Bursa'daki Gemlik Gübre Fabrikası'nda, amonyum nitrat ve buhar hatlarında 19 Temmuz 2015'te meydana gelen patlamada, hayatını kaybeden 32 yaşındaki işçi Uğur Çavdar'ın ölümüne dair davanın ilk duruşması 8 Mart 2016 Salı günü 09:45'te Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Dört sanığın ifade verdiği ve birbirini suçladığı duruşmaya sanık avukatları ile Uğur Çavdar'ın ailesi de katıldı. Mahkeme, avukatların talebi üzerine duruşmaya sağlık raporu alarak gelmeyen sanığın da dinlenmesinden sonra çapraz sorgu yapılmasına karar vererek duruşmayı 3 Mayıs 2016 Salı günü saat 10:00'a erteledi.

Duruşma öncesi basın açıklaması yapan aileler "Bir araya gelerek bu memleketin geleceği için, işçi sağlığı ve iş güvenliği için, sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları için, kanundışı çalışma koşullarını sona erdirmek için davalarımızın takipçisi olmaya devam ediyoruz" dedi.

Ailelerin yaptığı basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Olay sonrasında, hazırlık soruşturmasının daha etkin sürdürülmesi için Cumhuriyet Savcılığı’na yardımcı olmak için her türlü yasal girişimde bulunduk. Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen Bilirkişi Heyeti tarafından hazırlanan 23/07/2015 tarihli raporun, yaşanan olayın bütün yönleriyle açığa çıkarılmasını sağlamak üzere, farklı mesleki uzmanlığa sahip dostlarımızın da katkılarıyla Ek Rapor talebiyle dilekçemizi verdik.

Bu dilekçemizde müphem bırakılmış hususlara dair Bilirkişi Heyeti hiçbir tatmin edici açıklamada bulunmadığı için dava açılmadan yeni bir Bilirkişi Heyeti oluşturularak inceleme yaptırılmasını talep etmiştik. Nitekim haklı çıktık.

Bilirkişi raporunun sayfa 3, m.13’te ‘İşyeri Organizasyon Şeması incelendiğinde Departmanlar belirtilmiş, keşifte isimleri ile birlikte istendiği halde isimleri belirtilmemiştir.’ M.16’da ‘01.08.2014 tarihli hazırlanan Acil Durum Planında geçen görevlilerin isimlerine göre : Gübre Üretim: Murat Meriç (Kimyager), Gübre Üretim: İbrahim Mesut Hatipoğlu (Mühendis), Gübre Fabrikası Üretim Müdürü: Gökşen Toprak, Genel Müdür Yrd.: Ali Galip Küreksiz, Genel Müdür (Yönetim Kurul Başkan Yrd.): Mehmet Yıldırım olarak belirtilmektedir’ ifadeleri yer almaktadır.



Ancak bu duruma rağmen, Genel Müdür (Yönetim Kurul Başkan Yrd.): Mehmet Yıldırım ve diğer şirket ortakları sanık değildir. Haklarında suç duyurusunda bulunduğumuz şirket sahipleri için kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmişti. Sulh Ceza Mahkemesi itirazımızı kabul etti. Savcılığın şirket ortakları bakımından yeniden Bilirkişi İncelemesi yapmasına hükmetti.

Bilirkişi Heyeti Raporu ve dosya kapsamında alınan tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, kasıt ölçüsünde ihmal içeren üç önemli nedenin varlığı ortaya çıkmıştır:

(1) İşverenlik, tanık beyanlarına göre yaklaşık 2,5- 3 ay önce, mevzuata uygun şekilde çevre kirliliğini önlemek için sistem değişikliğine gitmiş ve gaz yıkama sistemine (scrubber) geçmiştir. Ortamda %80’lere varan amonyum nitrat gazının birikmesi sonucunu doğuran bir kurulum hatası yapılmıştır. Yine, tanık ifadesinde yer aldığı üzere; bu kurulum hatası PRİL kulesinden geçmekte olan sirkülasyon hattında tıkanıklığa neden olmuştur.

(2) Açıklanan sistem değişikliği sırasında işçilerin çalıştığı vardiya odası da yıkılmış ve ancak inşaat tamamlanamamıştır. Nedeni, yine tanık beyanları ile sabit olduğu üzere, ortamda biriken amonyum nitrat gazı nedeni ile inşaatı tamamlayacak bölümün ve taşeron firma çalışanlarının ‘ortamda çalışmayı reddetmesidir’. Anlaşılmaktadır ki 3 vardiya halinde 2’şerli gruplar halinde çalışan 7 işçi %80 oranında amonyum nitratın biriktiği bir ortamda hayati tehlike altında çalışmak zorunda bırakılmıştır. İşçiler, işverenlik talimatı ile, gazın en düşük(!) ölçüldüğü asansör boşluğunun kapısında çalışmaya zorlanmışlar ve gerçekleşmesi an meselesi olan patlamanın vuku bulması ile de Uğur ÇAVDAR 40 metreden asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybetmiştir. Yine, tanık ifadelerinden anlaşılmaktadır ki, üretime ara verilerek ortam gazdan arındırılsa ve vardiya odasının inşaatı tamamlansa idi beklenen patlama doğrudan ölümcül bir sonuca neden olmayabilecek idi.

(3) Sistemde yapılan değişiklik neticesi, zaten rutin bakımlarının yapılmadığı tespit edilen ve ancak tıkanıklık ile borularda açılma olması halinde müdahale edilen borulardan ‘sirkülasyon hattı’nda tıkanıklık oluşmuş; bunun usule uygun yollarla bakım ve değişiminin yapılmayarak asit ve su karışımı ile açılmaya çalışılmasından da sonuç alınamamış ve nihayet yama yapılarak kullanılmakta olan bu boru patlamıştır. Patlamanın olduğu yapıya bitişik yüzeyi hasar görmüş diğer yapı sayesinde amonyak tankı patlamamış ve bir facia sadece bu tesadüfe bağlı olarak atlatılmıştır.

Bizler Adalet Arayan İşçi Aileleri olarak başka canların yanmamasını, başka annelerin ve babaların ağlamamasını istiyoruz. Bir araya gelerek bu memleketin geleceği için, işçi sağlığı ve iş güvenliği için, sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları için, kanundışı çalışma koşullarını sona erdirmek için davalarımızın takipçisi olmaya devam ediyoruz. Çavdar ailesiyle birlikte, haykıracağız her duruşma öncesinde ve adalet tecelli edinceye kadar.
Nitekim, bizler başka 'Uğur’lar çalışırken hayatını kaybetmesin' dedikçe, işverenler CAN pril kulesini temizlemek için yaptıkları tehlikeli görevlendirmeye, 6331 sayılı kanundan doğan haklarını kullanarak kaçındıkları için 5 işçiyi işten attı.”

Kaynak: Birgun.net