Kabataş’ta beton kanatlar projesine karşı sadece 20 bin imza toplanabildi. Belediye bu rahatlıkla ‘hukuksuzluk olsa da kılıfına uydururum’ diyor. İstanbullu, proje sürerken başına neler geleceğini bilmiyor. Peki, Kabataş bittiğinde… İşte çılgınlık da burada zirve yapıyor. Önce toplutaşıma aracı kullanmak için on bin kişilik otoparka ulaşmaya çalışacağız. Eğer bunu başarabilirsek, kendimizi mutfak robotuna benzeyen o şahane gemilere atıp karşı kıyıda bir İstanbul keyfi yaşayacağız!

Kabataş’taki katliam, kesilen yüz yıllık çınar ağaçlarıyla başladı. ‘Martı Projesi’ için iskeleler iki yıl süreyle kapatıldı. Mimarlar, mühendisler, ulaştırmacılar ve çevreciler İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) hazırlayıp sunduğu ‘betondan martı kanadı projesi’ için benzer eleştirilerde bulunuyorlar… “Yine rant için şehrin altını üstüne getirecekler.


Proje tarih, doğa, insan ve kültür için bir yıkım olacak. Minimum 3 yıl eziyet çekecek olan kent sakini ise sonunda büyük bir sürpriz karşılayacak: Daha fazla keşmekeş ve daha yoğun trafik sıkışıklığı. Gerçekte ballandıra baldıra anlatılan Martı Projesi’nin ‘amacını’, sürecini ve sonuçlarını değerlendirdik. Kuzey Ormanları Savunması (KOS) proje kapsamındaki yeni çevre kıyımlarına dikkat çekerken ulaştırma uzmanı Prof. Zerrin Bayraktar, hukuksuzlukların yanı sıra şehir planlaması konusundaki çelişkilere vurgu yaptı. İşte on maddede bir camiden bir camiye ‘Betondan Martı Kanadı’ projesi.

1 Hep rant hep rant
‘Kabataş’ öncelikli olarak, Haliç ve Galataport’a eklenecek yeni bir peşkeş zinciri gibi görünüyor. Galataport projesine ‘binaları restore edeceğiz’ aldatmasıyla kimseye haber vermeden başlamıştı. Tabela bile asılmadı. Oysa gurur veren bir proje gizlenerek değil iftiharla yapılır.

2 AKP Demokrasisi: Halka sormaya gerek yok!
Havuz medyasında yer alan, ‘Proje için onlarca bilim adamına danışıldı’ haberleri gerçeği yansıtmıyor. Projenin organizatörleri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve aynı zamanda ‘muhteşem’ Haliç Metro Köprüsü Mimarı Hakan Kıran. Kabataş üzerinden, AKP’nin demokrasi anlayışı bir kez daha okunuyor: “Halkla ne ilgisi var, biz yaparız olur!”

3 Çaktırmadan yaparız ruhunuz duymaz!
Projesi 2008 icadı. 16 Mayıs 2016’da İBB Meclisi’nde denizin doldurulmasına sebep olacak ve ‘beton kanatların’ önünü açacak imar planı değişikliği oyçokluğuyla kabul edildi. Fakat plana pek çok şerh kondu. Doldurma; jeoteknik, jeolojik etüt raporları onaylanmadan ve denizle ilgili birimlerden izin alınmadan ‘Yapılamaz’ dendi. Projenin şerhlere takılacağı kesin. İBB bu nedenle 16 Mayıs’tan beri projeyi askıya almıyor. Meslek odaları bu nedenle dava açamıyor. Böylece İBB, projeyi kıyısından köşesinden sözüm ona çaktırmadan sürdürüyor.

4 Ulaştırma değil ‘ZihniSinir’ projesi
Kabataş, ulaşımın rahatlaması üzerine kurgulansa da bunun mümkün olmayacağı görülüyor. Projeye en büyük eleştiri de bu noktada. Ulaştırma Uzmanı Prof. Zerrin Bayraktar durumu kısaca özetliyor: “Şehrin göbeğine bir aktarma istasyonu tasarlıyor ve buraya 10 bin araçlık bir otopark planlanıyor. Oysa otoparklar, trafik sıkışıklığı bitsin diye şehrin dışına yapılır. Toplutaşıma kullanmak için kişisel araçla gelmek akla aykırı. Proje trafik sıkışıklığını çözmeyecek artıracak. “

5 Az kaldı Boğaz’dan yürüyerek geçeceğiz
AKP, çevreyi umursamadığı gibi risk faktörüne de önem vermiyor. 3. Havalimanı’ndaki alan bir türlü doldurulamadığı için, ormanlarda taşocağı açılıp moloz taşınıyor. Rant için doldurma hastalığı ve zorunluluğu sürüyor. ‘Mevcut yollar sağlamlaştırılıyor bahanesiyle’ Boğaz dolduruluyor. Maltepe, Yenikapı neredeyse birbirine yakınlaşıyor.

6 Deprem riski
Kabataş’ta şimdiye kadar hiç olmadığı kadar büyük bir alan doldurulacak. 10 bin metrekarenin doldurulması kapsamındaki projeden ve onu hayata geçirmeyi kafasına koyanlardan gerçekten de ‘çılgın’ olarak söz etmek mümkün. Ne var ki doğa kendine ait olanı mutlaka geri alıyor. Çılgın projelere öncelikle bu açıdan bakmak gerekiyor. İstanbul bir deprem şehri!

7 Lüferi unutun!
Dolgu, çevrebilimine de aykırı. Molozlar büyük ihtimalle, diğer ‘çılgın projeler’ olan Galata ve Haliçport’tan getirilip Kabataş’ta denize dökülecek. Denizin ekolojisi de bozulacak. ‘Boğaz’dan neden balık çıkmıyor ya da nerede o eski lüferler?’ sorularının cevapları da AKP’nin bu müthiş projelerinde gizli.

8 İBB: Beton seviyoruz
Bir camiden diğer camiye uzanacak, ‘’beton martı kanatlarıyla’ övünmek, ‘estetik düzeyi’ ortaya koyuyor. Ancak ‘bu büyük sanat- mimari şöleni’ çerçevesinde, tarih ve kültür bilinci de es geçiliyor. Dolgu alanında elbette ‘tarihi eserden’ söz edemeyiz. Ancak proje kapsamında çevrenin dokusunun bozulacağı ve tarihe zarar verileceği de ortada. İstanbul’da 14 metreye kadar tarihi eser kalıntısı bulunuyor. Öte yandan çevrenin Osmanlı Dönemi’nde önemli bahçeleri barındırdığı söyleniyor. Asırlık çınar ağaçlarının kesimi başladı. Fakat beton kanatlar karşısında bunların önemi yok. Önemli olan ‘çanak çömlek’ değil rant!

9 Maliyeti artırma mahareti!
İBB, tüm projeleri oldubittiye getirdiği için plan programı önemsemiyor. Bu nedenle de maliyet artıyor.
Kabataş inşaatında da aynısı olacak. Bire yapılması mümkün olan proje ona mal edilecek. Proje nasıl olsa bizim, maliyetinin sırtımıza binmesinde de bir sakınca yok!

10 Eziyeti büyük olacak
Uzmanlar iki senede biteceği söylenen projeye en az üç yıl süre biçiyor. Peki, bu süre içinde kent nasıl etkilenecek? İstanbul’un ortası şantiyeye döneceği için keşmekeş ve trafik artacak. Kabataş ve bağlantı yolları moloz taşıyan kamyonlarla şenlenecek. Peki, Kabataş bittiğinde… İşte çılgınlık da burada zirve yapıyor. Önce toplutaşıma aracı kullanmak için on bin kişilik otoparka ulaşmaya çalışacağız. Eğer bunu başarabilirsek, kendimizi mutfak robotuna benzeyen o şahane gemilere atıp karşı kıyıda bir İstanbul keyfi yaşayacağız!

Kaynak: Birgun.net