TÜRKİYE ÇEKİCİLİĞİNİ KAYBETTİ

Doç. Dr. Ahmet Kasım Han (Kadir Has Üniversitesi)

İngiltere’nin Büyük Britanya olarak bundan sonraki birlikteliği büyük bir soru işareti; referandum sonucunda Kuzey İrlanda, İskoçya’nın oyları ortada. İngiltere AB’den çıkmayı oylarken bir yandan da kıl payı kurtardığı bütünlüğünü yeniden tartışmaya açmış durumda. Buradan AB dağılıyor sonucu çıkartmak fazla aceleci olur. Ancak AB’nin yumuşak gücünün zayıfladığını göreceğiz. Karar alma mekanizmalarının değişime uğradığını göreceğiz. Mesela savunma, mali kontrol gibi kararlarda merkezileşme güçlenirken sınır kontrolü gibi konularda üyelerin serbest bırakılması söz konusu olacaktır. Bu dengeyi nasıl kurduğu AB’nin devamlılığını belirleyecek.

İngiltere’nin AB tarafından nasıl cezalandırılacağı da belirleyici olacaktır. Bunun bedelsiz olduğuna dair bir algı yaratmak Fransa ve Almanya’nın işine gelmez. Kısa vadede olumsuz finansal etkileri olacak.

İlişkiler zayıflar

Bu noktadan itibaren Türkiye’nin AB üyeliği görünür gelecek için kapanmış bir meseledir ama AB’nin bütünlüğünden AB değerlerinin Türkiye’de de kucaklanması gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. Balkan ülkelerinden üyelik bekleyenleri kabul edebilirler; bu AB’de yeni heyecan yaratmak için olabilir. Türkiye aleyhine alerjiler, bilinen çifte standartlar ışığında, AB içindeki ‘genişleme-büyüme, giriş-çıkış’ tartışmalarında Türkiye’nin ana gündem maddesi olması Türkiye’nin çekiciliğini kaybettiğinin göstergesi. Birliğin Türkiye ile üyelik perspektifiyle giriştiği ilişkiler zayıflayacaktır.

EN ÖNEMLİ MÜTTEFİK GİTTİ

Sinan Ülgen (EDAM başkanı)

En büyük olumsuzluk AB içerisinde Türkiye’nin üyelik sürecini hep desteklemiş olan, ağırlığı olan ülkenin çıkması. Türkiye, AB içerisindeki en değerli müttefikini kaybetti. Çok büyük zorluklarla yürüyen üyelik süreci artık tıkanıklığa gidebilir ve artık Türkiye’yi üyelik dışında bir ilişki geliştirmeye zorlayabilir.

İngiltere’nin AB ile kuracağı müzakere modeli, Türkiye’nin ileride AB ile kuracağı ilişki modeli için yol haritası olabilir. Bir anlamda İngiltere-Türkiye’nin de ilişkisini AB ile müzakere etmiş olacak. Kısa ve orta vadede ise olumsuz boyutları daha çok finansal piyasalara olacak ve Avrupa’daki popülist aşırı sağ hareketleri güçlendirecektir. Başka ülkelerin İngiltere’yi takip etmesini beklemiyorum. ‘AB bölünüyor, dağılıyor’ yorumlarına katılmıyorum. Aksine böylesi bir şok, AB’nin de kendi içinde kenetlenmesine, İngiltere gibi AB’yi kilitleyen, ileri siyasi bütünleşmesine engel olan bir ülkenin AB’den çıkması, AB’nin siyasi bütünleşme sürecinde daha kuvvetli ilerlemesini sağlayabilir. Paradoksal olarak belki daha güçlü Avrupa ortaya çıkabilir.

İmtiyazlı ortaklığa gidiliyor

Türkiye’de son dönemdeki gibi referandum tezlerini bu sonuç güçlendirir ama Türkiye’nin tam üyelik dinamiği bakımından olumsuz etkileyecek, tam üyelik sürecini daha da sıkıntıya sokacaktır. Bu sonuç mülteci paketini etkilemez fakat bundan sonra AB-Türkiye ilişkisinin nasıl kurgulanacağına dair işaret veriyor. İki tarafın da ortak menfaatine olan alanlarda işbirliği kurulacaktır. Reddettiğimiz imtiyazlı ortaklık noktasına doğru hızla ilerliyoruz.

TÜRKİYE'NİN GÖZÜ 2019'DA

Üst düzey bir Türk diplomatik kaynak: İngiltere zaten AB içerisinde imtiyazlı bir üyeydi, bundan sonra çıkış müzakereleri önemli olacak. Ne kapabilecek, neleri alabilecek? Bu AB için büyük bir elektrik şoku olarak düşünülebilir. Bundan sonra AB’nin içerisinde farklı yapılar oluşabilir. Ancak çıkışın müzakereleri için 2 yıl dense de çıkışları 2019’a sarkacaktır. Bu da bir sonraki konsey ve parlamentonun oluşması demek. Bu çıkış AB içerisinde yeni bir tartışmayı da 2019 gibi kapı açabilir. Balkanlar’daki ülkeleri birliğe alabilirler ki bu süreç canlanırsa bu da bizim için bir fırsat olacaktır. Bugüne kadar otopilotta gidiyorlardı; şimdi takke düştü kel göründü. Evet İngiltere, Türkiye’ye en büyük destek veren ülkeydi ama etkili bir desteği olmadı belki de Almanya ve Fransa’nın arkasına sığınmak kolayına gidiyordu.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr