BURCU CANSU
@burcu_cansu
[email protected]

OHAL ilan edilmesinin ardından Türkiye genelinde, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülere yönelik hak ihlalleri, işkence ve kötü muamele arttı. İşkence ve kötü muamele ile gündeme gelen cezaevlerinden birisi de İzmir’deki Şakran Kadın Kapalı Cezaevi.

Şakran Cezaevi’nde olan kızını ziyaret eden Fikriye Saymaz, BİRGÜN’e , “Kızları Şakran Cezaevi’nde kalanlardan bir aile aradı, ‘Yetiş çocuklara işkence yapıyorlar, çıplak bırakmışlar, ne bulursan topla getir’ dedi. Apar topar gittim. Gördüklerim, kızımın anlattıkları çok acı. Sesime ses katın da bitsin bu zulüm” dedi.

Anne Saymaz’ın talebi, “İşkence yapmayın”

70 yaşına merdiven dayamış Fikriye Saymaz, kızı Sevgi’nin 24 yaşında cezaevine girdiğini ve 25 yıldır cezaevinde olduğunu söylerken, “Çıkması için 5 yıl kaldı. Sürekli disiplin cezası ile süresi uzatılıyor. 2 yıl daha vermişler… Çıkışını görür müyüm bilmiyorum…” dedi.

OHAL 3 ay uzatıldı

“Zaten içeride, bırakın artık işkence yapmayın, zarar vermeyin” diyen Saymaz, yaşadıklarını ağlayarak şöyle anlattı:

“OHAL ilan edildi. Bizim çocuklarımızın Fethullah Gülen ile ne ilgisi olabilir, bizim çocuklarımız solcu, devrimci. Benim çocuğum cezaevinde koşulların düzelmesi için iki ölüm orucu geçirdi. 50 yaşını geçti zaten, hastalıkları var. Cezaevindeki koşullar düzelsin diye bedel ödediler, kazandılar, şimdi kazandıkları haklarını ellerinden alıyorlar. OHAL sonrası, cezaevinde koşullar kötüleştirilmiş, çocuklarımız da buna itiraz etmişler. Siz misiniz itiraz eden diyerek işkenceler başlamış. Ben de işkence başladığını gelen telefon ile öğrendim. Benim gibi kızı Şakran Cezaevi’nde kalan bir aile aradı, ‘Çocuklara işkence yapmışlar, çıplak hücreye atmışlar, kıyafetlerini almışlar. Yetiş, ne bulursan getir…’ dedi. Apar topar kalktım gittim. Açık görüşü kaldırmışlar, telefon ile görüştük.”

Ters kelepçe, çıplak hücre cezası…

Saymaz, görüş esnasında karşılaştığı manzarayı şu sözlerle anlattı:

“Kızım bana gördükleri işkenceleri anlattı. Ters kelepçe yaptıkları için kollarını kaldıramıyor ağrıdan, mosmor olmuş. Tazyikli su ile işkence yapmışlar. 17 gün hücre cezası vermişler. 17 gün buz gibi betonun üzerinde yalnız başına ve çıplak… Bu ne hukuksuzluktur. ‘Özgürlük, adalet’ diyen hükümet cezaevlerine neden kulak tıkıyor? Zaten cezaevindeler, biz af çıkarın demiyoruz ki, öldürmeyin diyoruz. Bırakın işkence yapmayın, öldürmeyin çocuklarımızı…”

Görüş esnasında cezaevindeki diğer mahkumlardaki işkence izlerine de tanık olduğunu belirten Saymaz, “Arkadaşlarından birisini götürmüşler. Günlerce hem arkadaşları hem de ailesi telaş ve kaygı ile haber almaya çalışmış. Ailenin ısrarlı arayışı üzerine Bursa Cezaevi’ne gönderildiği söylenmiş” ifadelerini kaydetti.

Görmediğimiz zulüm, adaletsizlik kalmadı

Önce TÖB-DER kurucularından olan eşi Müzekkir Saymaz’dan dolayı sık sık polisin kötü muamelesi ile karşılaştıklarını söyleyen Saymaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eşim nedeniyle polis sık sık baskın yapardı evimize. Evin altını üstüne getirirlerdi çocuklarımın gözü önünde. Hatta bir keresinde çocuklarımın başına silah dayadılar. Bir şey bulamaz, ‘yasak yayın’ diye kitaplarımızı toplar götürürlerdi. Babasına yapılanlara, ailece karşı karşıya kaldıkları polis şiddetine isyan eden kızım gençlik yıllarında siyasi mücadelenin içinde yer aldı. Şimdi de kızım için mücadeleye devam ediyoruz. Yıllardır görmediğimiz zulüm, adaletsizlik kalmadı. Yeter artık, bu haksızlıklar, hukuksuzluklar son ersin. Gezi direnişinde çok umutlanmıştım, şimdi umudum Haziran Hareketi ile sürüyor. Bu ülkede güzel günler olsun istiyorum. Yaşım belli artık, ben görür müyüm bilmiyorum ama güzel günler gelsin artık.”

*****

İşkence Meclis gündeminde

CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde işkence ve darp iddialarına ilişkin TBMMi Başkanlığı’na yazılı soru önergesi verdi. Tutuklu ve hükümlülerin ailelerinin tedirgin olduğunu belirten Altıok, “Verilen haberde, açık görüşten sonra arkadaşlarının ortadan kaybolduğunu görüp, nerede olduklarını soran tutuklu ve hükümlü kadınların, elleri ve ayakları kelepçelenerek gardiyanlar tarafından coplarla ağır bir şekilde darp edildiği iddiaları da yer aldı” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba: "15 Temmuz sonrası cezaevi yönetimlerinin tavırlarında büyük değişiklik oldu. Yalnızca FETÖ tutuklularına değil tüm mahpuslara yönelik işkence ve kötü muamele haberleri bize ulaşıyor. Her gün onlarca telefon ve mektup alıyoruz. Aileler evlatları için endişe duyuyor.
Her kim olursa olsun işkence bir insanlık suçudur. Bu haberleri araştırmak TBMM Cezaevi Komisyonunun görevi. Ama maalesef "işkenceyi araştırmayacağız" diyen bir komisyon başkanı var. Bu söylem cezaevlerindeki işkence iddialarını doğrular niteliktedir. Bu zihniyeti kabul etmek mümkün değil."

Kaynak: Birgun.net