Türkiye’nin davetiyle 16 Nisan referandumuna gözlemciler gönderen Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), resmi gözlem raporunu açıkladı. Raporda OHAL’de temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, bu yüzden referandumun demokratik şartlarda yapılmadığı, Yüsek Seçim Kurulu (YSK) kararının da yasaya aykırı olduğu belirtildi. Rapora göre Türkiye’deki seçmenler YSK ve diğer devlet otoriteleri tarafından referandumun içeriği konusunda ‘tarafsız biçimde bilgilendirilmedi’. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ile ‘gerçek anlamda demokratik bir referandum süreci için gerekli temel özgürlükler kısıtlandı’. Darbe girişimi sonrası binlerce kişinin işine son verilmiş veya gözaltına alınmış olunması, ‘siyasi iklim üzerinde olumsuz etki yarattı’. OHAL kapsamında olağanüstü yetkilerle donatılan valiler, bu yetkileri ‘temel hak ve özgürlükleri daha da sınırlandırmak için kullandı’. Seçimlerle ilgili yasal çerçevenin referandum konusunda net olmadığı ve ‘demokratik bir referandum için yetersiz kaldığını’ aktaran rapora göre referandum kampanyasının finansmanıyla ilgili yasal çerçeve de siyasi partilerin harcamalarının saydam olmaması nedeniyle yetersiz kaldı. Referandumun düzenleniş biçimini Avrupa normlarına aykırı bulan AKPM, anayasanın 72 maddesinde değişiklik getiren 18 teklifin tek bir blok halinde ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ tercihleriyle oylamaya sunulmasının seçmenin her bir değişiklik hakkında görüş belirtmesine engel olduğuna dikkat çekti. Resmi makamların anayasa değişikliği ve etkileri konusunda seçmene ‘tarafsız ve dengeli bilgi vermediği’, bunun da ‘seçmenin bilinçli karar almasına engel olduğu’ kaydedildi. Cumhurbaşkanı, hükümet yetkilileri ve çok sayıda yerel yöneticinin aktif olarak ‘Evet’ lehinde çalışmaları nedeniyle kampanyanın ‘dengesiz’ şartlarda gerçekleştiği belirtildi. Anayasaya göre Cumhurbaşkanı’nın (Recep Tayyip Erdoğan) tarafsız kalması gerektiği hatırlatıldı.

‘Medyada ‘Evet’ vardı'

Referandumla ilgili yasal çerçevenin ‘yeterince tarafsız seçim propagandası için elverişli olmadığı’, ‘Evet’ ve ‘Hayır’ kampanyası yürüten siyasi partilerin kamu medyasına eşit koşullarda erişemediği, TRT’nin ‘açık biçimde iktidar partisi ve Cumhurbaşkanı’na öncelik verdiği’ vurguland, ‘Evet’ kampanyasının medyada çok daha görünür olduğuna dikkat çekildi.

'YSK yasa tanımadı’

YSK de ‘saydam çalışmadığı’ ve kararlarına karşı yargı yolu açık olmadığı için eleştirildi. YSK’nin referandum günü sayımdan önce mühürsüz oy pusulaları hakkında aldığı kararın ‘yasalara aykırı olduğu’ ve çok önemli yasal bir güvencenin ihlali anlamına geldiği belirtildi. Eşitlik ilkesini ihlal edip yayınlarında ‘Evet’ propagandasına daha fazla yer veren TV ve radyolara YSK tarafından ceza verilmesinin OHAL kapsamında çıkarılan bir KHK ile yasaklanmasının ‘siyasi partilerin medyaya eşit şartlarda erişimini engellediği, seçmenlerin aydınlanmış biçimde seçme kapasitelerini sınırladığı’ not edildi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr