HÜSEYİN ŞİMŞEK [email protected]

Hakkında fezleke bulunan milletvekillerine yargı yolunu açan anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinin ardından AKP, bu kez özellikle bölge belediyelerine yönelik bir kuşatmaya hazırlanıyor. Belediyelere “teröre kaynak aktardıkları” iddiası ile kayyum atamasına yönelik bir düzenlemenin, önümüzdeki günlerde Meclis’e sunulacak torba yasaya eklenmesi bekleniyor.
Başbakan Binali Yıldırım, yaptığı “Adımları atmaya başladık sonuna kadar da götüreceğiz. Yasal düzenleme de dahil idari tasarruflar da dahil hepsi yapılacak” açıklamasıyla, kayyum atama hazırlığını doğruladı.

Son olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Belediyeler konusunda gerekli adımları süratle atmamız gerekiyor ve onun da adımlarını atmaya şu anda hazırlanıyoruz, o adımları da atacağız” diyerek çalışmaların hızlandırıldığı mesajını verdi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de dün yaptığı açıklamada “Teröre ilişen belediye başkanı görevden alınır. Bu kanun maddesi hazır, geliyor zaten. Teröre destek verdilerse, bedelini ödeyecekler” diye konuştu.

Değişikliğin içeriği
Belediyelere el koymaya yönelik çalışmalarda sona gelen AKP, belediyelere ilk olarak ihtar vererek uyarmayı, ardından süre vererek istediği çalışmaların yapılmasını isteyecek. “Terör” ile ilişkilendirilen belediyelere ise uyarı ve süre verme işlemleri uygulanmayacak, belediye başkanı görevden alınarak Büyükşehirlerde ve illerde İçişleri Bakanlığı’nın, belde ve ilçelerde valilerin atadığı isimler görev yapacak.


HDP’li Bilgen “Darbe sürecinin bir parçası”
Yerel yönetimlerin demokrasinin beşiği olduğunu ifade eden HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, belediyelere yönelik “el koyma” işlemlerinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Bilgen, “Yerel yönetimlere yönelik tahammülsüzlük, halk iradesine yönelik tahammülsüzlüktür. Bir süredir yaşadığımız olağanüstü hal ve darbe sürecinin bir parçası olarak belediyelerin alınmak istenmesi, halkın seçtiği yöneticilerin suç örgütü muamelesine tabii tutulması, kabul edilebilecek bir durum değildir” dedi.

Belediyelerin özellikle 7 Haziran seçimlerinin ardından yoğun bir denetim faaliyetine tabii tutulduğunu söyleyen Bilgen, şunları söyledi:

“Parlamentodan, yerel yönetimlere kadar bütün platformlarda bir seçmen kitlesini baskı altına almaya yönelik bir yaklaşımdır bu. Böyle bir yaklaşımın demokraside ve hukuk devletinde yeri olamaz. Parlamentodan dışlamaya çalışırken, toplumun doğal seçeneği, kendi iradesine sahip çıkmasıdır, yerel yönetimlerde vardığını tescillemesidir. Bir taraftan merkezi yönetimde, diğer taraftan yerelde bir siyasi hareketi boğmaya yönelik bir yaklaşım ile karşı karşıyayız.”

***

TÜSİAD’dan ‘şirketlere kayyum’ açıklaması

TÜSİAD, Danıştay ve Yargıtay’ı Kaçak Saray’a tamamen bağlayacak yasa tasarısının içinde yer alan tek maddeyle değiştirilen kayyum uygulaması ile ilgili düzenlemenin, başta ticaret hayatı ve özel mülkiyet hakkı alanlarında olmak üzere doğurabileceği önemli riskler açısından yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç olduğunu bildirdi. TÜSİAD’dan yapılan açıklamada, “Kayyum atamasına yönelik bu tip önemli ve ağır sonuçlar doğurabilecek bir düzenlemenin, ilgili düzenleyici otoriteler ve ilgili paydaşların aktif katılımı ile uzun ve titiz bir değerlendirme sürecinden geçerek hazırlanmış olmasının gerektiğini düşünmekteyiz” dendi.

Kaynak: Birgun.net