KHK ile Ankara’daki üniversitelerden ihraç edilen akademisyenler, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde öğrencileri ile kol kola yürüdü. Ankara Üniversitesi’nden ilk OHAL KHK’sinden itibaren son KHK’ye kadar ihraç edilen onlarca akademisyen, “Dayanışma bitmedi, daha yeni başlıyor” diyerek üniversiteden uzak ilk 1 Mayıs’larında mücadele mesajları verdi. OHAL döneminde hükümet KHK’leri ile 120’nin üzerinde akademisyenini kaybeden Ankara Üniversitesi’nde dayanışma 1 Mayıs’ta doruğa ulaştı. Üniversitenin ihraç edilen onlarca akademisyen, üniversitenin çeşitli fakültelerinden yüzlerce öğrenci ile birlikte 1 Mayıs alanına kol kola yürüdü. KHK ile ihraçların ardından ilk 1 Mayıs’larını yaşayan akademisyen ve öğrenciler, Emek ve Dayanışma Günü’nde birlik ve mücadele mesajları verdi. Öğrencilerinden aldıkları destek ve ihraçlara karşı omuz omuza yürüdüklerini belirten akademisyenler yaşadıklarını Cumhuriyet’e anlattı. 679 sayılı KHK ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden ihraç edilen Dr. Cenk Yiğiter, “İhraç edilen akademisyen ve kamu emekçileri olarak bu bizim ilk 1 Mayıs’ımız. Şunu biliyoruz ki, bizim mücadelemiz işçi sınıfı mücadelesinin ayrılmaz bir parçası. ‘Hayır gitmiyoruz’ dedik ve üniversitelerimize dönüp geleceğin özgür üniversitelerini inşa etmeye başlayabiliriz diye düşünüyorum” dedi.

‘Hayır’ bizi umutlandırdı

Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden 686 sayılı KHK ile ihraç edilen Prof. Dr. Nejla Kurul, akademisyenler arasındaki dayanışmaya ilişkin, “Ankara Dayanışma Akademisi bağlamında çeşitli sendika ve derneklerde konferanslarımız, eğitimlerimizi sürdürüyorum. Bu dayanışma devam edecek. Çünkü biz haklıyız ve kendimizi güçlü hissediyoruz. Bu onurlu mücadelemiz devam edecek ve bunlar aldıkları her kararı geri çekmek zorunda kalacaklar. Üniversiteler bizimdir ve bizim kalacak. Özgür düşüncenin olacak” dedi. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden ihraç edilen Onur Can Taştan ise akademisyenlerin yaşadıkları sorunlara ilişkin “En temel dertlerimizden birisi işimizi yapabilecek bir ortama kavuşabilmekti. Onu da Türkiye’de özel üniversiteler dahil çalışmamız filen yasaklandığı için bizim için en önemli araç yurtdışına çıkabilmek.

Çoğumuz burs bulduk, iş bulduk fakat gerekçesiz bir şekilde pasaport verilmediği için çıkamıyoruz” diyerek anlattı. 686 sayılı KHK ile ihraç edilen Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Başaran da ihraç edilseler de akademik çalışmalarından vazgeçmediklerini aktararak, “Hiç dağılmadık, halen akademik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sokak Akademisi ve Ankara Dayanışma Akademisi devam ediyor. Tüm Türkiye’de ortak bir komisyon oluşturuldu ve daha kurumsal ve iyi örgütlenmiş, sokaklarda süren bilimsel üretimi sürdürmeye çalışıyoruz. İlk ihraçlardan bugüne bir arada ve beraberiz ve beraber olmaya devam edeceğiz” dedi.

Pankarta sansür

1 Mayıs alanına öğrencileri ile birlikte kol kola yürüyen ihraç edilmiş akademisyenler Eğitim Sen 5 No’lu Ankara Üniversiteler Şubesi imzasıyla taşıdıkları pankart polis engeli ile karşılaştı. “OHAL’e ve KHK’lere, ihraçlara teslim olmadık. Hayır gitmiyoruz. Akademi Meydanlarda” yazılı pankarttaki “OHAL” ve “KHK” kelimelerinin kullanılmasına izin vermeyen polis, pankartın alana girişini engelledi. Akademisyenler ise polis sansürü karşısında pankarttaki bu kelimeleri keserek yürüyüş alanına girdi. KHK ile ihraç edilen akademisyenler boşluklardan teker teker kafalarını uzatarak resim çektirdi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr