NURCAN GÖKDEMİR / [email protected]

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Beştepe’de yapılacak Adli Yıl açılış törenine yönelik tepkilerle ilgili “Yargı bağımsızlığı/tarafsızlığı; toplantı mekanları, şekilcilik ve ideolojilerle değil hukuka uygun verilecek adil kararlarla tesis edilir” savunması yaptı ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile TBB Başkanı Feyzioğlu’nu törene katılmaya çağırdı. Türkiye’deki hukuk problemlerine yönelik veriler ise Bozdağ’ın ‘adil karar’ vurgusuyla zıtlık taşıyor.

“İşin özünü anlayamayanlar…”
Bozdağ, Twitter üzerinden yaptığı açıklamalarda Beştepe’deki Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılacak olan Adli Yıl açılış törenine dair eleştirilere yanıt verdi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nu törene çağırdı. Bozdağ’ın, “Adil karar” vurgusu yaptığı açıklaması şöyle:

“Adli yıl açılışı kamuya veya özel sektöre ait salonlarda yapılırsa, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı zedelenmez; ama Adli Yıl açılışı sahibi devlet ve millet olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılırsa yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı zedelenir, demek; yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını ideolojiye ve şekilciliğe kurban etmektir. Yargı bağımsızlığı/tarafsızlığı; toplantı mekanları, şekilcilik ve ideolojilerle değil hukuka uygun verilecek adil kararlarla tesis edilir. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını, şekilde, ideolojimize uygunlukta, adli yıl açılışı yapılacak yerde aramak, ilkelliğe teslim olmaktır; işin özünü ve önemini kavramamaktır; ideolojiye ve mahalle baskısına teslim olmaktır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, bu şekilciliğe ve ideolojik mahalle baskısına rağmen adli yıl açılışına katılmalıdır.”

Hangi adli kararlar?
17/25 Aralık süreci, başta HSYK olmak üzere yüksek yargı organlarının oluşumu, tanınmayan yargı kararları ile Türkiye, AKP Hükümetleri döneminde, uluslararası mahkeme niteliğindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yoğun mesai yaptırırken, tarafsız kuruluşların hazırladığı raporlar da Türkiye’de hukukun nasıl işlediğini ortaya koydu.

Yayımlanan son AİHM istatistiklerine göre, Türkiye 2015 sonunda 64 bin 850 dosya ile AİHM’de hakkında en fazla dava başvurusu bulunan üçüncü ülke oldu.
AİHM’in, 2015 yılında açıkladığı toplam 823 karardan 116’sı ile “Hakkında en fazla karar açıklanan ülke” olan Rusya’yı, 87 kararla Türkiye izledi. Tek başına Türkiye AİHM’nin iş yükünün yüzde 13’ünü oluşturdu.

Sorun adil yargılama hakkında
Türkiye hakkında 2015 yılında açıklanan kararların 79’unda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin en az bir maddesinin ihlal edildiği belirlendi. 2015’de Türkiye 20 kez Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkıyla ilgili maddesini ihlalden ceza aldı. Adil yargılanma hakkını ihlalini, kötü muamele şikâyetleriyle ilgili yeterli soruşturma yürütmeme ve bireylerin özgürlük ve güvenlik hakkı konusunda alınan 14’er karar izledi. Yaşam hakkını ihlale bağlı yeterli soruşturma yürütmeme konusunda da 13 karar verildi.

‘Hukukun üstünlüğü’nde geriliyor
Ülkelerin hukuk sistemlerini ölçen World Justice Project (WJP-Dünya Adalet Projesi) tarafından düzenli olarak açıklanan endekste de Türkiye her yıl hızla geriledi.
2014 rakamlarına göre 99 ülke arasında 59’uncu sırada yer alan Türkiye, 2015 endeksinde 21 sıra gerileyerek 80’inci sıraya düştü. Türkiye, kendi gelir grubundaki 31 bölge ülkesi arasında da 29’uncu oldu. Projenin temsilcisi endeksin sunumunda, Türkiye’de hukukun üstünlüğü performansındaki düşüşe dikkati çekti.

Erdoğan kuvvetler ayrılığını benimsemiyor
Öte yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçmişteki birçok açıklamasında da kuvvetler ayrılığı ilkesini eleştirmişti. Erdoğan, 2012’deki açıklamasında, “kuvvetler ayrılığı denilen olay var ya o geliyor sizin önünüze bir engel olarak dikiliyor” demişti.

Kaynak: Birgun.net