BirGün gazetesinin hazırladığı Ensar Vakfı Sosyal Ağ haritasıyla ilginç bir ayrıntı daha ortaya çıktı.

Gezi eylemleri döneminde Kabataş'ta "deri pantolon ve eldivenli 80 erkeğin tacizine" uğradığını öne süren ve iddiasının yalan olduğu defalarca kanıtlanan Zehra Develioğlu'nun avukatı Abdurrahman Kayapınar, Ensar Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı çıktı.

Kayapınar'ın ilişkileri arasında Kadir Topbaş, Ensar Vakfı ve Zehra Develioğlu bulunuyor.

KABATAŞ OLAYI

Gezi Parkı eylemleri sırasında Zehra Develioğlu'nun "deri pantolon ve eldivenli kişilerin" saldırısına uğradığını iddia etmesi, birçok gazeteci ve siyasetçiden destek bulmasıyla birlikte tepkilere sebep olmuş ancak iddiaların gerçek olmadığı ortaya çıkmıştı.

Zehra Develioğlu, Elif Çakır'a verdiği ropörtajda neler yaşadığını şu şekilde ifade etmişti;

"Kabataş’taki kalabalığı fark ettim. Gezi Parkı eylemcilerine destek eylemi olduğunu düşündüm. Elimde bebek arabası yolun karşısına geçtim. Ve beklemeye başladım.Bir anda ‘Bakın Tayyip’in ...... burada gelin onu...’ diyen sesler duydum ve arkama baktığımda 25-30 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim kadınların bana karşı öfkeli bakışlarını görünce benden bahsettiklerini anladım. Ne olduğunu anlayamadığım bir anda üzerleri çıplak, elleri deri eldivenli, başlarında tuhaf bantlı 70-100 kadar adamın ortasında kaldım. Bebek arabam elimden gitti.Bir kadın, “Ne geldiyse bu ülkenin başına bunların başörtüsü üzerinden geldi vurun şuna” deyince, bir adam arkamdan tekme tokat vurmaya başladı. Sonra bağırmaya başladılar. Devrim yaptıklarını, ihtilal yaptıklarını, ülkeyi bize teslim etmeyeceklerini, Erdoğan’ı asacaklarını, Erdoğan’ı da hepimizi de tek tek ..... Bir taraftan, “Bu ülkenin gerçek sahibi biziz anladınız mı ulan” diye bağırıyorlar, bir taraftan tekmeliyorlardı. ‘Kutsal başörtüymüş, görün bakalım kutsalı size neler yapacağız’ diyerek aklınızın bile almayacağı şekilde küfrettiler, vurdular, vurdular... ‘Asacağız Erdoğan’ı anladın mı’ diye bağırdılar. Hangi birini söyleyeyim, nasıl anlatayım yaptıkları küfürleri. Bir amcaydı sanırım müdahale etmeye çalıştı, onu da öldüresiye dövdüler kızıyla birlikte. Sonra uzaklaştılar. İnönü Stadı’na doğru uzaklaştılar. O sırada tamamen kendimi kaybettim. Ondan sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde üzerim idrar kokuyordu. Yerimden kalktım, bebeğimi bulmaya çalıştım."

Olayın tamamen yalan olduğu ise olay yerinden kamera görüntülerinin ortaya çıkmasıyla anlaşılmıştı.

Olayın olduğu dönemde Star Gazetesi’nde editör olarak çalışan Murat Seçkin olayla ilgili şunları söylemişti; "Elif Çakır, gelinle yaptığı röportajı gazetenin sistemine atıyor. Sayfanın editörü okuduklarını görünce şaşkınlığını gizleyemiyor. Yazı işlerine gelen Çakır’a birkaç soru soruyor editör arkadaş. İlk soru şu: Bunları bu kadın mı anlattı?.. Elif’in cevabı: Psikolojik olarak bitmiş durumda… Konuşacak hali yoktu. Ne anlatabilirdi ki? Ama ne demek istediğini ben anladım!!!”

Kaynak: Birgun.net