Amerika ve Amerikan müttefikleri destekli Irak ordusu Musul’un kapısına dayandı IŞİD’in şehirdeki kontrolü zayıflıyor. Ağustos ayında Irak’ın kara güçleri IŞİD’i Musul’un 65 kilometre güneyindeki Kayyara bölgesinden temizledi, halifeliğini ilan eden örgütün gelir kaynağının büyük bölümünü oluşturan petrol kuyularını aldı. Bir dönem Irak askerlerininkini aşan Cihatçı maaşları yere çakıldı. Örgütün ‘endüstri kampını’ muhafaza etme niyeti hayal oldu. Fakat IŞİD Kayyara’yı terk ederken petrol kuyularını ateşe verdi. Bir zamanlar uyguladığı düzenli vergi rejimi şimdilerde IŞİD yönetimi altındaki 1.5 milyon insanın sömürüsüne dönüşmüş durumda. Uygun teklif yapılırsa, şehri öylece terk etmeleri dahi mümkün. Hatta ‘halife’ Ebu Bekir el-Bağdadi’nin dahi bölgeyi terk edip bir köye sığındığı söyleniyor.

Örgütün askeri kapasitesi de ekonomik kapasitesi gibi azalmış görünüyor. Bağdadi, Peygamber Muhammed’in Medine’yi koruma yönetimini benimseyerek Musul’un etrafına hendekler kazdırdı. IŞİD’in 44 kurucusundan yalnızca 2’sinin hayatta olduğu söyleniyor ve Bağdadi kayıpların yerini doldurmakta zorlanıyor. Bağdadi’nin adamları şehrin içinde patlak veren küçük isyanlarla mücadele ediyor. IŞİD küçülürken koalisyon generallerinin ise özgüveni yerine gelmiş gibi görünüyor. 2014 yılında IŞİD saldırısı Bağdat yakınlarına ilerlerken zayıflayan Irak ordusu, Amerikan eğit – donat programı sayesinde eski gücüne kavuştu. Artan petrol üretimi masrafların düşen fiyatlara rağmen karşılanmasını sağladı. Irak’ın Şii Başbakanı Haydar el-Abadi Sünni Arapları kucakladı, önceki yönetimlerin dağıttığı düzensiz birlikleri tekrar bir araya getirdi. Ayrıca en önemlisi, 2003 yılında Musul’u işgal eden 101 numaralı Hava Birliği de dahil olmak üzere Amerikan birliklerini bölgeye geri getirdi. Son altı ayda getirilen üçüncü takviyeyle birlikte Irak’taki Amerikan askeri sayısı sessiz sedasız 5 bine çıkmış oldu.

Taze kan bulan Irak ordusu Mart 2015’ten beri IŞİD’e karşı düzenlediği her operasyonu kazandı. IŞİD 17 şehirden temizlendi. Bağdat’taki yetkililer IŞİD savaşçılarının sakallarını kesip, üniformalarını çıkarıp yok olacaklarını söylüyor – 2003’teki Amerikan istilasında yok olan Saddam askerleri gibi. Iraklı güvenlik yetkililerinden biri “çok kolay olacak” diyor. “Cihatçılar kazanamayacakları bir savaş için 4 bin savaşçıyı tehlikeye atmayacaktır.

İşler anlatıldığı gibi çantada keklik mi göreceğiz. Son zamanlardaki karşılaşmalarda IŞİD’in savaşmaktansa geri çekilmeyi tercih ettiğini görüyoruz ve bu Irak güçlerine haksız bir özgüven kazandırmış olabilir. Kimi ise Suriye’ye güvenli geçiş garantisi verilirse IŞİD’in bunu kabul edeceğini söylüyor. Fakat cihatçılar bu tür sözlere kanmakta temkinli davranacaktır… hele ki öncesinde Şii milisler güvenli rotanın geçeceği Tel Afar kasabasını alırsa. Bu zamana kadar tetikte bekledikleri için bu ‘hayati’ şehri korumaya karar verebilirler.

En temkinli uzmanlar dahi Musul’un doğu sınırının hızla düşeceğini tahmin ediyor. Fakat nehrin batısında kalan eski şehir merkezinin 400 binlik nüfusu oldukça fakir ve kaçacak imkanlara sahip değil. Bol miktardaki İslami anıt ile birlikte düşünüldüğünde IŞİD, sivilleri ve anıtları şehri savunmak için kendine kalkan yapabilir. Birleşmiş Milletler Musul savaşında yer değiştirmek zorunda kalacak 1 milyon sığınmacıyı nereye ve nasıl yerleştireceği konusunda endişelenmekle kalmıyor, sivillerin çapraz ateşte kalmasından da korkuyor. Amerikan seçimleri yaklaşırken işler sarpa sararsa, Demokratlar operasyonun Rusya’nın Halep kuşatması ile kıyaslandığına şehir olacaktır.

