YAŞAR AYDIN

İran’da Cuma günü Parlamento ve Uzmanlar Meclisi seçimleri yapıldı. Seçim sonucu reformcuların lideri Hasan Ruhani’nin mutlak zaferinden bahsedilemese bile gerçek olan şu ki muhafazakarlar başta başkent Tahran olmak üzere büyük bir yenilgi yaşadı. Görüşlerine başvurduğumuz araştırmacı yazar Arif Keskin, seçimleri Hasan Ruhani çizgisinin nükleer anlaşma sonrası “güvenoyu” alması olarak yorumladı. Keskin seçim sonuçlarını ve olası yansımalarını BirGün’e değerlendirdi:

Tek cephe değiller
İran seçimine birden fazla cephe girdi. Ruhani’nin başını çektiği reformcuların adayları seçim öncesi Anayasa Koruyucular Konseyi tarafından veto yemişti. Bu anlamı ile reformcuların bir bölümü seçime katılmamışlardı. Radikal muhafazakarlar ve ılımlılar yine seçimlere giren diğer guruplardı. Sonuca bakıldığında reformcular iki mecliste de çok büyük bir çoğunluk elde edemediler. Ama buna rağmen seçimin galibi onlar. Çünkü esas olarak karşısındakiler yenildi.

Muhafazakârlar yenildi
Ruhani’ni seçimden mutlak galip ayrılmadan nasıl zafer kazandı diye sorabilirsiniz. Ama unutulmasın ki bu seçimlerle birlikte 2004 yılından beri mecliste mutlak iktidar olan muhafazakarlar yenildi. Meclis aritmetiği neredeyse yüzde 80 oranında değişti. Muhafazakâr egemenlik kırıldı. Reformcuların temel önceliği radikal muhafazakar figürlerin hem Uzmanlar Meclisi’ne hem de Parlamento’ya girmemesiydi. En azından birinci öncelikleri buydu ve bunu başardılar. İran’da radikal muhafazakar olarak bilinen birçok kişi ne Uzmanlar Meclisine ne de Parlamentoya. Ahmedinejad ve Payidari Cephesi diye bilinen oluşum Tahran’da tamamen yenildiler. Bu guruplar Ruhani’ye en sert eleştiriyi yönelten kesimlerdi.

Radikallere yanıt
Seçimlerin birden fazla sembolik anlamı var. İran toplumu radikal guruplara net bir şekilde “hayır” dedi. Evet belki Ruhani’ye çok net bir destek sağlamadı ama onun çalışmalarına engel olmayacak bir meclisin oluşumunu gerçekleştirdi. Bu durum bugüne kadar gergin giden meclis ve hükümet arasındaki ilişkinin daha sonra sağlıklı bir zemine oturmasını sağlayabilir. Sınırlı bir çapta da olsa işbirliği mümkün olabilir: Bu açıdan bakıldığında İran’da reform hareketi bir adım daha ilerlediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Dünyaya mesaj verildi

Seçim sonuçları sadece İran’da değil batı dünyasında etkili olacaktır. Ruhani’ye ve zarif’e hem içeride hem de dünyada olumlu dönüş olacağına rahatlıkla söylenebilir. Bu seçimin bir başka önemli yanı da Temmuz ayında gerçekleşen nükleer anlaşmadan sonra gerçekleşmiş olmasıdır. Bir anlamda İran halkının bu anlaşma ve girilen yola ilişkin kararının da alınacağı bir seçim oldu. Yönetim güven tazelemiş oldu. Dünyanın da mesajı bu şekilde aldığını düşünüyorum. Ruhani artık dünya için aynı zamanda toplumsal desteği olan bir lider konumuna geldi. Bu durum İran’ın özellikle batı ile olan ilişkilerine olumlu yansır. Batı sermayesi daha bir güvenle ülkeye giriş yapacaktır.

Bölgede önü açılacaktır
İran seçimi aynı zamanda bölgesel etkisi de olacak bir seçim. İran’ın girdiği yönelimin devam edip etmeyeceğinin test edildiği bir seçim oldu. Hasan Ruhani nükleer anlaşması ile elde ettiği pozisyonu seçimle tahkim etti diyebiliriz. Herkes biliyor ki bu durum bölgede İran’ın elini güçlendirecek bir süreç. Artık İran en azından orta vadede yolunu çizmiş oldu. Bölge ülkeleri bu yönelimi dikkate almak zorunda.

***

İki ayrı meclis
​İran’da iki meclis faaliyet gösteriyor. Yapısı ve yetkileri farklı olan meclisle İran’ın gündelik yaşamından dış politikasına kadar belirleyici. Uzmanlar Meclisi: Uzmanlar Meclisi, İran’ın en yüksek dini yönetim organı ve ülkedeki en yüksek yetkili olan dini lideri de bu yapı seçiyor. Ali Hameyn uzun süredir sağlık sorunları yaşıyor ve Bu hafta içerisinde seçilen Uzmanlar Meclisi, yeni dini lideri belirlemek zorunda kalabilir. Parlemento: Yeni seçilen milletvekilleri tüm bakanlar kurulu atamaları ve yeni kanunları oylayacaklar. Hasan Ruhani’nin önümüzdeki dönem, planladıkları için meclisle sıcak ilişkiler kurması gerekiyor.


Kaynak: Birgun.net