Bundan neredeyse çeyrek asır önce, Radiohead ilk albümü Pablo Honey’yi yayınlandığında, bu beş İngiliz gencin bugünkü konumlarına gelebileceğini tahmin etmek muhtemelen imkansızdı. Creep’in popülerleştirdiği Pablo Honey kendi harika anlarını barındırıyor olsa da, hani öyle dünyayı fethedecek bir grubun albümü gibi de tınlamıyordu. Ama sonrasında gelen albümler Radiohead’i –kuşkusuz- çağımızın en güçlü ve müzikal açıdan en derin topluluklarından biri haline getirdi.

Aradan geçen bunca zaman sonra geriye dönüp baktığınızda, Radiohead’in popüler müziğin son 25 yılını kilometre taşı, avangart albümlerle nasıl bir incelikle şekillendirdiğini net biçimde görüyorsunuz. İnsanın teknolojiyle ilişkisini ve yabancılaşma hissini kendine merkez edinen OK Computer’in gitar müziğini, geleceğe dair korkularımızı mevzubahis eden Kid A ve takipçisi Amnesiac’ın elektronik müziği taşıdığı o yüksek mertebelere ulaşmak gerçekten çok zor

.Farklı müzikal türlere yaklaşımındaki benzersiz cesaretiyle, her yeni albümde giriştiği deneylerdeki çağ atlatan başarısıyla, doğayla kurduğu güçlü bağ aracılığıyla, politik konularda ayaklarını yere sağlam basan tutumuyla, popüler müzik dünyasında kapladığı o kendine özel alanla Radiohead bugünün müzik dünyasının en çok saygı duyulan topluluğu konumunda.

Bu istisnai düzeydeki saygınlık Radiohead’i sanatsal açıdan özgürleştirdiği gibi, müzik endüstrisi içerisinde dilediğince davranabileceği özerk bir alan da sağlıyor. Radiohead’in yayınlandığı albümlerin kendisinden önce, albümü nasıl yayınlayabileceği konuşulabiliyor. In Rainbows’un ‘dileğince öde’ metodunun ve Thom Yorke’un son solo albümü Tomorrow’s Modern Boxes’ın BitTorrent üzerinden yayınlanışı bu yaklaşıma verebilecek iki iyi örnek.
Bu hafta yayınlanan dokuzuncu Radiohead albümü A Moon Shaped Pool da ilk olarak nasıl, ne zaman ve nerelerde yayınlanacağıyla gündeme geldi. Önceki Radiohead albümleri gibi ‘aniden’ yayınlanan A Moon Shaped Pool, yayınlanış açısından Beyonce, Rihanna gibi isimlerin yaptığıyla aynı yöntemi izliyor. Radiohead’in kendi web sitesinin yanı sıra iTunes aracılığıyla da satın alınabilen albüm, Tidal’dan ‘stream’ de edilebiliyor. Spotify’da ise albüm yer almıyor.

Kişisel bir albüm

A Moon Shaped Pool’da Radiohead, uzun yıllardır alıştığımızın aksine yüzünü müzikal açıdan yeni bir rotaya doğru çevirip, yeni bir devrimi tetiklemiyor. Hatta Burn The Witch, Present Tense, True Love Waits, Numbers, Identikit’in de dahil olduğu albümdeki şarkıların büyük kısmı Radiohead hayranlarının daha önceden aşikar olduğu, önceki stüdyo albümlerinde kendine yer edinemeyen, konserlerde çalınan şarkılardan oluşuyor. Thom Yorke’un son yıllarda Atoms For Peace’le ya da solo albümünde görünür olan, Jonny Greenwood’unsa Junun birlikteliğinde de hissedilen farklı ve yeni arayışlar Radiohead’in bu kaydına yansımamış.

Radiohead’in yeni albümü A Moon Shaped Pool’u güzelleştiren şey tam da bu. Ne Kid A’nin yaptığı gibi OK Computer’ün ağırlığı altında ezilmemek için limitleri zorluyor A Moon Shaped Pool. Ne de Hail To The Thief’de olduğu gibi Amnesiac’ın ardından köklere dönüş için gitarın sesini açıyor. A Moon Shaped Pool topluluğun uzun kariyerinin birçok farklı noktasından ilham alıyor. Jonny Greenwood’un (Paul Thomas Anderson filmleri The Master ve There Will Be Blood için yaptığı film müziklerini de andıran biçimde) yaylı aranjmanlarıyla öne çıktığı, Thom Yorke’unsa hipnotize eden piyano melodilerine yoğun ilgi gösterdiği bir albüm bu. Bosna nova temelli Present Tense hafiften Knives Out’u ve Daydreaming’de Thom Yorke’un hayaletimsi vokalleri Kid A dönemini hatırlatırken, Decks Dark ise Amnesiac’tan referanslar barındırıyor. Desert Island Disk ise Radiohead’in folk’a en yakınlaştığı anlardan biri.

A Moon Shaped Pool’da Radiohead toplumsal konulara dokunmaya da devam ediyor. Burn The Witch farklı olanlara karşı duyulan paranoyakça önyargıyı konu alırken, The Numbers ise doğayla girdiğimiz savaşa göndermelerde bulunuyor. Albümün geneline yansıyan hissiyatsa toplumsal olmaktan ziyade çok daha kişisel aslında. Thom Yorke’un 23 yıllık partneri Rachel Owen’la ayrılış sürecine denk geliyor A Moon Shaped Pool.
Beyonce’nin Lemonade’de Jay Z’den bahsettiği açıklıkla değil elbette ama, şarkı sözlerinde her zaman gizemli ve kapalı olan Thom Yorke’un üzerindeki bu ayrılık hüznü albümün geneline de yansıyor. Kim bilir, belki de Radiohed’in yıllardır özenle sakladığı True Love Waits’in yirmi yıl sonra A Moon Shaped Pool’a kapanış şarkısı olarak girmesinde de bu ayrılığın etkisi vardır. “Gitme” diyor Thom Yorke albümün o en son şarkısının, en sonunda. Siz de gidemeyip, tekrar tekrar dinliyorsunuz A Moon Shaped Pool’u.

Kaynak: Birgun.net