Tutuksuz sanık Çelik, suçlamaları kabul etmedi.

Eskişehir'in Mahmudiye İlçesi'nde 18 Ağustos 2015 tarihinde meydana gelen olayda Yusuf Çelik, düştüğü tandırda öldü. Yusuf Çelik'in babası Tuncer Çelik, 3 ay önce savcılığa başvurarak oğlunun, kardeşi Dinçer Çelik'in eşi olan yengesi Aysel Çelik'in tandır fırınına atarak öldürdüğünü öne sürerek şikayetçi oldu. 

Eşinden ayrı yaşayan ve İzmir'de oturan Aysel Çelik, suçlamaları kabul etmedi. Aysel Çelik çıkarıldığı mahkemece adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Eskişehir 3'ünci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında dava açılan Aysel Çelik, ilk duruşmaya İzmir Adliyesi'nden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. 

"İFTİRA ATIYORLAR"

Tutuksuz sanık Aysel Çelik, Kürtçe tercüman aracılığıyla yaptığı savunmasında suçlamaları kabul etmeyerek kendisine iftira atıldığını söyledi. Çelik şöyle konuştu:
"Yusuf Çelik benim kayınımın oğludur. Kayınımlarla birlikte aynı evde yaşıyorduk. Tandır fırınını her gün sabah saat 07.00 sıralarında yakardık. Olay günü fırını ölen Yusuf Çelik'in annesi Mihri Çelik yakmıştı. Yusuf, annesinin yanında tandır evindeydi. Ben de kahvaltıyı hazırlıyordum.  Mihri Çelik yanıma gelerek bir bardak çay içti. Daha sonra tekrar tandır fırınına gitti. Koşarak tekrar yanıma geldi ve tandıra çocuğun düştüğünü söyledi. Mihri, çocuğu fırından çıkardı ve üzerine bir kova su döktü. Ben Yusuf'u tandıra atmış değilim. Suçlamaları kabul etmiyorum. Biz Ağrı'dan gelmiştik. Mihri ve eşi beni sevmemiş, kabullenmemişti. Eşimden, ayrı ev tutarak taşınmamızı istiyordum. Ben bunları söylediğim zaman eşim beni dövüyordu. Bu nedenle iftira atıldığını düşünüyorum. Ben hiç kimseye Yusuf'u tandıra attığımı söylemedim. Eşimle boşanmak istediğim ve ailemin yanına İzmir'e gittiğim için bana iftira atıyorlar. Ben ölen Yusuf'a kendi sütümü verdim. Nasıl böyle bir şey yapabilirim?"
Eskişehir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya katılan ölen Yusuf Çelik'in babası Tuncer Çelik ile annesi Mihri Çelik sanıktan şikayetçi olduklarını belirtti. Baba Tuncer Çelik, "Olaydan 2 ay önce de Yusuf misket yutmuştu. Uğraştık misketi çıkartamadık. Misketi de Aysel Çelik çocuğumun boğazına sokmuş. Hastaneye götürdük ve misketi çıkardılar. O zaman şikayetçi olmamıştık" dedi.

ANNENİN İDDİASI

Anne Mihri Çelik de olay günü ekmek yapmak için tandırı yaktığını anlatırken, "Hamur alıp tandıra atacaktım. Tandırın içinde bir şey yanıyordu. Demir çubuk ile karıştırdığımda oğlumun cesedini gördüm. Olaydan 15- 20 gün sonra Aysel Çelik, oğlumun üzerine un çuvalı düştüğünü ve baygınlık geçirdiğini bunun üzerine kovaya koyduğu Yusuf'u korkudan tandıra attığını söyledi. Şikayetçiyim ve sanığın cezalandırılmasını istiyorum" diye konuştu.

Aysel Çelik'in eşi Dinçer Çelik de "Eşim olaydan bir süre sonra bana, Yusuf'un oynarken üzerine un çuvalı düştüğünü ve kendisine gelmeyince kovaya koyarak tandıra attığını söyledi. Tandıra attığı için kendisini öldüreceğini söylüyordu. Psikolojisi bozulduğundan dolayı babasını aradım ve bir süre yanlarına gitmesini söyledim. Babası da gelerek onu İzmir'e götürdü" iddialarında bulundu.
Mahkeme heyeti, sanık Aysel Çelik'in adli kontrolünün devamına karar vererek duruşmayı 12 Eylül 2017 tarihine erteledi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr