İş cinayetlerinde yaşamını yitiren yakınları için yıllardır adalet mücadelesi veren aileler, dün 55’inci kez ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’nde bir araya geldi. Adalet Arayan İşçi Aileleri'nin çağrısıyla düzenlenen nöbette, İstanbul Üniversitesi (Çapa) Tıp Fakültesi Hastanesinde ve Bursa’daki Gemlik Gübre Fabrikasında işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesi verdikleri için işten atılan/sürülen işçiler, verdikleri mücadeleyi ve yaşadıklarını anlattı.

‘Haklarımızı örgütlenerek kazandık’
İstanbul Galatasaray Meydanında düzenlenen eylemde yapılan açıklamanın ardından ilk olarak, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne bağlı enstitüde 16 yıldır laboratuvar teknisyeni olarak çalışırken Avcılar Medico’ya sürgün edilen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) işyeri temsilcisi ve Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (Taş-İş-Der) kurucu başkanı Güneş Cengiz söz aldı.

Hastanede aynı işi yapan işçilerin kadrolu-taşeron ayrımı nedeniyle farklı çalışma saatlerine, ücretlere ve haklara sahip olduğuna dikkat çeken Cengiz, “Biz birçok hakkımızı örgütlenerek kazandık” dedi. Cengiz, taşeron işçisi Zafer Açıkgözoğlu’nun hastane yönetimi tarafından hiçbir önlem alınmaksızın lağım temizlemeye zorlandığı için yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, “Zafer hayatını kaybettikten sonra kendi sağlığımız için daha çok mücadele etmeye başladık” diye konuştu.

Taşeronlaşmaya, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yetersizliğine ve hak gasplarına karşı verdikleri bu mücadele nedeniyle sürgün edildiğini belirten Cengiz, çalıştığı laboratuvarda kendisi gönderildikten sonra ancak günlük işlerin yetiştirilebildiğini, bilimsel çalışmaların sekteye uğradığını ifade etti.

‘Zehirlenme skandalını araştırdığım için…’
Yine Çapa’daki hastanede 10 yıldır hasta bakıcı olarak çalışırken işten atılan taşeron işçisi ve Taş-İş-Der yöneticisi Cemal Bilgin, “Ben hastanenin işçi sağlığı ve iş güvenliği baş temsilcisiydim. Yemekhanede zehirlenme olayı yaşandı ve yemeklerde bir virüs bulunduğu belirtildi. Bu skandalını gündeme getirdiğim ve araştırdığım için işimden oldum” dedi.

Çapa’da işçilerin görev tanımlarının dışındaki işlerde çalışmaya zorlandığını anlatan Bilgin, “Hasta bakıcılar sonda takıyor, kayıt personeli reçete yazıyor, temizlik işçilerine asfalt döşeme, yol-kaldırım tamiratı gibi işler yaptırılıyor diye konuştu.

Meslek hastalığı raporu aldığı için işten atılan santral görevlisi Ali Doğan ile birlikte başlattıkları oturma eyleminin OHAL gerekçesiyle engellenmek istendiğini de belirten Bilgin, “OHAL işçiye var da niye yöneticiye, müdüre yok? Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘İşten kaçınma hakkımızı kullandık’
Bursa’daki Gemlik Gübre Fabrikası’nda işten atılan 4 işçiden Mahir Karahan, Uğur Çavdar adlı arkadaşlarının geçen yıl iş cinayetinde yaşamını yitirmesinin ardından, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yetersizliği nedeniyle işten kaçınma haklarını kullandıklarını, bu nedenle atıldıklarını belirtti. Mahkemenin 27 Eylül’de görülen duruşmada kendilerini haklı bularak işe iadelerine karar verdiğini söyleyen Karahan, şimdi temyizi bekledikleri ifade etti. Karahan, “Bu kararın emsal olmasını, başka işçilerin de çekinmeden işten kaçınma haklarını kullanabilmelerini istiyoruz” diye konuştu. Ailelerin gönüllü avukatlarından Berrin Demir de Uğur Çavdar’ın ölümüyle ilgili davanın bilirkişi aşamasında olduğunu, bir sonraki duruşmanın 8 Kasım’da görüleceğini anımsattı.

Kaynak: Birgun.net