Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Hollanda arasında çıkan krizin uluslararası hukuk alanına taşınacağının sinyalini verdi. Erdoğan’ın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gideceğini açıklamasının ardından Türkiye’nin konuyu uluslararası hukuk önüne götürmesi için önündeki en elverişli yol AİHM’ye gitmek. Türkiye, Hollanda’daki Türk diplomatların ya da Hollanda polisinin müdahale ettiği Türklerin Hollanda’da iç hukuk yollarına başvurması ve bunlardan sonuç alamaması halinde AİHM’ye başvurabilir.

AİHM’ye daha çok bireysel başvurular yapılıyor ancak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) göre AİHM’ye devletlerin de başvurması mümkün. Buna göre, bir devlet, sözleşmeye taraf başka bir devletin insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle onun aleyhine AİHM’de dava açabilir.

Devletlerarası başvuru’ denilen bu başvuru şeklinde devletler başkaca bir devletin bir şekilde AİHS’de tanınan hak ve özgürlükleri ihlal ettiği iddiası ile doğrudan başvuruda bulunabiliyor. Devlet başvuruları, diplomatik teamüller gereği şimdiye kadar pek işletilen bir yöntem olmadı.

AİHM’ye bugüne kadar 6’sı Türkiye aleyhine olmak üzere 13 devlet başvurusu yapıldı. İrlanda, İngiltere, Kıbrıs, Fransa ve Danimarka’nın Türkiye aleyhine yaptığı başvurulardan 4 tanesi Kıbrıs sorununa ilişkindi. Danimarka ise Türk asıllı bir Danimarka vatandaşının işkence iddiaları nedeni ile Türkiye aleyhinde ihlal iddiasında bulundu ve bu davada dostane çözüm yolu benimsendi.

Kritik hüküm

Türkiye’nin ister bireysel ister devlet başvurusu yoluyla olsun sorunu AİHM önüne taşıması halinde, davayı kazanmasının önünde iki büyük engel bulunuyor. Bunlardan ilki iç hukukta, yani Seçimlerin Temel Hükümleri Hakkındaki Kanun’da yurtdışında ve dış temsilciliklerde seçim propagandasının yasaklanması. İkinci engel ise ‘Yabancıların siyasal etkinliklerinin kısıtlanması’ AİHS’nin 16. maddesinden kaynaklanıyor. Bu maddeye göre devletler yabancıların siyasal etkinliklerine kısıtlama getirme konusunda geniş yetkilere sahip. Düzenlemelere göre bu konudaki yasaklamalar ‘ifade özgürlüğü, toplantı özgürlüğü ve ayrımcılık yasağı’ kapsamında değerlendirilmiyor.

Divan yolu kapalı

Türkiye’nin Hollanda ile yaşanan krizi AİHM önüne götürmenin dışında gündeme gelen seçeneklerden biri de Uluslararası Adalet Divanı. Ancak Türkiye Uluslararası Adalet Divanı’nın yargı yetkisini tanımadığı için bu yola gidemiyor. Bu yola ancak Türkiye ile Hollanda arasında sorunun Adalet Divanı’nda çözülmesi için bir anlaşma yapılması halinde başvurulabilir ama iki ülkenin de buna yanaşması mümkün değil.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr