Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasının satır başları şöyle:

Acıların sona erdiği, güzelliklerin daha da arttığı bir yıla beraber idrak ederiz. Ancak yılbaşının henüz ilk saatlerinde alçak terör, o kanlı yüzünü bir kez daha gösterdi ve savunmasız, sivil insanları katletti. Değerli esnaf kardeşlerim, terör "Biz sizi rahatsız edeceğiz, biz Türkiye'nin istikrarına karşı aldığımız emirler doğrultusunda kurşun atacağız. İstikrarı yok etmek için her türlü alçaklığı yapacağız" mesajı vermeye çalışıyor. Biz diyoruz ki "farklılıklarımızı zenginlik olarak gördük, birlikte yaşadık. Bizi birbirimize düşürmeye kimsenin gücünü yetmez". Bunu 15 Temmuz'a bakanlar çok iyi görebilir. 15 Temmuz bu ülkede istiklal mücadelesinin başarıyla, zaferle sonuçlandırı bir gündür. Bu vesileyle tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Terör olaylarında hayatını kaybeden tüm sivilleri de aynı şekilde rahmetle anıyoruz.

Değerli kardeşlerim bizim esnafımız dünyada benzeri görülmemiş köklü bir tarihe sahiptir. Arkadaşlar şunu kapatın bak... Bizim esnafımız ekonomimizin, ticari hayatımızın bel kemiği olmuştur. Sosyal hayatta, siyasette, ülkenin geleceğinde belirleyici esnaf. Esnafın kanaat kültürü, yardımlaşma ve dayanışma ruhu medeniyetimizin en temel dayanağıdır. sabahleyin dükkanına gelen müşteriye "Komşum henüz siftah etmedi, oradan alışveriş yapın" tavsiyesinde bulunan bir gelenekten geliyoruz. Bizim esnafımız sabah kepenkini açarken besmele çeker, akşam da şükürle kapatır ve evine gider. Mütevekkil insandır. Bizim esnafımız hırsı, tamahı, sınırsız kar etme arzusunu yenmiş, iş ahlakından zerre kadar taviz vermeyen esnaftır. Türkiye eğer yaşadığı onca sıkıntıyı, badireyi en ağır ekonomik krizleri bütünlük içerisinde aşabildiyse inanın ki burada, sizin sağlam duruşunuzun çok katkısı var.

Türkiye'de çalışan nüfusun yüzde 70'ini, Türkiye'deki tüccari hayatın yüzde 90'ını, ihracatın yüzde 502'sine yakın kısmını üreten ve Türkiye'nin geleceğini inşa eden, sesi fazla çıkmayan ama sessiz ve derinden ülkenin ekonomik hayatını ayakta tutan vefakar, cefakar bir toplulukla karşı karşıyayım. Esnafımız da, sanatkarımız da, sizlerle her zaman gurur duyduk, gurur duymaya da devam edeceğiz.

Osmanlı'nın kurucusu Şeyh Edebali diyor ki "insanı yaşat ki devlet yaşasın". Bundan asırlar önce konmuş bu ilke o günden bugüne bizim devlet geleneğimiz olmuştur. AK Parti iktidarı olarak cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yola çıkarken ne dedik; insanı yücelt ki devlet yücelsin. Yaptığımız tüm düzenlemelerde insanın merkeze alınması vardır. İnsanın olmadığı yerde ne yaparsanız yapın kıymeti yoktur. Bugün dünyada yaşanan krizlerin ana sebebi yıllarca insanı üreten bir makine olarak görmek ve insanın ihmal edilmesinden kaynaklanıyor.

Eğer yöneticilerinize inanamazsanız, eğer güvenemezsiniz o ülkede yaşayan insanları mutlu edemezsiniz. Üstüne üstlük o ülkede ne güven olur ne istikrar olur ne de gelecek umudu olur. Biz bu millete efendilik yapmaya değil hizmetkarlık yapmaya geldik, 14 yıldır da bunu yapıyoruz. Yolları böldük, milleti birleştirdik. Doğu ile Batı'yı, kuzeyle güneyi bir araya getirdik. Yolları böldük, gönülleri birleştirdik. Havayolunu halkın alanı yaptık, hızlı tren özlemini gerçeğe dönüştürdük. Eğitimde çok büyük adımlar attık, tarımda, ekonomide, ticarette, hayatın tüm alanlarında sosyal devlet..

Bakın 2002 öncesi Türkiye vatandaşlarına, yani engelli vatandaşlarına fırsat eşitsizliği oluşturan şartları dikkate alarak verdiği destek sadece 3 milyar. Bugün 45 milyara çıktı. 15 kat artıştan bahsediyoruz. Sosyal devlet bu demektir, vatandaşının sesine kulak veren, sesini duyuramayanları da bulup onlara da destek olan devlet, sosyal devlettir. Sosyal devlet vatandaşın rahat uyuması için uykusundan, rahatından fedakarlıklar yapan yöneticilerin olduğu devlettir. Türkiye'yi yönetme sorumluluğunu taşıdığımız her dakikanın hakkını vermenin gayreti içerisinde olduk.

Her zaman yanınızda olduk, sizlere destek olmaya gayret ettik. Bundan sonra da yanınızda olmaya devam edeceğiz. Bu bilinçle hareket ettiğimiz için ekonominin çarkları döndü. 14 yıl boyunca esnaf ve sanatkarımızı ilgilendiren birçok adım attık. Ana başlıklarla bazı konulara değinmek istiyorum. Bakın bütün esnaf camiasının konuştuğu bir şey vardı; eğer emekli olup dükkan açarsanız yüzde 15'lik primi kaldırdık. Sessiz sedasız, çok da reklamını yapmadık.

Geç de olsa kaldırdık. Kredi kullanabilen kooperatif sayısını 402'den 894'e yükselttik. 2 katına çıkarmışız. Kredi kullanan esnaf sayısı 63 binden 430 bine çıkmış. Kadın kooperatifleri projesini başlattık. Değerli kardeşlerim, şimdi bir milyonun üzerinde 60 milyar lira kredi kullandırdık.

Eskiden bu rakam neydi, 2 milyar bile yoktu. Nereden nereye, bunun da yarı faizini devlet olarak biz karşılıyoruz. Bir konu var, esnafa bir yıl ödemesiz üç yıllık bilim, sanayi, teknoloji bakanlığımız bir destek veriyor. Bir kaynağı var, 2016 yılı için 15 bin esnafımız yararlanacak. Ancak müracat 250 bine dayandı. Ne yapmamız lazım? Vta şunu bilmez, 15 bin kişiye verilecek, niye bu kadar müracat ettiniz diyemez. O şartları sağlayan kim olursa olsun bunu vereceğiz, böyle bir sınırlama olmaz. Şartlara bakacağız, tutturan kim varsa vereceğiz. 15 binin üzerine o kaynak çıkacak, gerekirse başka kaynaklardan bulacağız. Esnafımızın bu konudaki beklentisi karşılanacak.

Biliyorsunuz genç girişimcilere, kadınlara desteklerimiz var. Daha önce açıkladık, bunların uygulaması devam ediyor. Sıfır faizli kredi uygulama kapsamında bugüne kadar az önce bahsettiğim program dahilinde 48 bin 355 esnafa 1.5 lira dağıtmışız. Esnaflarımızın kamu kurumlarına olan borçlarında ödeme kolaylığı getirdik. Emekli olduktan sonra esnaflık yapmaya devam edenlerin aylığından kesilen yüzde 15'i kaldırdık. "

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr