HABER MERKEZİ

İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın MEB’in desteğiyle İstanbul Üsküdar’da konferans vermesi Eğitim Sen’li öğretmenler tarafından protesto edildi.

Konferansın yapılacağı Altunizade Kültür Merkezi önünde toplanan öğretmenler okul müdürlerine dayatılan konferansa tepki gösterdi.

Burada yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

Milli Eğitim Bakanlığı dini vakıf ve cemaatlerle yapmış olduğu protokoller aracılığıyla eğitimin içeriğini tamamen dinselleştirerek, okullarımızı ve çocuklarımızı dini vakıf ve cemaatlerin istismarına açık hale getirmektedir. Bu çalışmaların bir örneğini de bugün Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla bu kültür merkezinde yapılmaktadır. Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Strateji Geliştirme Bölümü tarafından ‘Kendini Geliştir, Geleceğini Değiştir Projesi’ adı altında okul ve kurum müdürlerine İHH başkanı bir konferans vermektedir. Eğitim Sen olarak soruyoruz İHH başkanı okul müdürlerine eğitimle ilgili hangi bakış açısını sunacaktır. İHH geçen günlerde Kocaeli'de çocukların ellerine kılıç ve silah vererek cihad çağrısı yaptırmıştır. Okul müdürlerine, çocukların daha iyi kılıç tutup silah kullanmaları konusunda gelişimlerini mi tavsiye edecek. Okullardan milyonlarca lira toplayan, makbuz sunmayan, denetlenmesi mümkün olmayan yolları anlatıp daha çok para mı isteyecek? En çok para toplayan müdüre hangi koltuğu vaat edip geleceğini değiştirmesini tavsiye edecek? Anasınıflarının kapatılarak sübyan mekteplerinin açılması için gayret etmelerini mi söyleyecek? Bilimsel eğitime karşı duran, laik eğitime düşman olan bu zihniyet hangi pedogojik formasyonla okul müdürlerinin karşısına çıkıyor? Kindarlığı bir ideoloji olarak kabul eden, cins ayrımcı kadın düşmanı bu ortaçağ kaçkınları mezhepçi zihniyetiyle hangi ayrımcılığın daha iyi olduğunu anlatacak? Değerler eğitimi adıyla okullara protokollerle giren cemaatler ve tarikatlar ötekileştirici ayrımcı dillerinin yetmediğini daha keskin olması gerektiğini anlatarak mı okul müdürlerini geliştirecek? Türkiye’de dinselleştirme politikaları öyle bir boyuta ulaşmıştır ki işçi cinayetlerinden kadın katliamlarına, çocuk tecavüzlerinden hırsızlığa, yağmaya ve talana kadar her türlü soruna karşı dinsel referanslar kalkan edilmek istenmektedir. Bu nedenledir ki AKP’nin dinselleştirme politikaları, bugüne kadar toplumda yaratılan eşitsizlikleri ve ayrımcılığı daha da derinleştiren politikaların hayata geçirilmesine yardımcı olmaktadır.Eğitim sen olarak, hükümetin, “tek tipçi” tüm politikalarına karşı laik, eşit, özgür ve demokratik bir yaşam mücadelesindeki kararlılığımız ve ısrarımız sürecektir! Türkiye’de uzun yıllardır devlet ve hükümetler tarafından izlenen “Türk-İslam” sentezci politikalar, toplumu tek tipleştirmeyi amaçlamıştır. Halbuki laik bir devlette olması gereken, toplumun din, dil, ırk, inanç, cinsiyet, etnik kimlik vb. bakımından çeşitliliğinin her birinin değer olarak kabul edilmesidir. Bunun olabilmesi ve bugüne kadar devlet aracılığıyla içi boşaltılan eşit yurttaşlık ilkesinin hayat bulabilmesi için var olan eşitsizliklerin giderilmesi gereklidir. Ancak iktidar, yaşamın her alanına kök salmış eşitsizlikler karşısında toplumu körleştirmenin derdine düşmüştür! Laikliğin varlığı, din ve mezhep farklılıkları bahanesiyle halk kitlelerinin, farklı ulusların, farklı inançtan ve mezhepten insanların birbiriyle çatışmalarına son verilmesini ifade eder. Devletin, farklı inanç grupları karşısında, bu grupların kendi arasındaki ilişkilerde ve bir dine inanmayanlar karşısında eşitlik ilkesi doğrultusunda hareket etmesini gerektirir. Eğitim Sen olarak kamusal, bilimsel, demokratik, laik eğitim ve laik yaşam mücadelesindeki kararlılığımız ve ısrarımız sürecektir!

Kaynak: Birgun.net