ONUR EREM

Jinan, Sincar Dağı’nın eteğindeki köyünde yaşayan genç bir kadındı. Hayatı 2014'te, IŞİD işgaliyle sonsuza kadar değişti. Örgütün eline düşen ve üç ay boyunca köleleştirilen Jinan, iki ayrı IŞİD savaşçısına satıldı. Jinan, özgürlüğüne kavuştuktan sonra Fransa’nın önemli gazetelerinden Figaro’nun muhabiri Thierry Oberle ile karşılaştı.
Oberle, Jinan’ın tüm hikâyesini dinledi ve başından geçenleri "Jinan: IŞİD’in Kölesi" kitabında tüm dünyaya duyurdu. Geçen yıl yayınlanan ve 8 dile çevrildikten sonra bu yıl Ocak ayında Librum Yayınları’ndan Setrak Selahattin Öztürk’ün Türkçe’ye çevirdiği kitabı ve Ortadoğu’daki gözlemlerini, kitabın yazarı Thierry Oberle ile konuştuk.

» Sizi Ezidi kadınların hikâyelerine yönelten şey ne oldu? Bu çalışmayı yapmaya nasıl karar verdiniz?
IŞİD’in Ortadoğu’daki azınlıklara, Kürtlere, hristiyanlara yaptıklarını duyduktan sonra bölgeye girerek çalışma yapmaya karar verdim. 2014 yazında Irak’a gittiğimde kadınların kaçırıldığını ve köle yapıldığını öğrendim. Kasım ayında bazı kadınların IŞİD’in elinden kurtulduğunu öğrenince Irak Kürdistanı’na gittim ve oradaki Ezidi kadınlarla konuşmaya başladım. Orada yaptığım röportajlar Figaro gazetesinde yayınlandı. Yazılarımda IŞİD’in işlediği savaş suçlarını anlattım.
IŞİD, işlediği suçlara çok farklı bir gözle bakıyor. Normal bir şeymiş gibi, kadınları alıp satmalarını gururla anlatıyorlar. Kadınları köleleştirip satmalarını çok örgütlü bir şekilde yapıyorlar. Örneğin kadınları kayıt altına alarak hangi kölenin kime ait olduğunu işliyorlar, bir IŞİD savaşçısı öldüğünde kölesi başka bir savaşçıya miras kalıyor.

» Ezidi kadınlar bu yaşananlara karşı kendi kurtuluş yollarını aradı, silahlandı ve direnişe geçti. Buna tanıklık ettiniz mi oradayken?
Ezidi kadınları çok cesur bir şekilde IŞİD’e karşı koyma kararı aldı. Bu gerçekten çok cesurca, çünkü Ezidi kültürü genelde pasifist bir kültürdür, böylesi bir mücadele Ezidilerin geleneksel özelliklerine aykırı olmasına rağmen örgütlenebildi. Bugün çoğu Ezidi ailesinde gençler silahlı öz savunmayı öğreniyor, IŞİD’e karşı mücadele için örgütleniyor.
Bölgede IŞİD’in uzun vadeli planları var, köle kadınlardan doğan erkek çocuklara el koyuyorlar, onları savaşçı olarak yetiştirmek için. Bu en az 15 yıllık bir süreç gerektirir. Duvarlara da “IŞİD ilelebet yaşayacaktır” gibi yazılar yazıyorlar. Bölgede kalıcı olmak istiyorlar.

» IŞİD’in kadınları köleleştirmesine ve Ezidi kadınlara yönelik haberler yapılırken dünya basınında cinsiyetçi bir dil kullanıldı sıklıkla. Bir erkek olarak bu kitabı yazarken siz de aynı dili kullanmamaya çalışırken zorlandınız mı?
İlk başta zorlandım. Sonuçta ben bir erkeğim ve bir kadının bakış açısından bu kitabı yazmak benim için büyük bir zorluktu. Hem kadın olarak düşünmem, hem de benim kültürümden çok farklı bir kültürden olan bir kadın gibi düşünmem gerekiyordu. Jinan Kürtçe konuşuyordu ve arada tercümanımız vardı. Üstelik Jinan’ın da anlatırken bir mahcubiyeti vardı. Çok da rahat değildi başından geçenleri bir erkeğe anlatmakta.

» Kitap Fransa’da yayınlandığında nasıl tepkiler aldınız?
Fransa’da çok ilgi gördü, Jinan Fransa’ya geldi ve Cumhurbaşkanı Hollande onu kabul etti. Bu konuyla ilgili toplantılar ve konferanslar yapıldı, gazeteler, televizyonlar geniş yer verdi.

» Jinan kitap hakkında neler düşündü?
Çok memnun oldu Jinan, bu yaşadıklarını aktarabildiği için. Kitap 8 dile çevrildi. Bu olayların ve zulümlerin tüm dünya tarafından duyulmasına sevindi.

TECAVÜZE UĞRAYAN KADINLAR SUCLANIYOR

» IŞİD bölgedeki halklara büyük acılar yaşattı, hayatta kalan insanlarda büyük travmalar bıraktı. Bölgenin rehabilitasyonunun nasıl mümkün olacağını düşünüyorsunuz?

Bunun çok zor olacağını düşünüyorum. Bu olaylar yaşandıktan sonra insanlar bunların izlerini bütün hayatları boyunca taşıyacak. Tramvaların giderilmesi için, kapsamlı rehabilitasyon çalışmaları şart. Bu insanları tekrardan hayata ve topluma kazandırmak, özgüvenlerini kazandırmak için uzmanlardan tedavi görmeleri gerektiğine inanıyorum. Bunun dışında da aile ve çevrelerinden destek almaları çok önemli. Ezidilerin kültüründe bir kadın tecavüze uğradığında hatanın kadında olduğu düşünülüyor, kadın suçlanıyor. Bu kültürün de değişmesi lazım ve bu yaşanılan-lardan son da değişmeye başladığını gördüm.

BU POLITIKADA BIR YANLISLIK VAR

» Türkiye Suriye’de cihatçı örgütleri destekliyor. Ayrıca Türkiye - IŞİD ilişkisine dair de pek çok iddia ve belge ortaya çıktı bugüne kadar. Siz bölgede bu ilişkiye dair nasıl izlenimler edindiniz?
Türkiye’nin en azından başlangıçta IŞİD’e yardım ettiği net. Sonrasında ise politika değiştirdi. Türkiye’nin bölgeye yönelik politikası tutarsız ve bu yüzden anlaşılması zor bir politika. Türkiye Ortadoğu’da bütün yumurtaları aynı sepete koymuş durumda ve bu çok tehlikeli. Yumurtaların kırılması kaçınılmaz. Bu politikada bir yanlışlık var.

Kaynak: Birgun.net