Meydan savaşı korkusu

Irak’ta çok sayıda silahlı grup var ve toplamda 100 bin savaşçı toplayabilecek güçteler; bunlar koalisyonun istikrar getirmesine yardımcı olabilir. Fakat Kürt ve Şii milisler bölgeye gelirse Musul’un Sünni Arap nüfusu memnun olmayacak ve IŞİD sonrası düzenin belirlenmesinde gruplar arası çatışma riski doğacak. Al Abadi, Kürt Peşmergelerinin ve Şii Halk Güçleri’nin kuşatmaya katılımını kısıtlamaya niyetli görünüyor. Ancak kuşatmaya katılmak kazançlı bir iş çünkü kontrol noktaları para getiriyor. Bu birinci strateji başarısız olursa hükümet Şii milislerini bölgedeki Tel Afar ve Havija kasabalarına saldırmaya yönlendirmeyi umuyor.

Irak ordusunun tercih ettiği destek kuvvetlerini iki düzensiz Sünni birliği oluşturuyor. Maalesef bu iki birlik birbirine düşman. Birincisi eski Musul valisi Esil Nuceyfi liderliğinde. Nuceyfi’nin ailesi Osmanlı döneminden beri şehirde nüfuz sahibi. Kürdistan temelli savaşçılar Peşmergeler ile yakın işbirliği halinde ve eğitimlerini Türklerden aldılar. İkinci grup ise Musul’un güneyinden geliyor ve çoğunluğu Caberi kabilesinden geliyor. Abadi’nin adamlarıyla işbirliği yapıyor ve Nuceyfi’nin valiliğine son verip, yerine bir Caberi koymak istiyorlar. Dışarıdan farklı gruplar bölgeye gelirse bir meydan savaşı gerçekleşebilir; Şiiler Sünnilerle, Araplar Kürtlerle, Iraklılar Türklerle savaşabilir.

Bu yönde ibareler görülmeye başladı bile. Musul’u temsil eden parlamento üyeleri Şii milislerine Kürtlerin aldığı bölgeleri geri alma çağrısı yaptı, bun karşın Peşmergeler kontrol altında tuttukları bölgeye Irak ordusu dahil hiçbir gücün girmesine izin vermeyeceklerini duyurdu.

Musul yakınlarında dağınık birlikler ve tanklar bulunduran Türkiye operasyonu desteklemeyi teklif etti; Şii milislerin, İran’ın kuzeydeki etkisini artırabileceği uyarısını yaptı. Irak’ın en büyük Şii milis kuvvetini yöneten Hadi el-Amari “Türkiye tanklarını yollar ve Suriye’de yaptığı gibi Irak topraklarına göz koyarsa, Musul’u Türk mezarlığına çeviririz” dedi.

Amerikalıların desteklediği Abadi orta yol bulmakta zorlanıyor. Geçtiğimiz ay sonunda Mesut Barzani’yi üç seneden sonra ilk kez Bağdat’a ayak basmaya ikna etti. Yapacağı maaş ve petrol geliri teklifinin Kürtleri, Musul’u da içinde bulunduran Ninova bölgesine atadığı valiyi tanımaya ikna etmesini umuyordu. Diğer yandan Nucafi, “Valinin ne Musul’u, ne Ninova’yı yönetme kapasitesi var” dedi, bunu söylerken destekçilerinin yönetimi darbeyle devralabileceğini ima etti. Nucafi’nin teklifi bölgenin altı kantona ayrılarak Yezidi, Hristiyan, Şabak ve Kürtler arasında pay edilerek Kürt koruması altına girmesiydi. Bu teklifin de çatışmaları beraberinde getirmesi muhtemel.

Irak’ı bölme planlarının yapıldığından endişe eden Şii generallerin birliklerini “yalnızca Musul’a değil, Kürdistan’a kadar” yollamaya ant içtiği söyleniyor. Parlamento’nun yeni sözcüsü Türklerin Musul’a girmesi halinde “Irak ordusu tarafından vurulacağını” söylüyor. IŞİD’in şehirden çıkarılması tabii ki memnuniyetle karşılanacak. Fakat Musul’un geleceğinde çıkarı olan taraflar arasında anlaşma sağlanmazsa, bir savaşın diğerine zemin hazırlaması riski var.

The Economist, econ.st/2dOPNpe’den çeviren Fatih Kıyman

Kaynak: Birgun.net