Geçtiğimiz yıl şubat ayında Mecliste görüşmeleri süren İç Güvenlik Paketi ile ilgili Taksim'de yapılan basın açıklamasıyla ilgili olarak Sosyal Haklar Derneği Genel Başkanı Can Atalay, Sanatçı Orhan Aydın, Emekçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Emre Öztürk, Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Alper Taş, HDP'li Mehmet Şamil Altan, Taksim Dayanışması'ndan Mücella Yapıcı, Sosyalist Demokrasi Partisi Genel Başkanı Rıdvan Turan Cumhurbaşkanına Hakaret iddiasıyla bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde yargılanıyor.

İç Güvenlik Paketi'nde yer alan anayasal ve demokrat hakların özgürce kullanımına karşı maddeleri protesto etmek amacıyla Taksim'de gerçekleştirilen eylemde yapılan konuşmalar ve atılan sloganların gerekçe gösterildiği davada ifadeler alınmaya başlandı. Sosyal Haklar Derneği Genel Başkanı Can Atalay: "İç güvenlik yasa tasarısının anayasaya aykırılığını ifade etmek için bir araya geldik. "

ÖDP Genel Başkanı Alper Taş: "Bu eylem izinsiz değildir, daha önce aynı yerde on binlerce eylem yaptık, polisin de bilgisi dahilindedir. Bu yargılamanın içinden geçtiğimiz siyasal süreçten ayrı değildir. Ülkede tek adam rejimi inşa edilmektedir. Biz buna alışmayız dediğimi için yargılanıyoruz. Neden cumhurbaşkanına hakaret davaları bu kadar fazladır? Bunun nedeni fiili durumdan kaynaklanıyor. Anayasayı ihlal eden yeminli bir cumhurbaşkanı yargılanmıyor biz yargılanıyoruz" Alper Taş'ın bu sözleri üzerine hakim yarıda keserek "Bunların yeri burası değil" dedi. Alper Taş görüşlerini açıkladığını ifade etti.

Sanatçı Orhan Aydın: "İnsanlar düşüncelerini özgürce açıklayamıyorlarsa bunun adı faşizm. Yaşadığımız bu sürecin de faşist aklın ürünü olduğunu düşünüyorum. Şimdinin cumhurbaşkanı eylemin yapıldığı zaman başbakandı. Nasıl cumhurbaşkanına hakaret oluyor anlamış değilim.

Eski YARSAV Başkanı hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu: Bu dava hukukun üstünlüğünün olmadığını, savcının da Erdoğan adına hareket ettiğini gösteren bir davadır. Bir hukuk devletinde izinle toplantı, gösteri ve yürüyüş yapılmaz. Bunlar silahsız ve saldırısız biçimde demokratik hak olarak kullanılır. Bütünüyle bir evrensel hak kullanımı bir suç olarak değerlendirilmiştir. Cumhurbaşkanına hakaret olarak nitelenen eylem, binlerce kişinin katıldığı bir eylemde en önde teşhis edilebilenlerin alınmasından ibaret. Bu da hukuk sistemindeki çarpıklığı gösteriyor. Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanıyoruz ancak Diplomanın kuşkulu olması nedeniyle Erdoğan'ın cumhurbaşkanı sıfatı olup olmadığının mahkemeniz tarafından araştırılması gerekir

Kaynak: Birgun.net