Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, TGC üyesi, Sürekli Basın Kartı Sahibi Ahmet Oktay Börtecene’nin ölümünün ardından yayınladığı başsağlığı mesajında, “Şiirimizin ustalarından şair, yazar gazeteci Ahmet Oktay Börtecene’yi kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Ahmet Oktay Börtece’neyi sevgi ve saygıyla anıyoruz. Değerli üyemiz Ahmet Oktay Börtecene’nin ailesine, sevenlerine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz” dedi.

Börtecene’nin cenazesi, yarın  Erenköy Galip Paşa Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda defnedilecek.

AHMET OKTAY BÖRTECENE KİMDİR?

1933 yılında Ankara’da doğdu. Öğrenimini lisede yarım bırakarak çalışmaya başladı. Ankara’da İstatistik Genel Müdürlüğü’nde (bugünkü DIE) görev yaptı. 1961’de Yeni İstanbul Gazetesi’nin Ankara Bürosu’nda ‘parlamento muhabiri’ olarak profesyonel gazeteciliğe başladı. Ankara Ekspres, İktisat ve Piyasa, Vatan gibi gazetelerde muhabir olarak çalıştı. 1975’te İstanbul Radyosu’na geçti.

Siyasal iktidar değişince TRT’den istifa ederek önce Akajans, ardından da Dünya Gazetesi haber müdürlüğü görevlerini yürüttü. 1978’de yeniden TRT’ye döndü. 1982’de emekliye ayrıldı. Daha sonra Milliyet Gazetesi’ne geçti. 1993’te yazı işleri müdürlüğünden biri olduğu Milliyet’ten ayrıldı.

Şiir yazmaya ortaokul sıralarında başladı. İlk şiirleri 1949-19850 arasında ‘Gerçek’ dergisinde yayınlandı. İlk yazısı 1950’de Güney Dergisi’nde çıktı. ‘Dişi Kurt’ adlı oyunu 1974’te Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendi. 1950’lerde yazdığı şiirlerde Ahmet Arif’ten etkilendiği gözlenirken 1960’lardan sonra toplumsal gerçekçi bir yaklaşımla İkinci Yeni’ye yöneldi. Şiirin olgunluk döneminde biçim gösterilerine kaçmadan yalın bir teknikle yazdı.

‘Her Yüz Bir Öykü Yazar’ kitabıyla 1957 yılında Yeditepe Dergisi'nin Şiir Ödülü’nü 1987’de ‘Yol Üstündeki Semender’ kitabıyla Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü aldı.

Usta şair Ahmet Oktay  'Gizli Çekmece' kitabında edebiyat dünyasının en tanınmış kişileriyle söyleşi yapmıştı.

AHMET OKTAY'IN UNUTULMAZ ŞİİRLERİ

TUHAF DUYGU

Dolaşıyorum ne zamandır
kalbimde bir gül kesiği;

ıslak bir tülbent koy göğsüme
emsin büyüyen o siyah lekeyi;

çoktan döndüm gittiğim gurbetlerden
yine de
içimde kanayan bir sılanın sesi.

SIĞINAK

Kaçıp sana saklanıyorum akşam oldu mu
Sana dokununca mı denizleniyor masa
Senin avcıların mı çok hayvanları kovalayan
Sıkıntımın ormanında?

Üç beş günümüz var şuracığında
Nice oyuncağımızı kırdılar
Biz de güzel çocuklardık bahçelerde
Sularda alabalık

Azla avunmaya alıştık
Ne yapalım paramız yoksa
Şarabımız bitince yağmura çıkarız
Kim güzelleşmiyor öpüşünce.

KAÇ KİŞİYİZ KENDİMİZDE

Pavese, Malcolm Lowry. İkizlerim.
Gece de sonsuz değil,
kötülük de. Ben de denedim.
Lav fokurdarken, gidip geldim
delilikleri. Bin vampir besledim
şuramdaki inde. Sövdüm
ve şehvetle öptüm her Meleği;
ah! Bilemedim.
Kaç kişiyiz kendimizde
Karabasanlar yaşattım
beni sevenlere,
bir hataydım, besbelli.
İçimdeki ölümden
içimdeki ölümden
içimdeki ölümden ürettim her şeyi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr