ABD’nin saygın gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Darbe girişimini eniştemden öğremdim” sözleri ile tartışma konusu olan MİT’i masaya yatırdı. Haberde istihbarat zaafıyla eleştirilen MİT’ten edinilen bilgilerle darbe girişimi öncesine dair ciddi ayrıntılar paylaşıldı.

Habere göre, darbe girişiminden aylar önce MİT’ten bir grup uzman analist cemaat hakkında istihbarat topluyordu. Fethullah Gülen’in internetten yayımlanan videolarını izleyen analistler, Gülen’in sarf ettiği sözler ve mimiklerinde gizli bir mesaj olup olmadığını da inceliyordu. Habere göre, cemaat 2014 yılında ByLock isimli bir kriptolu yazışma uygulaması kullanmaya başladı. MİT geçen kış bu iletişim kanalının farkına vardı. Milyonlarca mesajın olduğu uygulama en sonunda kırıldığında MİT, 600’ü üst düzey asker olmak üzere 40 bin cemaatçiyi belirlemeyi başardı. Ancak gazeteye konuşan istihbarat yetkililerine göre ByLock mesajlarından hiçbiri bir darbe girişimi olacağına dair ipucu içermiyordu.

Durumu fark eden cemaat çözülemeyen farklı bir mesajlaşma uygulamasına geçti. Geçen yılın bahar aylarında MİT’in şifreli mesajlarını bakanlıklarla paylaştı. MİT yetkililerine göre cemaat de deşifre olduğunu bunun üzerine fark etti.

 

Gülen’in haki ceketi

Günler sonra, Gülen videolarını inceyen analistler Gülen’in askeri üniformayla aynı renkte haki yeşil bir ceket giydiğini fark etti. Analistler bunu Gülen’in asker üyelerine bir mesaj olarak değerlendirdi. Darbe girişiminden dört gün önce MİT, 600 askerin adını Genelkurmay’a iletti. Plan, ağustostaki Yüksek Askeri Şûra’da bu isimlerin etkisiz hale getirilmesiydi. Türk ve ABD’li yetkililere göre bu darbe planları yapanlar için zamanlarının azaldığına dair bir uyarıydı.

 

Fidan, Akar’ı bekledi

15 Temmuz günü öğleden sonra MİT analistleri Akıncı Hava Üssü ve Ankara Kara Havacılık Okulu’nda alışılmadık bir hareketlilik olduğu bilgisini aldı. Yetkililer kısa bir rapor hazırlayarak Genelkurmay’a faksladı. Saat 17.30 civarında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın yardımcısı karargâha giderek şüphelerini iletti. Üst düzey bir komutan akademiyi ziyaret etti ve taarruz helikopterlerine füzelerin yüklendiğini fark etti. Kendisine bunun tatbikat için yapıldığı söylendi ancak şüpheleri gidermeye yetmedi. Saat 18.00’de Fidan karargâha gitti ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın Akıncı Üssü’ne bizzat gitmesi konusunda anlaştılar. Fidan, MİT merkezine döndü ve tatildeki Erdoğan’a haber vermek için bekledi. Ancak Akar geri dönmedi. Rehin alınmıştı.

 

Canlı ele geçirmesinler

Akar daha sonra darbe girişiminin bir parçası olan tuğgeneralin ondan Fethullah Gülen ile konuşmasını istediğini ama bunu reddettiğini söyledi. Saat 21.00’e geldiğinde bir şeylerin olduğu kesinleşmişti. Yaklaşık bir saat sonra darbeci birlikler MİT merkezine varmıştı. Komandoları taşıyan iki Süper Kobra saldırı helikopteri ve üç Sikorsky personel taşıma helikopteri MİT merkezine ateş açtı. Hakan Fidan, jetlerin binaları bombalayacağı korkusuyla bina dışına çıkartıldı. Silahlı güvenlik timleri tarafından korunan Fidan ve ekibi, ağaçların arasında siper aldı. Sikorskylerden biri komandoları bırakmak için alçaldığında, silah eğitimleri çok az ile hiç yok arasında değişen MİT çalışanları tabancalar ile helikopterlere ateş etti. Fidan istihbarat üyelerine “Son merminize kadar savaşın, sizi canlı ele geçiremesinler” dedi. Cumayı cumartesiye bağlayan gece saat 01.30 - 02.00 arasında MİT’in güvenlik timi helitopterleri defetmek için ağır makineli silahlar getirdi. MİT güvenlik güçleri ve Cumhurbaşkanlığı sarayının güvenliğini sağlayanlar omuzdan atılan füzeler kullandı.

 

ABD de öngöremedi

Habere göre MİT darbe öncesi elde ettiği parçaları bir araya getirmekte zorlandı. MİT yetkilileri ABD’li istihbarat ajanlarının da NATO’nun en büyük ikinci ordusunu tehlikeye sokan darbe girişimini önceden öngöremediklerini söyledi. Buna göre ABD’li istihbaratçılar askeri tehditlere değil militan tehdidine odaklanmışlardı. Habere göre Gülen, telefon kullanmayı bıraktı ve talimatlarını ABD’nin Pensilvanya eyaletindeki evinde bir araya geldiği üst düzey danışmanlarına iletmeye başladı. Ankara, ABD’den Gülen hareketinin destekçilerinin ABD’ye girmesinin yasaklanmasını istedi ancak Washington, destekçilerin bir tehdit unsuru oluşturduğuna inanmıyordu.

 

Akıncı'nın darbe üssü olduğu ilk saatten belli miydi?

Wall Street Journal üst düzey Türk istihbarat kaynaklarına dayandırdığı bir haber yayımladı. Habere göre 15 Temmuz akşamüstü MİT, Ankara Kara Havacılık Okulu ve Akıncı Üssü’nde olağandışı hareketlilik tespit etti. Genelkurmay “faksla” uyarıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile karargâhta buluştu. Akar; Akıncı’ya gidip durumu yerinde görme kararı aldı.

Akar’ın ifadesinde “ilk saatlerde Akıncı Üssü için de ihbar yapıldığı” yer almamıştı. Akar şunları anlatmıştı: “Bilginin geldiği makam itibarıyla ciddiye aldık. Ben, Yaşar Paşa ve Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak ile acilen alınacak tedbirleri tartışmaya başladık. Derhal ve öncelikle karargâhımızdaki SKKHM ile görüşüp sadece Ankara hava sahasının değil, tüm Türkiye hava sahasında bulunan askeri helikopter ve uçakları kapsadığını, dolayısıyla havada bulunan askeri uçak ve helikopterlerin üslerine dönmesi, yeni kalkışlara da engel olunmasına ilişkin emrimi ilgili komutanlara verdim. 2. Başkan Yaşar Güler de bu emri Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Merkezi’ne iletti ve bu şekilde tüm askeri hava araçlarının uçuşlarının durdurulması emrimiz ulaştırılmış oldu. MİT’ten gelen bilginin teyidi ve netleştirilmesi bakımından ve bilgide belirtilen uçuş faaliyetlerinin somutlaştırılması ihtimaline binaen bu hususun açıklığa kavuşturulması için Kara Kuvvetleri Komutanı’na derhal gereken en hızlı ve etkili tedbir ile işin üzerine gidilmesi için emirlerimi verdim. Kurmay Başkanı, Merkez Komutanlığı’ndan ve Adli Müşavirlik’ten personeller alıp, Kara Havacılık Okulu’na derhal gitmesi, olayı tereddüde yer bırakmayacak şekilde çözüp idari ve adli tedbirleri ivedi bir şekilde almasını talimatlandırdım. Gittiğinde devamlı bilgi vermesini söyledim.”

MİT’e göre; Fidan akşamüstü Akar’a durumu bildirip kendi çalışma ofisine geçti ve tatildeki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı bilgilendirmek için Akar’dan haber bekledi, ama arayan olmadı. Akar ifadesinde saat 21.00’de odasına gelen Mehmet Dişli vasıtasıyla girişimden haberdar olduğunu söylemişti.

Bu noktada Hakan Fidan’ın 21.00’e kadar Genelkurmay’dan haber gelmemesine rağmen “Niye yeniden karargâh ile temas sağlamaya çalışmadığı” 23’e kadar niye kendisine ulaşılamadığı ise hâlâ belirsiz. Gazete MİTyetkilisinin “Bu istihbarat zafiyeti sadece MİT’in değil, tüm güvenlik kurumlarımızın sistemik bir zafiyetidir” dediğini de aktardı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr