66 yaşında yaşamını yitiren usta oyuncu Tarık Akan, sinema kariyeri boyunca pek çok zorlukla karşılaşmıştı. Bunlardan en zorlusu ise salon filmlerin oynamayı reddettiği için kendisine koyulan Ertem Eğilmez yasağıydı.

Akan, geçtiğimiz 9 Nisan'da Cumhuriyet'ten Ceren Çıplak'la yaptığı söyleşide o dönemi de anlatıyor.

İşte Tarık Akan'ın sözleriyle Ertem Eğilmez'in ambargosunu kırma hikâyesi:

Tarık Akan vefat etti

"1970’te sinemaya başladığım zaman yalnızca yakışıklılığımdan dolayı salon filmlerinde oynadım. O zaman oyunculuğun, sanatın ne olduğunu bilmiyordum. Her yıl yaklaşık 12 film çektim. Aradan dört yıl geçtikten sonra sonra şunu sorgulamaya başladım: zengin aile çocuğunu oynuyorum ama ben öyle değilim ki! Öyle de büyümedim... O zengin sınıfı da bilmiyorum. Bunları sorguladıktan sonra yaptığım işten dolayı rahatsız olmaya başladım. Hayatımı değiştiren insanlardan biri Vasıf Öngören’dir. Öngören, Brecht’i en iyi bilen, sosyalist bir kişi. Gecem gündüzüm onunla geçmeye başladı.

- Bir rolü canlandırabilmek için o sınıfın içinden mi olmak gerekir?

Şöyle söyleyeyeyim: Vasıf Abi ile Beyoğlu’na çıkardık. Beyoğlu’nda karşıdan gelen adamı bana gösterir ve o adama bakıp kıyafetinden, duruşundan, halinden hangi yöreden olduğunu, hangi mesleği yaptığını, kültürünü tahmin etmemi isterdi. Sonra o adamı çevirip konuşurduk ve yanlış tahminler yaptığımı anlardım. Bir adamı bu şekilde tanıma şansı verirdi. Bu bakıp tahmin etmelerin her biri bir kişiyi sinemada canlandırmanın içine girer... Yani dağdaki bir çobana smokin giydir ve bak. O smokinle nasıl oturup kalkıyor, bak. Gerçek smokin giyen insanla aradaki farkı hemen anlarsın.

- Salon filmleri için hissettiğiniz duygu da smokin giydirilen çoban örneği gibi mi?

Anadolu’da büyüdüm, albay çocuğuyum. Orta sınıfın altında geliri olan bir ailenin çocuğuydum. Öbür kısmı bilmem, tanımadım da. O günler Yeşilçam’ın en önemli yedi büyük şirketi beni protesto etti.

- Sizin dönemin sinemasını tekelinde bulunduran isimlerden Ertem Eğilmez (Hababam Sınıfı’nın yönetmeni) size yasak mı koydu?

Evet. Salon filmleri çekmek istemediğim için Ertem Eğilmez bana yasak koydu. “Aç kalacaksın, benim dediğimi yapacaksın” dedi. İnat ettim... Ve hiç film teklifi gelmiyordu. Bir buçuk yıl hiç film çekemedim. Bir buçuk yıl boyunca elimde biriktirdiğim paraları yavaş yavaş yedim ve bitirdim. Bu dönemde de Yavuz Özkan’ın bana vermiş olduğu “Maden”in senaryosunu okudum. Ama para yoktu. Yavuz Özkan, “Cüneyt Arkın’a da teklif edelim iki star ilk defa Türk Sineması’nda yan yana gelirse ortalığı karıştırırız” dedi. Cüneyt, senaryoyu okudu ve kabul etti. Anlaşma yaptık, şirkete ortak oldu. Ben o anlaşmayla Anadolu’da film satın alan bütün şirketlere gittim ve “Maden”i sattım. Torbalar dolusu senetlerle Yeşilçam’a geldim. Bu fimle büyük iş çıkardık! Bana ambargo koyan yedi şirketin ağzı açık kaldı, onların ambargosunu tamamen yıktım.

Kaynak: Birgun.net