İki aydınlanma çınarı, Cumhuriyet Gazetesi’nin eski İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk ile kardeşi gazetemiz çizerlerinden Turhan Selçuk ölümlerinin 7. yılında Hacıbektaş’ta düzenlenen törenle anıldı.

İlk tören Hacıbeştaş’ta Çilehane Tepesi’ndeki Selçuk kardeşlerin mezarları başında saygı duruşuyla başladı. Törenin açılış konuşmasını yapan Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu “İlhan ve Turhan Selçuk bu dünyadan gittiler ama anıları ve rehberlikleriyle bizleri aydınlatmayı sürdürüyorlar” dedi. Bu ülkede aydın olmanın hiç kolay olmadığını vurgulayan Selmanpakoğlu, hele hele aydınların da bilgesi olmanın daha zor olduğunu belirtti.

‘Bedeller ödediler’

Selmanpakoğlu’ndan sonra konuşan gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, İlhan ve Turhan Selçuk kardeşleri anlatmanın malumatfuruşluk olacağını dile getirerek şunları söyledi:

“Siz onları yazılarından ve çizgilerinden tanıyorsunuz. Turhan Selçuk dünyaca ünlü bir çizer. Özellikle Abdülcanbaz bir başyapıt. İlhan Selçuk’un Atatürkçülüğü ve aydınma devrimini anlatma çabaları hepimizin aklında. İlhan Selçuk Atatürkçülükle solculuğu birleştirerek bu topluma kabul ettirmiş bir kişiliktir. Kuşkusuz her ikisi de duruşları itibarıyla büyük bedeller ödediler. Geçmişte çektiği sıkıntılardan sonra bu kez gazetemize kumpaslar, Ergenekon, FETÖ tarafından başlatıldı. Şimdi de benzer kumpaslar AKP tarafından devam ettiriliyor. Silivri’deki arkadaşlarlarımızın neden içeride olduklarını biliyoruz. Onları desteklemek için ne yapmamız gerekiyorsa onu yapıyoruz.”

‘Aydınlanma savaşı’

Gazetemiz yazarlarından Şükran Soner ise İlhan Selçuk ve Turhan Selçuk ile 61 Anayasası’nın getirdiği özgürlük ve örgütlülük patlamasında tanıştıklarına dikkat çekerek, o dönemin bütün ilerici sivil toplum örgütlerinin düzenlediği forumlarda Selçuk kardeşlerin toplumu ve gençliği aydınlatma faaliyetleri nedeniyle sık sık karşılaştıklarını belirtti. Soner, İlhan Selçuk’un birçok davadan yargılandığını ve ağır bedeller ödediğini vurgulayarak “Ama ona en ağır gelen Ergenekon davasında Danıştay cinayeti sanıklarıyla ve gazetesine bomba atan meczup tiplerle yargılanmak oldu” dedi. İlhan Selçuk’un Cumhuriyet gazetesini yaşatmak ve kalıcı kılmak için büyük çabalar verdiğini kaydeden Soner, “Gazeteyi yaşatarak Cumhuriyet değerlerini de yaşatacağını ve aydınlanma mücadelesi vereceğini biliyordu” dedi.

Kartal Belediye Başkanı Op. Altınok Öz ise yaptığı konuşmada İlhan ve Turhan Selçuk’un anmasına katılmanın bir görev olduğunu vurgulayarak, “Tam bağımsızlığın savunucuları İlhan ve Turhan Selçuk bizlere Atatürkçülüğü, vatan sevgisini ve tam bağımsızlığı öğrettiler. O nedenle her yıl burada olmayı görev biliyorum” dedi. Turhan Selçuk’un kızı Aslı Selçuk ise bugünün aynı zamanda Babalar Günü olduğunu anımsatarak, bu anlamlı günde burada olmanın kendisi için özel bir önemi olduğunu söyledi. Turhan ve ilhan Selçuk’un Atatürk ve vatan sevgisi ile büyüdüğünü dile getiren Aslı Selçuk “Yazar ve çizerliklerini insanlığın derinliğine yönelttiler. İkisi de değişmez olayların, değişmez yönlerini yakaladılar. Bıraktıkları izler ülkemizin dışına taştı. Ve bu izleri bugün bizler takip ediyoruz” diye konuştu.

‘Doğum günleri gibi’

Turhan Selçuk’un eşi Ruhan Selçuk da konuşmasında şunları dile getirdi: “Evrensel boyuttaki yapıtlarıyla aydınlanma mücadelesi veren, yazı ve çizgi dünyasında müstesna ve kalıcı yerleri olan, düşünsel dünyamızı zenginleştiren, yaşamlarıyla, felsefeleriyle insanlığa yol gösteren, onların gelecekte izleyecekleri yolu aydınlatmaya devam eden sevgili İlhan ve Turhan Selçuk ulusal kültür gelişimini, aydınlanmayı çağdaş uygarlık düzeyine erişmenin ölçüsü olarak saymışlardır. Cumhuriyetin kuruluşu onların doğum günleri gibidir. Cumhuriyet kuşağı olmanın onurunu hep taşımışlardır.”

 

‘Selçuk kardeşler cesarettir ’

Konuşmaların ardından İlhan ve Turhan Selçuk’un mezarlarına çicekler bırakılarak, saygı duruşu düzenlendi. Öğleden sonra ise Hacıbektaş Kültür Merkezi’nde Selçuk kardeşleri anlatan belgesel izlendi. Ardından da eski Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık ile eski CHP milletvekili ve gazetemiz yazarlarından Yakup Kepenek’in konuşmacı olduğu panele geçildi. Orhan Erinç’in oturum başkanlığını yaptığı panelde ilk konuşmacı olan Bülent Tanık, Selçuk kardeşlerin yaşamıyla örtüşen ortak yönlerinin olması nedeniyle mutluluğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ortak yönümüz üçümüzün de Adana Erkek Lisesi mezunu olmamız. 1980’den sonra önderliğini Aziz Nesin’in yaptığı Aydınlar Dilekçesi’nde üçümüz de imzacıydık. Ben İlhan Selçuk’u ilk kez 1980 darbesinden sonra DİSK’in faaliyetlerine yeniden başlaması vesilesiyle düzenlenen kokteylde tanıdım. Yavuz Önen ile o toplantı öncesinde gazeteye gittik. İlhan Selçuk hakkında o kısa görüşmede ilk izlenimim çok özenli, çok bakımlı, dik duran bir kişiliğe sahip oluşuydu. Zaten İlhan Selçuk demek cesaret ve dik duruş demektir. Cesaret doğuştan değil sonradan edinilen bir özelliktir. İnsanın duygusu ve cesareti, korkuda olduğu gibi sonradan öğrenilir. Toplumun önderlerinin dik duruşunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Selçuk kardeşlerin ortak özelliği zarafet, dik duruş ve cesarettir. İlhan Selçuk’un Ziverbey’de yazdığı akrostişi anlayabilecek zekâda bir yargının olması bile ne kadar önemli bir kazanımdır. Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet gazetesine sahip çıkmak cesur yürekli

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr