DOĞU EROĞLU [email protected] @DoguEroglu

Cengiz Holding’in Artvin-Cerattepe’deki maden arama projesiyle ilgili küçük değişikliklere uğrayan yeni hali hakkında olumlu görüş bildiren bilirkişi raporuna Artvin’den tepki var. Artvinlilere göre, bilirkişinin altını çizdiği olumlu noktalar maddi olarak hatalı ve uygulanabilir değil.

‘Aklama’ raporu
Bilirkişi raporunun en çarpıcı özelliği, yapılan değerlendirmelerin neredeyse tümünde, yeni projede yapılan değişikliklerin daha önce bilirkişi raporuyla tespit edilen hasarları önleyeceği yönündeki eğilimdi. Daha önceki projede açık havza madenciliği ile çıkan cevherin karayoluyla taşınmasının öngörüldüğünü aktaran, buna karşın yeniden hazırlanan ÇED raporunda kapalı madenciliğe geçildiği ve karayolu taşımacılığı yerine madenden çıkarılacak cevherin teleferikle nakledileceğini belirten bilirkişi heyeti, isteyerek veya istemeyerek kanaat oluşturdu. Oysa bakanlıktan aldığı ÇED Olumlu Kararı yargıdan dönen bir önceki ÇED raporu ile yeni projeye ait ÇED raporu arasındaki karşılaştırma, hem maddi olarak yanlış hem de bilirkişi heyeti kendi olumlu değerlendirmesini rapor içerisinde birçok kere çürütüyor. Cerattepe mücadelesinin unsurları, bilirkişi raporunun bu anlamda yeni projeye ilişkin aklama işlevi gördüğünü söylüyor.

Önceki projede de kapalı madencilik vardı
Daha önce ÇED Olumlu Kararı alıp mahkemeden dönen Cerattepe maden arama projesinde hem açık havza hem de kapalı havza madencilik öngörülüyordu. 24 Aralık 2014’te ÇED Olumlu Kararı iptal edilirken açık ve kapalı madencilik projeleri bilirkişi incelemesinde olumsuz bulunmuş, mahkeme de kendisine sunulan bilimsel verileri değerlendirerek, herhangi bir maden arama ve çıkarma projesinin “Artvin’i yaşam alanı olmaktan çıkaracağı” sonucuna varmıştı. Dolayısıyla bilirkişi raporunda ısrarla altı çizilen, “Daha önce açık havza madencilik öngörülüyordu, bu projede kapalı havza madenciliğine geçildi” görüşü maddi hata içeriyor.



‘Teleferik imkânsız’
Önceki projede madenden çıkarılacak cevherin karayoluyla, kamyonlar aracılığıyla taşınması planı, ortaya çıkacak toz emisyonu ve ihtiyaç duyulacak karayolu genişletilmesi yüzünden sorunluydu. Şimdiki projedeyse bilirkişi, alternatif olarak sunulan teleferikle taşıma yöntemini olumlu bulduğunu defalarca aktarıyor ancak bir yandan da yapılacak teleferik sisteminin madendeki cevheri taşımaya yetmeyeceğini kabul ediyor.

Bu hesap neyi gizliyor?
Artvinliler, teleferik projesinin, ÇED raporunun kılıfına uydurulması için göstermelik olarak teklif edildiğini söylüyor. ÇED Raporuna göre şirket, Cerattepe’den yıllık 500 bin ton cevher çıkartmayı hedefliyor. Cevherin ayrıştırılması işlemiyse Cerattepe’de değil, zaten doğası geri dönüşü olmayan hasara uğramış, yine Cengiz Holding’in işlettiği Murgul’da gerçekleştirilecek. Daha önce karayoluyla gerçekleştirileceği belirtilen Cerattepe’den Murgul’a cevher taşınması işi, yeni ÇED raporuna göre teleferikle gerçekleştirilecek. Ancak bilirkişi de teleferiğin taşıma kapasitesinin yetersiz olacağının farkında. Teleferik tam kapasite çalıştığı takdirde yılda 292 bin ton cevheri Murgul’a nakledebilecek.

‘Ex-situ’ koruma tepkisi
Doğa varlıklarının ve türlerin korunmasında ‘in-situ’ ve ‘ex-situ’ olarak iki yöntem uygulanıyor. ‘In-situ’ korumada türler korunacak bölge içerisinde muhafaza ediliyor ve uğrayabilecekleri hasarlar azaltılmaya çalışılıyor; ‘ex-situ’ yöntemi ise biyolojik çeşitliliğin doğal yaşam ortamı dışında korunmasını hedefliyor. Cerattepe bilirkişi raporunda, proje sahasında yaşayan birkaç türün, yakınlarda bulunan aynı ekolojik koşullara sahip alanlara taşınması öneriliyor. Bu öneriye Avukat Yakup Okumuşoğlu şunu diyor: “Çok istisnai durumlar haricinde korumada esas, in-situ, yani türleri olduğu yerde korumaktır.”

Kaynak: Birgun.net