HABER MERKEZİ

Bombalı saldırılar, sokağa çıkma yasakları, ‘yenilenen’ seçimler, yıkılan kentler… Hepsi geçen yıl 7 Haziran’da yapılan genel seçimlerle Türkiye’nin gündemine girdi, hala da çıkmadı!

30 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde ortaya attığı ‘başkanlık sistemi’ arzusu, koltuğuna oturduktan sonra siyasetin gündemini daha yakıcı biçimde belirmeye başladı. 7 Haziran seçimlerine Erdoğan’ın ‘başkanlık’ dayatması, muhalefet partilerinin ise başkanlık karşıtı politikalarıyla gidildi. Aslında 7 Haziran’dan sonra uyanılacak ‘yeni Türkiye’ye dair ilk emareler de seçimlere gidilen yolda verildi.

İşaret verilmişti
18 Mayıs 2015’te HDP’nin Adana ve Mersin binalarına IŞİD tarafından bombalar bırakıldı. Ardından seçimlere iki gün kala, HDP’nin 5 Haziran günü yaptığı Diyarbakır mitingine bombalı bir saldırı gerçekleştirildi. Yine IŞİD tarafından gerçekleştirilen saldırı sonucunda 4 yurttaş yaşamını yitirdi, onlarcası yaralandı.

Bu atmosferle gidilen 7 Haziran seçimlerinde sandıktan ‘tek parti iktidarı’ çıkmadı. AKP yüzde 40,8, CHP 24,9, MHP, 16,2, HDP ise yüzde 13,1 oranında oy aldı. Meclis’te 258 sandalyeyle temsil edilen AKP, salt çoğunluğunu kaybetmişti. Erdoğan’ın seçimler öncesinde meydanlarda kullandığı, “400 milletvekili verin bu iş huzur içinde çözülsün” sözleri, seçimler ardından Başdanışmanı Burhan Kuzu tarafından, “Millet kaosu seçti” olarak devam ettirildi.

‘Huzur içinde’ çözülmedi
Seçim sonuçlarının ‘koalisyonu’ işaret ettiği 7 Haziran sonrası Erdoğan, seçimlerden önce işaretini verdiği politikaları devreye soktu. Önce fiilen dondurulan çözüm süreci resmen “buzdolabına kaldırıldı.” Patlayan bombalar uygulamaya sokulan savaş politikalarının ‘gerekçesi’ oldu. Sokağa çıkma yasaklarıyla başlayan süreçte milliyetçilik siyaseti eksen alındı. Meclis’e giren partilerin koalisyon kurması da Saray tarafından engellendi ve 1 Kasım’da seçimler ‘tekrarlandı’, Türkiye’ye erken seçime gitti. AKP yüzde 49,5 oy oranı ile iktidara geldi ancak ölümler yine bitmedi. Erdoğan başkanlık uğruna devreye soktuğu savaş politikalarını devam ettirirken yüzlerce yurttaş yaşamını yitirdi.

***

7 Haziran seçimleri sonrası uyanılan ‘yeni Türkiye’de 1 yılda olup bitenler

11 Temmuz 2015: KCK, ateşkesi sonlandırdığını açıkladı.

17 Temmuz 2015: Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘fiili lideri’ olduğu partinin yürüttüğü süreç sonunda hazırlanan ‘Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımadığını söyledi.

Suruç’ta 33 can yitirildi!
20 Temmuz 2015: Suruç’ta IŞİD’ci canlı bomba Abdurrahman Alagöz, kendisini patlattı. 33 kişi hayatını kaybetti. Ortaya çıkan bilgiler katliamın göz göre geldiğini ortaya koydu. Saldırgan IŞİD’cinin telefonlarının dinlendiği, canlı bomba saldırısı ihtimalinin bildirilmesine rağmen Suruç emniyetinin hiçbir önlem almadığı ortaya çıktı.
22 Temmuz2015: Ceylanpınar’da iki polis, evlerinde uyurken öldürüldü. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, daha sonra bunu “karanlık bir olay” diye nitelendirdi.

Operasyonlar başladı
24 Temmuz 2015: Hükümetin “Huzur operasyonları” dediği operasyonlar bu tarihte başladı. TSK uçakları IŞİD hedeflerini ve Kandil’deki PKK kamplarını bombaladı. Polis de Türkiye genelinde IŞİD, PKK ve DHKP-C’ye yönelik operasyonlar yaptı.

11 Ağustos 2015: Erdoğan, çözüm sürecinin “buzdolabına kaldırıldığını” açıkladı.

‘Ne mutlu şehit ailesine’
16 Ağustos 2015: Yaşamını yitiren bir askerin cenazesinde, tabuta elini koyarak mitingdeymişçesine konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne mutlu şehit ailesine” dedi.

