Başbakan Davutoğlu’nun AKP’nin 22 Mayıs’ta yapacağı olağanüstü kongrede aday olmayacağını açıklamasının ardından çeşitli yorumlar yapılırken Siyaset Bilimci ve Tarihçi Prof. Dr. Taner Timur da önemli tespitlerde bulundu.

Prof. Dr. Timur’un açıklamaları şöyle:

Başbakan Davutoğlu veda konuşmasını bitirdi ve şu anda da “tecrübeli yorumcularımız” Davut Bey'in ne gibi “önemli mesajlar” verdiğini tartışıyorlar! Bana kalırsa bu uzun konuşma şöyle özetlenebilir: Davutoğlu’nun yirmi aylık başbakanlık dönemi, AKP için, her bakımdan mükemmel bir dönem oldu. Hükümet her alanda zaferden zafere koştu ve bu yüzden de Parti 1 Kasım seçimlerini açık farkla kazandı. Bu zaferin baş mimarı da kuşkusuz seçimlerde “81 ili dolaşan” ve ülkede “adım atılmadık yer bırakmayan” kendisiydi. Oysa şimdi tüm muhalif parti başkanları yerlerinde dururken, giden de kendisi oluyor.
Aslında “giden” değil, “kovulan” demesi ve bunun nedenlerini açıklaması lazımdı. Dili varmadı; söyleyemedi. Aksine “kovan”a sadık kalacağına; kimsenin onun ağzından "kovan" aleyhine tek bir söz bile duymayacağına söz verdi.



Ne de olsa ilke sahibi!

Yine de ortada büyük bir riyakarlık olduğu söylenemez. Çünkü “kutsal dava”da iki siyasetçiyi birbirine bağlayan daha "yüce" bir hedef var: Devrim ve Atatürk düşmanlığı. Davutoğlu, giderayak yine de bu dava için canla başla çalışacağını vaat etti.. Bir siyasi mevta haline gelse de.. Bütün "İslam Dünyası", gözleri Ankara'da, kendilerinden bunu beklemiyor mu?
Zavallı zihniyet, zavallı Türkiye!!

Kaynak: Birgun.net