Hüseyin Şimşek

Türk Sosyal Bilimler Derneği (TSBD) iki yıl önce Soma’da meydana gelen ve 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan katliamın yol açtığı toplumsal süreçlere ilişkin bir rapor hazırladı. Soma davasının görüldüğü mahkemeye de sunulan raporda önemli tespitler yer aldı. Beş üniversiteden sekiz akademisyenin hazırladığı raporda, facianın teknik aksaklıklar nedeniyle değil, toplumsal süreçler nedeniyle yaşandığı belirtildi. Maliyeti düşürmeyi hedefleyen stratejinin, gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması sorumluluğunu bir kenara bıraktığına dikkat çekilen raporda, katliamın devletin bilgisi ve teşviki altında yapıldığı vurgulandı.

‘Üretim zorlaması, kâr hırsı, siyasi ilişkiler’

Raporda yer alan tespitlerden bazıları şöyle:

“»Soma faciasının ardındaki en önemli neden 2000’li yıllarda ivme kazanan özelleştirme ve piyasalaştırma süreçleridir. Bir başka önemli etken de madenlerdeki ölümcül düzeyde güvencesiz çalışma koşullarına razı olacak kadar yoksullaşma sürecidir.

»Üretim zorlamasının, Türkiye Kömür İşletmeleri’nden (TKİ) başlayacak şekilde, firma yönetiminden vardiya amirlerine ve mühendislere, dayıbaşılardan işçiye kadar uzanan bir silsile halinde oluştuğu ve bu üretimin hâlihazırda çok tehlikeli bir faaliyet olan kömür çıkarma işini daha da riskli kıldığı görülmektedir. Madendeki üretim zorlaması, kâr hırsı ve rekabetle ilgili olduğu kadar siyasi ihtiyaç ve ilişkiler ile de bağlantılıdır.

»Faciada işçi sağlığı ve iş güvenliğini ihmal eden TKİ, şirket ve dayıbaşılıktan oluşan bir üçlü oluşum söz konusudur. Kâr odaklı, aşırı kapasite kullanımlarına dayalı, ucuz kömür üretimini hedefleyen, kuralsız, mühendislik bilim ve tekniğinden azade, ilkel iş aracılığı ve üretim yöntemleri ile gerçekleştirilen üretim ortamında işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri de geri plana itilmiştir.

»Maliyetleri alabildiğine düşürmeyi hedeflemiş olan bu üretim ve çalıştırma stratejisi, risklerin öngörülüp, en son teknoloji ile gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması sorumluluk ve gerekliliğini bir kenara bırakmıştır. Bilirkişi Raporu’nda da dikkat çekilen bu noktanın aynı zamanda, devletin bilgisi ve hatta teşviki altında yapıldığı da kaydedilmiştir.

»Şirket yönetimi hükümet ile yandaşlık, sendikayla ise hükmetme ilişkisi içinde yerel emek piyasasını ve iş ilişkilerini belirleyen bir niteliğe sahiptir.

»Denetim sorunları, eksiklikleri ve zafiyetlerinin de facianın gerçekleşmesinin nedenleri arasında önemli bir yeri olduğu açıktır. Çalışma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı ve işletmenin denetim konusunda sorumluluklarını yeterince yerine getirmediği kaydedilmektedir.”

‘Güvencesizlik ve özelleştirme’

Mülkiyeliler Birliği’nde dün yapılan toplantıda raporu açıklayan Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir, “Faciada işverenin sorumluluğu tartışılmaz olmakla birlikte, kazaya neden olan özel teknik koşullar, sadece o işyerinde ve o gün meydana gelmiş olan kimi olgular olarak değerlendirilemez. Üretimde aşırı kâr hırsı, özelleştirme ve taşeronlaşma politikaları ile dayıbaşı sistemi, yetersiz işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri, yasa ihlalleri ve denetim eksiklikleri, faciasının başlıca nedenleri arasındadır” dedi.

Kaynak: Birgun.net