyetinin altını çizdi. Şair Mahmut Temizyürek ise neden içeride olduklarını bilmeden cezaevinde yatan Yaşar Kemal dostlarını bir şiirle selamladı. Ayrıca Temizyürek daha en az yüzyıl Yaşar Kemal’i konuşacağız diyerek eserlerin deki evrenselliği işaret etti.

İkinci oturumda eşi Ayşe Semiha Baban, Yaşar Kemal’in 28 Mart 2011’de Çağdaş Gazeteciler Derneği Onur Ödülü vesilesiyle yazdığı “Selam olsun düşünce özgürlüğü ve insan hakları için direnen meslaktaşlarıma. Selam olsun korkunun üstüne yürüyenlere. Selam olsun insanlık toptan tükenmedikçe umudun da tükenmeyeceğini gösterenlere... İnsan soyu içinde en güzelle ri, en kutsanacaklar onlardır” sözleriye biten yazısını okudu.

Her röportajı eşsiz bir öyküdür

Altan Öymen’in moderatörlüğündeki ikinci oturumda usta yazarın özellikle röportajcılığı konuşuldu. Gazetemiz yazarı Zeynep Oral, 60’ların sonlarından beri tanıdığı Yaşar Kemal için “Bugün yaşasaydı ilk önce hapiste olan 147 gazeteci için yazardı ve savaş verirdi. Elini taşın altına sokardı. Birbirini jurnalleyen gazetecilerden hesap sorardı” dedi. Oral, bütün röportajlarının ortak yanlarını vurguladı. “Her röportajı eşsiz bir öyküdür” dedi.

Ayrıca “Gazeteci Yaşar Kemal” başlıklı ikinci oturumda, gazeteci Ferhat Boratav konuşmasına Ara Güler’in, “O gazeteciydi zaten, sonra romancı oldu” sözünü hatırlatarak başladı.Boratav, “Keşke çok çeşitli konuları bütün gerçekliğiyle ifade eden, yaratıcılığıyla okuru içine çeken bu gazeteci yanı da romancılığı kadar dünyaya ve genç ne sillere aktarılabilseydi” dedi.

“Anılar” temalı, Yaşar Kemal Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Davut Ökütçü’nün moderatörlüğünü yaptığı, yazar Şeyhmus Diken, gazeteci yazar Ali Kırca ve Hıfzı Topuz’un konuşmacı olduğu son oturumda 70 yıllık dostu Hıfzı Topuz, “Arif Dino’nun kartıyla Nadir Nadi’ye geldi, mesleğe Cumhuriyet gazetesinde başladı. Nâzım Hikmet’i, Abidin ve Arif Dino’yu, Pertev N. Boratav ile Sabahattin Ali’yi baba olarak her zaman andı” diyerek anılarını paylaştı. Şeyhmus Diken de “Geriye dönük baktığımda o koca bir terbiye, ahlak kültür adamıydı. Zor zamanlarda sözünü esirgemeyen, gürleyip kendinize gelin ‘barış olsun’ diyen çağrıların adamıydı” sözleriyle ustayı selamladı. Ali Kırca, “Büyük çınar, Siyaset Meydanı’na ilk ve son olarak Hayrettin Karaca ile birlikte çıktı. Milyonlarca insanın önünde toprağa nasıl sahip çıkılacağını gösterdi” diyerek o gün çektikleri kaydı izletti

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr