Dost ve kardeş Türkiye ile Yunanistan’ın gündemini - durduk yerde - ‘meşgul’ eden ‘Lozan’ tartışması ortasında, Yunanistan’ın Lesvos (Midilli) adasına doğru, barış kültürüyle dolu bir yolculuk ve sergi açılışı yapıldı.

Yunan halkının Midilli Belediye Başkanı Spirnos Galinos nezdindeki konukseverliği ve BoraJet’in Türkiye’den Midilli’ye yaptığı ilk uçuşla iklimi ısıtan serginin açılışı, önceki akşam yapıldı. Sergi ‘Geçiş Çizgileri/Im Medias Res’ isimli başlığı ile Elgiz Müzesi koleksiyonundan çıkan yapıtlardan oluşurken, 11 Kasım’a dek yer alacak serginin küratörlüğünü Başak Şenova üstlendi.

Sergi açılışı nedeniyle Ege’nin her iki yakasından notalar ve tatlar da bir araya geldi. Bu vesile ile, açılış gecesinde Belediye Başkanı Galinos Can Elgiz’i adanın ‘Fahri Hemşerisi’ olarak ilan ettiklerini açıkladı.

Gecede ayrıca, 1922’deki mübadeleye dair pek çok haber ve belgesel kaleme almış Atina Haber Ajansı üyesi Stratis Balaskas özel bir sunum yaparak, tesadüfen bulduğu ve nice anıyla yüklü dediği bir Osmanlı tabağı parçasını Elgiz’e takdim etti.

‘Halim Bey Konağı’ndaki sergi, Elgiz ailesinin Midilli’ye uzanan köklerini yansıtan ve belediye tarafından sanat ve kültür merkezine dönüştürülen yapıda yer almasıyla daha da sıcak anlam kazandı.

Zira bina, adayı uzunca bir süre yöneten ve Midilli Yeni Camii’ni inşa ettirmiş Kulaksız Ailesi’nden, Elgiz’in aynı binada doğup yaşamış, kendisi de bir koleksiyoner ve hayırsever olan büyük dedesi Halim Bey’e ait olmasıyla öne çıkıyor.

Kayıp aidiyetin hüznü

1800’lerde ailenin Trabzon’dan adaya yaptığı göç ile başlayan bu hikâyede, Can Elgiz’in babaannesi de, aynı binada doğduktan kısa süre sonra, mübadele sebebiyle ailesi eşliğinde Ayvalık’a göçmüş. Sergide, bu süreci yansıtan duygusal ve tarihsel kareler de yer alıyor.

Elgiz’in kızı Ayda Elgiz Güreli, sergi üzerinden konuşurken, mübadelenin ailelerindeki yansımasını özetle şöyle dillendiriyor: “Mübadeleden sonra, babaannem henüz dört yaşında iken, ani bir kararla yanlarına yalnızca alabilecekleri kadar eşya alıp Ayvalık’a geçiyor. Ama öyle bir hal oluyor ki, hiç bir zaman böyle bir gidişin dönüşü olmayacağına inanmıyorlar. Babaannem bundan beş yıl önce vefat etti ve bize hep Midilli’nin güzel anılarını, bu evi, bahçeyi, üst kat camından baktığı zaman gördüğü denizi anlatırdı... Yaşım büyüdükçe anladım ki, onun bize anlattığı aslında burayı terk ederken yaşadığı mutsuzluk ve huzursuzluktu. Aidiyet duygusunun kaybıydı. Ama öyle de bir şey var ki, ne kadar büyük bir acıysa bu da, hiçbir zaman buraya geri dönmek istemedi. Bu, bir daha en sevdiği yere gelmesini istemeyecek kadar büyük bir hüzündü. Hatta bugün aramızda bile olsaydı, bu açılışa bile geleceğini düşünmüyordum. Gelmezdi çünkü.”

Güreli ayrıca, son dönemde ölümü göze alan sığınmacıların gelecekleri ile hayatlarını kurtarmak üzere Midilli’de göçmenler için ayrılan ve halen üç bine yakın insanı barındıran kampa, Belediye danışmanlığında seçtikleri yün ve temizlik maddeleri gibi ihtiyaç malzemeleriyle geldiklerinin altını çiziyor.

‘TAKIMYILDIZ’ GİBİ BİR KOLEKSİYON

TARİHİN HEDİYESi KONAKTAN GELDİ

Sergi açılışında, Elgiz Ailesi ve Halim Bey konağının geçmişi de belgesel bir sunumla gazeteci Stratis Balaskas tarafından davetlilere aktarıldı. Balaskas, yapı kalıntısında bulduğu eski bir Osmanlı tabağını da mimar Can Elgiz’e armağan etti.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr