Dieter Dehm Almanya’da Sol Parti’li bir milletvekili. Yetmişine merdiven dayamış. Bugünlerde ülkesinde okların hedefinde. Dokunulmazlığı da gidebilir, milletvekilliği de. Medyanın dilinde. Federal savcılık hakkında soruşturma açtı. Dokunulmazlığının kaldırılması için Federal Meclis Başkanlığı’na yazı gönderildi.

Neden mi?
İnsanlığın kanayan yarası sığınmacılara/mültecilere yardım ettiği için. Bütün Avrupa Almanya da dahil mültecileri kendi sınırlarına sokmamak için olağanüstü önlemler alırken, birçok ülke sınır hattına duvarlar örerken, aşırı sağcılar mültecilerin gelmemesi için saldırılar düzenlerken tersini yaptı. Evini, yüreğini, vicdanını mültecilere açtı.

Ne yaptı?
Afrikalı öksüz bir küçük çocuğu İtalya üzerinden “illegal” olarak Almanya’ya sokmakla suçlanıyor. Bütün tantana da buradan koptu. Esasında “suçlama” doğru! Dehm iki hafta önce yaptığı açıklamada Ağustos ayında küçük yaştaki bir Afrikalı çocuğu İtalya’da arabasına alıp Almanya’ya getirdiğini söylemişti. Gelen eleştiriler üzerine Dehm, küçük çocuğun annesinin ölümünün ardından Akdeniz üzerinden İtalya’ya zorlu koşullarda geldiğini, Almanya’daki babasına ulaşmaya çalıştığını kendisinin de buna yardım ettiğini söyledi.

Ne olacak?
Bu açıklama üzerine harekete geçen federal savcılık, milletvekili hakkında Almanya’ya “kaçak” insan sokmakla soruşturma başlattı. Savcılığın hakkında soruşturma başlattığı Dehm’in ifadesini alabilmesi için meclisin milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırması gerekiyor.

Dokunulmazlığı kalkar mı?
Almanya’da çok sık olmasa da vekillerin dokunulmazlığı kaldırılıyor. Daha önce de yine Sol Parti’li milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılmıştı. Münih’te bir eylemde PKK lehine açıklamalarda bulunan ve örgüt bayrağını havaya kaldıran Sol Parti Milletvekili Nicole Gohlke’nin dokunulmazlığı büyük tartışmalar sonrasında kaldırılmıştı.

Bu arada Viyana’da!
Hafta sonunda Almanya’nın liderliğinde Avusturya’nın başkenti Viyana’da Mülteci Zirvesi yapıldı. Zirveye Almanya ve Balkan güzergâhı üzerinde bulunan 11 ülkenin liderleri katıldı. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’un yönlendiriciliğinde izleyecekleri hat konusunda uzlaşmaya varmak istediler. Her ülke sığınmacılara ve soruna yönelik farklı tutumlar izliyor. Konsey Başkanı Donald Tusk, Batı Balkan Rotası’nın “yasadışı” göçe daimi olarak kapalı kalması gerektiğini vurguladı.

Yanlışlar serisine devam
Avrupalı egemenlerin mülteciler konusundaki yanlışlar dizisi devam ediyor. Mültecileri sınır polisi, beton duvarlar, yasak ve rüşvetlerle önleyeceklerini sanıyorlar. Bir taraftan müdahil oldukları savaş ve çatışmalarla insanları yollara düşüren politikalara imza atarlarken, öte yandan bu politikaların yarattığı mülteci akınının önüne geçmeye çalışıyorlar. Bu göç akınının durduracak tek şeyin ülkelerdeki savaş ve çatışmaları durdurmaktan geçtiğinin farkında değiller!

Rüşvet de çözemeyecek
Mülteci Zirvesi ve AB liderlerinin mülteci politikaları sert bir biçimde eleştiriliyor. Örneğin Frankfurter Rundschau gazetesi yorumunda şu ifadelere yer verildi: “Viyana’da bir araya gelen devlet ve hükümet başkanları artık mültecilerden değil, yasadışı göçten bahsediyor. Türkiye ile yapılan tartışmalı mülteci mutabakatı gibi anlaşmaların başka ülkelerle de yapılması öngörülüyor. Kuzey Afrika ülkelerine de mültecileri alıkoyması için para ödenmesi planlanıyor. Eğer Kahire hükümeti, mültecilerin Avrupa’ya geçişini engellerse birkaç milyar avro alacak. Fakat bu paranın Mısır’da hiçbir perspektifi olmadan az hak ve hukukla yaşayan ihtiyaç sahiplerine bir yardımı dokunmayacak. Ama Angela Merkel ve diğer Avrupalı liderlerin amacı zaten makul bir mülteci politikası değil. Onlar sadece Avrupa’nın tecrit politikasının devamını istiyor. Tel örgülerle, ek sınır muhafızları ve bir nevi günah çıkarma pazarlığı ile Avrupa’nın hoş geldin kültürünü bitiriyor. Ama yine de sorunları çözemiyorlar.” Benzer şekilde Frankfurter Allgemeine Zeitung’a göre de “Ne AB zirveleri ne de Alman koalisyon hükümetleri küresel göç sorununu çözebiliyor.”

Sol vicdandır?
Ülkelerindeki savaş, çatışma ve yoksulluktan kaçan mülteciler gittikleri “müreffeh” Batı’da binbir sorun ve sıkıntıyla karşılaşıyorlar. Dışlanıyorlar, eziliyorlar, sağın ve aşırı sağcıların saldırılarına uğruyorlar vs vs. Bu insanlara sadece bir avuç vicdanlı insan ve sol sahip çıkıyor, kapıları açıyor, “mülteciler hoş geldiniz” pankartları ve sloganlarıyla karşılıyor. Bunca kötülük arasında Dehm gibi insanlar “sol vicdan”ın yüz akı olmaya devam ediyorlar.

Kaynak: Birgun.net