Soma Katliamı davasının 10’uncu blok duruşması bugün Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlıyor. Bu duruşmada bilirkişi raporu sanıkların yüzüne okunacak, ardından tarafların rapora dair beyanları alınmaya başlanacak. Madenci ailelerinin avukatları, bilirkişiler tarafından katliamdaki sorumlulukları açıkça ortaya konan başta kamu görevlileri olmak üzere tüm şüphelilerin davaya dahil edilmesini ve yargılanmasını talep edecek. Avukatlar ayrıca, daha önceki celselerde serbest bırakılan iki sanığın da yeniden tutuklanmasını isteyecek.

Görevlerini yapmadılar

Bilirkişi heyetinin şubat ayında yaptığı incelemenin ardından hazırladığı raporda, katliamdan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri sorumlu tutulmuştu. Raporda özetle şu noktalara dikkat çekilmişti:

Sahanın işletme ruhsatı sahibi TKİ ve TKİ’ye bağlı Ege Linyitleri İşletmesi (ELİ) Müessesesi, ocaktaki üretim çalışmaları sırasında karşılaşılan kızışma ve metan gazı gibi güçlükleri bilmesine karşın, 2013 yılında hedeflenmiş olan yıllık 1,5 milyon ton üretim miktarı 3,5 milyon tona çıkarılırken, ocağın alt yapısının buna uygun olup olmadığını araştırmadı.

TKİ Genel Müdürlüğü, havalandırma projesinde yapılması gereken değişikliklerin yapılmaması karşısında herhangi bir uyarı ve yaptırımda bulunmadı, riskli havalandırmaya seyirci kaldı. Kritik konularda inisiyatif almayarak ve görevini yapmayarak, sözleşmenin başından itibaren ocağı olayın olduğu güne getiren hatalara ortak oldu.

Maden Kanunu’na göre MİGEM, işletme projesine aykırı faaliyet yürütülmesi ve faaliyetin can ve mal güvenliği açısından tehlikeli bir durum oluşturması halinde faaliyeti durdurmakla yükümlüydü, ancak bu görevini yerine getirmedi. İşi durdurma kararı vermedi ve projeleri onayladı.

Soma kömür havzası madenciliğin temel ilkelerine göre yönetilseydi; havzanın TKİ tarafından yapılmış, çevreden merkeze ve yukarıdan aşağıya çalışmayı esas alan bir genel planlaması, yani master planı olsaydı, havza parsellenerek ihalelere çıkılsaydı, alım garantisinin albenisine kapılınmasaydı, hedefin üzerinde üretime ancak altyapı iyileştirilmesi koşuluyla izin verilseydi bu olay yaşanmayabilirdi.

‘Tüm sorumlular yargılanmalı’

BirGün’e konuşan müşteki avukatlarından Berrin Demir, raporun denetim görevini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin sorumluluğunu açıkça ortaya koyduğuna dikkat çekerek, “Kamu görevlileriyle ilgili Bakanlıklar soruşturma izni vermedi, Anayasa Mahkemesi’ne başvurular yapıldı, ama henüz bu konu çözüme ulaşmadı. Şimdi bu yeni durum karşısında konunun yeniden ele alınmasını, kamu görevlilerinin davaya dahil edilmesini isteyeceğiz” dedi.

Raporda, kamu görevlilerinin yanı sıra, Alp Gürkan ve yönetim kurulu üyesi Mustafa Yiğit gibi iddianamede yer almayan kişilerin sorumluluğuna da işaret edildiğini belirten Demir, “Olayda kusuru tespit edilen ve şu an yargılanmayan herkesin iddianameye dahil edilmesini ve yargılanmasını, ayrıca önceki celselerde serbest bırakılan iki sanığın yeniden tutuklanmasını talep edeceğiz. Bu kişiler, olay kendi vardiyalarında gerçekleşmediği için serbest bırakılmışlardı. Oysa o zaman da söylemiştik, o anda vardiyada bir şey oldu da o yüzden bu olay yaşandı gibi bir durum söz konusu değil. Uzun yıllardan beri süregelen altyapı-donanım eksiklikleri, gerekli güvenlik önlemleri alınmadan peş peşe yeni ayakların açılması gibi nedenlerden ötürü bu olay yaşandı. Rapor da bunu net biçimde gösteriyor” diye konuştu.

Kaynak: Birgun.net