İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 28 belediyeye kayyum atanmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, ‘en kısa zamanda bu bölgelerde yeni seçimlerin yapılmasını umut ettiklerini' belirten ABD'nin Türkiye Büyükelçiliği'ne yanıt verdi.

Sputnik'te yer alan habere göre, Büyükelçi John Bass'in yaptığı açıklamayı Türkiye'nin iç işlerine müdahale ve ‘tahrik unsuru' olarak değerlendiren Soylu, "Dost ve müttefik olarak nitelendirdiğimiz ülkelerin elçileri, bu konuda bir değerlendirme yapma hakkına sahip değillerdir" diye konuştu.

Özel uçakla Muş'a gelen Bakan Soylu'yu, havaalanında, Vali Seddar Yavuz, AK Parti Muş Milletvekili Mehmet Emin Şimşek, Belediye Başkanı Feyat Asya, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay İsmail Şen, kurum amirleri ve partililer karşıladı.

‘HİZMETLER EN ÜST SEVİYEDE GÖRÜLECEKTİR'

Belediyelere ‘görevlendirme' yapılmasının, ‘teröre' yönelik,' terörle bağı' ve ‘terör örgütlerine' olan desteği hem adli hem de idari soruşturmalarca sabit olan ve bu konuda artık milletin oyunun ve demokrasinin millet adına kullanılması lazım gelen bir uygulama olduğunun altını çizen Soylu, şöyle devam etti:

"Bu konuda inanıyorum ki görevlendirilen arkadaşlarımız, kaymakamlarımız ve oradaki yetkililer her biri çok başarılı bir şekilde yönetim ortaya koyacaktır. Hatta bu sabah geldiğimizde onlarla yaptığımız müzakerede belediyelerin eksiklikleri ve aksaklıkları, onlara neler yapılması gerektiğini konuştuk. Dün dahi birçok arkadaşımız bayram hazırlıklarını belediyelerde gerçekleştirdiler. Hiç kimsenin bir endişesi olmasın. Hizmetler en üst seviyede görülecektir. Halkın kaynakları, milletimize ve halka aktarılacaktır. Bizi üzen dün bir büyükelçinin yaptığı açıklamadır. Bunu Türkiye'nin iç işlerine müdahale olarak kabul ederiz. Bu değerlendirmeyi de asla kabul edilemez buluruz. Bir taraftan terör örgütüyle olan bağı ve ilişkisi adli ile idari makamlarca ve soruşturmalarla tespit edilen, bu konuda hem anayasamıza hem de kanunlarımıza uygun bir şekilde gerçekleştirilen bir sürecin sonunda eğer terörle mücadele konusunda bir kararlılık ortaya konuluyorsa, bu kararlılık bütün dünyaya özellikle müttefiklerimizle birlikte her türlü teröre karşı mücadele ediyorsak, bu sorumluluktan uzak açıklamalar teröre cesaret verir. Buna hiç kimsenin hakkı yoktur. Özellikle dost ve müttefik olarak nitelendirdiğimiz ülkelerin elçileri, bu konuda bir değerlendirme yapma hakkına sahip değillerdir. Bunu açıkça ifade etmek istiyorum. Türkiye'yi bu tip süreçte tanımlandırmak, Türkiye'ye ve milletimize büyük bir haksızlıktır, tahrik unsuru içeren bir açıklamadır. Ama milletimiz dün de, bugün de, yarın da vakarıyla, sağduyusuyla ve karşı karşıya kaldığı meselenin ne olduğunun kendisince bilinmesi münasebetiyle, cevabını da en güzel şekilde vermiştir. Onun için mesele demokrasi, hukuk devleti ve vatan kavramıdır. Demokrasiye ve milli iradeye sadık olacağız, hukuk devletinin gereklerini yerine getireceğiz. Bu kardeşliği yüzyıllardır sürdürüyoruz. Bu kardeşliği bu topraklar içinde yüzyıllarca sürdüreceğiz. Birbirimizi o kadar sıkı kucaklayacağız ve anlayacağız ki yarınlara güçlü, zengin ve özgür bir ülke olarak ulaşacağı… Hiç kimsenin bundan endişesi olamasın."

"Verilen oy demokrasi ve hukuk kuralları çerçevesinde işlevselliğini ortaya koyuyorsa, bir karşılığı söz konusudur" diyen Bakan Soylu, "Seçilmişlik hukukun ve demokrasinin gaspı anlamına gelmez. Tam tersi hukuku ve demokrasiyi, tam anlamıyla muhafaza etmek anlamına gelir. Eğer bunu yapmıyorsanız, hukuk ve mahkemeler devreye girer. Yani seçilmişlik herkese istediğini yapabilme hakkını ve özgürlüğünü vermez. Ehliyetin kuralları bellidir. Kaynağı yerinde kullanmak. Hukukun içinde bir değerlendirmek yapmak. Bu ehliyeti farklı bir şekilde değerlendirenlere yine müdahale hukukun içerisinde olur. Bu hususta budur. Hukukun içerisinde kalmak ve demokrasi içerisinde hak etmek esastır" ifadesini kullandı.

Kaynak: Birgun.net