Yasaklar başladı
17 Ağustos 2015: İlk sokağa çıkma yasağı Diyarbakır’ın Lice ilçesinde geceden sabaha kadar olmak üzere uygulandı. Günlük olarak başlayan yasaklar daha sonra Güneydoğu bölgesinde yayılmaya başladı. 1 Kasım seçimlerinin ardından da süresiz olarak ilan edilmeye başlanan sokağa çıkma yasakları boyunca yüzbinlerce yurttaş yaşam alanlarından göç ettirildi, çocuklar ve yaşlılar da dahil olmak üzere yüzlerce sivil yaşamını yitirdi, binlerce bina savaşın şiddetiyle yıkıldı. Sur, Nusaybin, Cizre gibi ilçeler adeta harabeye döndü.

En kanlı saldırı!
10 Ekim 2015: Savaş politikalarına DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin Ankara’da düzenlediği barış mitingine IŞİD tarafından canlı bomba saldırısı düzenlendi. 100 yurttaşın yaşamını yitirdiği saldırıyı, Suruç Katliamı’nı gerçekleştiren Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi Yunus Emre Alagöz ve Suriye uyruklu bir IŞİD’ci gerçekleştirdi. Hem Alagöz’ün, hem katliamın planlayıcısı Yunus Durmaz ve saldırıyla ilişkili birçok IŞİD’cinin çeşitli biçimlerde polis tarafından takipte olduğu daha sonra ortaya çıktı.

20 Ekim 2015: Davutoğlu, Van’daki mitinginde “AK Parti iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak, beyaz Toroslar dolaşacak” diyerek Kürt seçmeni tehdit etti.

‘Tekrar seçim’
1 Kasım 2015: 7 Haziran seçimlerini tanımayan Erdoğan’ın ülkeyi sürüklediği ‘tekrar seçim’den AKP’nin tek başına iktidarı çıktı. Seçim sonuçlarına göre AKP yüzde 49,5, CHP yüzde 25,3, MHP yüzde 11,9, HDP ise yüzde 10,8 oy aldı.

Saldırılar sürdü
12 Ocak 2016: İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda Nabil Fadli adlı Suriye uyruklu IŞİD’ci tarafından gerçekleştirilen canlı bomba saldırısında 12 Alman vatandaşı turist yaşamını yitirdi.
17 Şubat 2016: Ankara Kızılay’da askeri servis aracına bombalı saldırı düzenlendi, saldırıda 28 yurttaş yaşamını yitirdi. AKP saldırının YPG tarafından yapıldığını iddia etti ancak bombalı eylemi PKK ile bağlantılı olduğu iddia edilen Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) isimli örgüt üstlendi. HDP’li vekil Tuğba Hezer’in saldırıyı düzenleyen Abdülbaki Sömer’in ailesine taziyeye gitmesi ardından HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışması Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başlatıldı.
13 Mart 2016: Ankara Kızılay’da bir otobüs durağında TAK tarafından bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi. Saldırıda 37 kişi yaşamını yitirdi.
19 Mart 2016: İstanbul’un Beyoğlu ilçesindeki İstiklal Caddesi’nde Mehmet Öztürk adlı IŞİD mensubu canlı bomba turistlerin arasından kendisini patlattı. Saldırı sonucu 3’ü İsrail ve 1’i İran olmak üzere 4 kişi yaşamını yitirdi, 36 kişi de yaralandı.
27 Nisan 2016: Bursa Ulu Camii yakınında düzenlenen intihar saldırısını TAK üstlendi. Canlı bomba Eser Çali adlı TAK üyesinden başka kimsenin ölmediği patlamanın, istemsiz olarak meydana geldiği öne sürüldü.

Davutoğlu ‘azledildi’
29 Nisan 2015: AKP Genel Başkanı’nın elinde olan il-ilçe atamaları yetkisi, partinin MKYK toplantısında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun elinden alındı. Erdoğan yanlılarının bu hamlesi ardından bir de ‘Pelikan dosyası’ adıyla Erdoğan-Davutoğlu çatışmasını anlatan bir yazı piyasaya sürüldü. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşen Davutoğlu, “zorunluluk gereği” görevini bıraktığını açıkladı.
24 Mayıs 2016: Davutoğlu’nun ardından Erdoğan tarafından Başbakanlık koltuğuna Binali Yıldırım oturtuldu. Yıldırım, Erdoğan’a bağlılığını “yolun yolumuz, davan davamızdır” diyerek gösterdi.

Kaynak: Birgun.net