Yurtların gerektiği zaman devlet tarafından yönetilir hale gelmesi gerektiğini belirten Külünk şunları söyledi:

“Biz bu acıları yaşamayı hak etmiyoruz. Sorumluların en ağır cezayla cezalandırılması tabi ki talebimizdir. Ancak önemli olan bu hadiselerden çıkardığımız dersleri hemen hayata geçirmektir. Bu yurtları denetlemekle yükümlü olan kamu kurum ve kuruluşlarının hatta belediyelerin, yurt yapılacağı belli olan binaların yurt olma şartlarına uyup uymadığı noktasında da sorumluluklarını bir kez daha düşünmek mecburiyetindeyiz. Yani yurt olacak bir binanın ruhsatının verilmeden önce projesinin denetlenmesi, ruhsatının verilmesi ve ilgili kurumların o binanın yurt olup olmayacağına dair tespitler yapmasını daha fazla denetleyeceğiz. Bu süreç için alacağımız tek referans bir daha bu tür olayların yaşanmaması için gereken ne ise onun yapılacak olmasıdır.”

İnsanı merkeze koyan bir yerel yönetim anlayışıyla bu süreçlerin yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Külünk, “Çok katlı bina yapmak ya da üç katlı bina yaptıktan sonra dördüncü katı yapmak için referans bulup belediyede plan tadilatı yaptıran bir anlayıştan artık vazgeçmek zorundayız” dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr