Başbakan Binali Yıldırım, AKP'nin grup toplantısında konuştu. Yıldırım'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

Şeker pancarının 2017 avans alım fiyatını ton başına 210 lira olarak belirledik. Geçen sene bu rakam 190 liraydı. Üreticilerimizin bereketli ve bol kazançlı bir mahsül yılı geçirmelerini diliyorum. Her zaman köylünün, çiftçinin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz.

Bakanlar Kurulu'nda dün uyuşturucu ile mücadele konusunu ele aldık. Gelişmiş ülkelere göre çok ama çok aşağı orandayız. Bu sevindirici bir şey ama tehdidi de yok sayamayız. Bugün olmayan tehdit yarın bizim de önemli konumuz haline gelebilir. En önemli çalışmalardan bir tanesi toplumda farkındalığın oluşturulmasıdır. Sigarayla mücadele konusunda başlattığımız çalışmalar kısa sürede semerisini vermiş, Türkiye örnek bir sonuca ulaşmıştır. Bu kez de uyuşturucu ile mücadeleyi etkin bir şekilde yürütmek için Başbakan Yardımcımızın koordinasyonu ve 8 bakanımızla Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu'nu oluşturduk. Uyuşturucu bulundurmak, ticareti yapmak gibi konularda cezaları geçtiğimiz yıllarda 2-3 katına kadar artırmıştık. Şimdi yeni düzenlemelerimiz olacak. Uyuşturucu ile mücadelede topyekun hareket sözkonusu olmalı. Sadece güvenlik, ceza, sağlık alanında alınan tedbirler, toplumsal farkındalık olmadıkça başarısı sınırlı olacaktır. Gerek devletin, gerekse STK'ların enerjisi bir araya gelecek, gençlerimizin kanına giren bu belayla mücadeleyi başarıya ulaştıracağız. 

PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerinin iki milyar dolar gelir elde ettiğini hatırlatmak isterim. PKK'ya arka çıkan Avrupalı dostlarımıza selam olsun. Bırakın Türkiye'nin hukuk mücadelesiyle uğraşmayı da, PKK'lı uyuşturucu tacirlerine karşı bir şey yapın, bir şey söyleyin. Uyuşturucular asıl hedefi Avrupa ülkeleridir, onların gençleridir. Sizden beklenen teröre destek olmak değil, geleceğinizi karartan bu alçak örgüte karşı sesinizi yükseltmek. 

HDP'Lİ VEKİLLERİN TUTUKLANMASI 

Savcıların yaptığı çağrıyla AK Parti'den, CHP'den, MHP'den dosyalarla ilgili vekiller gidip ifadelerini verdiler. Bir HDP milletvekili hariç 54 milletvekili mahkemenin kararına uymayacaklarını, gidip ifade vermeyeceklerini söyleyerek adeta mahkemelere, hukuka meydan okudular. Devlete ve kurumlarına saygı göstermek öncelikle siyasetçilerin görevidir. Ancak HDP'li bazı milletvekilleri buradan da bir siyasi kriz çıkarma yoluna gittiler. Hukuk karşında hiç kimsenin ayrıcalığı da, üstünlüğü de yoktur. 'Bizi hiç kimse hukuk karşısına çıkaramaz, sorgulayamaz, yargılayamaz' gibi ifadeler milletvekillerinin asla söyleyeceği sözler olamaz. Teröristlerin kazdığı hendeklere kazanım diyenler, belediyeleri 'özyönetim' adı altında destekleyenler kuzu kuzu yargının karşısına çıkacaklar. Çıkacak ki bu ifadelerin altında yatan gerçekler ortaya çıksın.

Meclis'te her düşünce hür bir şekilde ifade ediliyor. Orada kalırsa, konuşmalar eyleme dönmezse, hiç kimseye kimsenin bir şey söyleme hakkı yok. Türkiye bir hukuk devleti, alınan bütün kararlar böyle alınır. Tutuklanmayı biz de arzu etmeyiz ama bırakın mahkemeler kendi işini yapsın. Seçilmişin sıfatı seçilmiş, olmak, suç işleme hakkı vermez.

Şimdi de 'Yasama faaliyetlerini durduruyoruz' diyorlar. Millet size 'Terör faaliyetlerinizi durdurun' dedi, milleti bile anlamamışsınız. Türkiye bir hukuk devleti. Vatana, millete ihanet asla karşılıksız kalmaz. Kimse millete karşı haddini aşmasın. Millete rağmen terör siyeseti yapamazsınız.

Devlete ve kurumlarana saygı göstermek öncelikle siyasetçilerin görevidir. HDP'liler buradan bir kriz çıkarma yoluna gittiler. Hukuk karşısında hiç kimsenin ayrıcalığı da yoktur üstünlüğü de yoktur. 

CHP'NİN BİLDİRİSİNİ OKUDU 

Bir de CHP var, açıklama yapıyor. Ne oldu da birden bire toplanıyorsunuz? Yaptıkları açıklama tam bir siyasi basiretsizlik örneği. Kepazelik. Üniversite öğrencilerinin dersten sonra kapı önünde okudukları boykot bildirileri gibi. Siz ana muhalefet partisisiniz. Bu kafayla sittin sene iktidar olamazsınız. Her satırıyla sanki terör örgütünün ayağını kaldırdığı yere ayağını basıyor. CHP'nin kullandığı dil Türkiye'yi küresel düzeyde zayıf düşürmeye çalışanlarla aynı. AK Parti'ye muhalefet edeyim derken, CHP Türkiye'ye muhalefet ediyor. Seçimle gelen, seçimle gider. Hoppala... Adnan Menderes de seçimle geldi, Merve Kavakçı da seçimle geldi... Seçimle gelen seçimle gider lafı, terör örgütlerinin Türkiye'ye meydan okuduğu zeminde siyaseten anlamsızdır. Seçimle gelen seçimle gider elbette. Gayri meşru terör örgütleriyle, cinayet odaklarıyla dünyanın hiçbir yerinde bir siyasi partinin ilişkisi kabul edilemez. Hepimizin yapması gereken yargı kararını beklemektir. 

HDP'lilerin bir kısmının Kandil'le ilişkisini açık açık söyledikleriyle beyan ettikleri ortadadır. Bazı belediyelerin teröre destek verdikleri ortadadı. Sayın Kılıçdaroğlu bunun suç olmadığını mı düşünüyorsunuz? Siz bunu şehit ailelerine nasıl izah edeceksiniz? Bu ülkenin insanları terörün her türlüsünü lanetliyor. Bir tek CHP bu şuuru gösteremiyor. Bilsinler ki CHP'ye oy veren vatandaşlarımız da partilerinin terör örgütüne olan bu müzahirliğinden rahatsızlar. Biz CHP'li vatandaşlarımızla ülkemizi korumak için Yenikapı ruhunde bir araya geldik, bir olduk. Birliğimizi, beraberliğimizi, ahdimizi bozmaya CHP'nin de gücü yetmez. Ülkemiz adına, ana muhalefet partisi lideri olma sorumluluğu, nezaketi, saygıyı muhafaza edin. 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr