Birleşik Haziran Hareketi bir açıklama yayınlayarak, AKP'nin "Milli mutabakat" oyununu bozmak için laiklik, emek, eşitlik ve özgürlük diyen ilerici güçleri eylem birliğine çağırdı. HAZİRAN'ın açıklamasında forumların yeniden canlandırılması ve sokakların, meydanların yeniden sahiplenilmesi çağrısı da yer aldı.

Birleşik Haziran Hareketi (HAZİRAN) "Karanlığın Sonu Şafaktır: Haziran Türkiyesi’ni Kuracağız" başlıklı bir açıklama yayınlayarak, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından AKP tarafından örgütlenen karşı-darbeyi durduracak bir eylem birlikteliği çağrısında bulundu.

Laiklik, emek, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin önemine değinilen açıklamada, AKP-Cemaat ortaklığı vurgusu yapıldı.

HAZİRAN'ın açıklamasında, Cemaat'le ortaklıkları nedeniyle "Allah bizi affetsin" diyerek sorumluluktan kurtulmaya çalışan AKP'liler için "Bu dava Divan’a kalmayacak. Ülkenin ufkunu karartanlar, çocuklarımızın geleceğini çalanlar bu dünyada, Haziran Türkiyesi’nin mahkemelerinde halka hesap verecek!" ifadeleri kullanıldı.

'MİLLİ MUTABAKAT OYUNU'NU BOZMAK İÇİN DÖRT MADDELİK EYLEM PLANI

"KaçAk Saray, fiili saltanat rejimini meşrulaştırmaya dönük müsameresini her gün yeni hamlelerle derinleştirerek sürdürmekte, 'Allah’ın bir lütfu' olarak gördüğü darbe girişimini, kendi karşı-darbesini örgütlemek için kullanmaktadır. Halkımız tedirgindir, kaygılıdır. Devrimci, ilerici güçleri bekleyen görev nettir, açıktır" denen açıklamada dört maddelik bir eylem planına işaret edildi.

Buna göre, tüm ilerici ve devrimci güçlerle bir eylem birlikteliği örülecek, 2013 Haziranı'nın mirası olan forumlar yeniden canlandırılacak, HAZİRAN meclisleri büyütülecek ve ilericilerin meydanları ve sokakları yeniden sahiplenmesi için irade koyulacak.

HAZİRAN'ın açıklaması şu şekilde:

"Karanlığın Sonu Şafaktır: Haziran Türkiyesi’ni Kuracağız

15 Temmuz darbe girişimi ülke siyaseti ve geleceği açısından bir kırılma noktası olmuştur.

Ülkemizi kanlı darbe girişimlerinin temelini oluşturacak şekilde bugünkü karanlığa sürükleyen AKP iktidarıdır.

Alt yapısı 12 Mart ve 12 Eylül askeri faşist darbeleri tarafından oluşturulan, hedefi solun etkisizleştirilmesi ve biat eden bir toplum yaratmak olan dinci gerici bir projenin kademe kademe, tüm toplumsal hayata ve tüm devlet birimlerine hakim kılındığı bir sürecin sonunda bugüne gelinmiştir.

AKP ve Fethullah Gülen cemaati ile birlikte tüm tarikat-cemaat yapıları aynı kaynaktan doğmuş ve beslenmiştir. Madalyonun bir yüzünde Cemaat öteki yüzünde AKP vardır.

Eski ortakları tarafından düzenlenen darbe girişimini atlatan iktidar, şimdi “kandırıldık” diyor. Hayır, kandırılmadılar. Her adımda ortaktılar. İslami faşizmin kurumsallaştırılmasına giden yolda her adımı birlikte attılar.

Hrant Dink’in katillerini hepsi biliyordu. CIA destekli operasyonlarla Fethullahçı subayların önü açılırken Tayyip Erdoğan’ın, “Ben bu davanın savcısıyım!” diye bas bas bağırdığını kimse unutmadı. Bu toplumu dinle uyutup ülkenin bütün kaynaklarını hep beraber yağmaladılar. Millete söven ırz düşmanı müteahhitler, AKP’lisiyle Cemaat’çisiyle zihni “kupon arazi” yaratmaya ayarlı bir yağmacı gürühun ortaklarıydılar.

Şimdi çıkmış, “Allah bizi affetsin” diyorlar.

En iyi yaptıkları iş üzerinden, dini duyguları sömürerek yargı oluşturmaya çalışıyorlar.

Yok öyle yağma! Bu dava Divan’a kalmayacak. Ülkenin ufkunu karartanlar, çocuklarımızın geleceğini çalanlar bu dünyada, Haziran Türkiyesi’nin mahkemelerinde halka hesap verecek!

BİR KEZ DAHA: DÖRT BİRLEŞİK SİYASET! DÖRT BİRLEŞİK ADIM!

Yaşananlar, HAZİRAN’ın “Dört Birleşik Siyaset! Dört Birleşik Adım” olarak formüle ettiği siyaset belgesini doğrulamıştır.

1.Türkiye’de laiklikle oynayanlar, ülkenin başına tarikatları, cemaatleri, üfürükçüleri, cühela takımını bela etmiştir. Darbe girişimi, daha düne kadar “hizmet hareketi” olarak kutsadıkları Cemaat’ten, ‘Hocaefendi’ diye yere göğe sığdıramadıkları Amerikan ajanı Fethullah Gülen’den gelmiştir. Daha envai çeşit tarikat ve cemaat devletin her kademesinde yerleşik durumdadır ve ülkeyi tehdit etmektedir. Buna izin verilemez. Laikliğin savunusu esastır.

2.Kendisini yasaların üzerine koyan ve fiili durum yaratan Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz sonrası attığı adımlarla yeni fiili durumlar yaratmıştır. Halkın darbeye karşı tepkisini kullanarak KaçAk Saray darbesini örgütlemeye çalışmaktadır. Fethullahçı çetenin toplumsal hayattan kazınması bahanesiyle, yasalar askıya alınmış, OHAL getirilmiş, işkence tekrar uygulamaya konmuş, gözaltında kayıplar başlamıştır. Her ne gerekçeyle olursa olsun insanlığın evrensel değerlerinin ihlali kabul edilemez. Demokratik kazanımların savunusu esastır.

3.Darbe girişimini fırsat bilen iktidar, OHAL’le beraber emekçilerin kazanılmış haklarına karşı büyük bir saldırı başlatmış, KHK’lar aracılığıyla kamuya ait değerlerin yağmalanmasının yolunu açmıştır. Askeri araziler, hazine arazileri, Haydarpaşa Garı başta olmak üzere tarihsel değerlerin talan edilmesi için düğmeye basılmıştır. İş güvencesi, çalışma koşulları tehdit altındadır. Bu ülkenin tarihine ait değerlerin yağmalanmasına, emekçilerin haklarının budanmasına izin vermeyeceğiz! Kamucu bir perspektifle, emek eksenli bir direniş esastır.

4.Türkiye, kentlerinde bombaların patladığı, kitlesel katliamların gerçekleştiği bir kan gölüne dönmüştür. Kim, ne adına yapıyor olursa olsun, halka zarar veren bombalamalar bu toplumu temelinden sarsmaktadır. Kuşkusuz ki, Türkiye’nin kan gölüne dönmesindeki baş sorumlu, bölgede cihadçı teröristleri besleyen AKP iktidarı ve emperyalizmdir. Bu zorba iktidara ve emperyalizme karşı bölgede barışın savunusu ve kardeşçe yaşam için ısrar etmek geleceği kurmanın önkoşuludur. Yaşadık, gördük; emperyalizm, gölgesinin düştüğü her yere kan ve gözyaşı taşımaktadır. Bağımlılığın ve işbirliğinin hiç bir biçimi kabul edilemez. NATO’dan derhal çıkılmalı, darbe üslerinden biri olan İncirlik başta olmak üzere tüm ABD ve NATO üsleri kapatılmalıdır. Emperyalizme karşı hedefini tam bağımsızlık noktasında seçikleştirmiş bir kurtuluş mücadelesi esastır.

Hareketimiz, bu dört birleşik siyaset ekseninde mücadeleyi yükseltmeye kararlıdır.

“MİLLİ MUTABAKAT” OYUNUNU BOZMAK İÇİN OMUZ VER!

KaçAk Saray, fiili saltanat rejimini meşrulaştırmaya dönük müsameresini her gün yeni hamlelerle derinleştirerek sürdürmekte, “Allah’ın bir lütfu” olarak gördüğü darbe girişimini, kendi karşı-darbesini örgütlemek için kullanmaktadır.

Halkımız tedirgindir, kaygılıdır. Devrimci, ilerici güçleri bekleyen görev nettir, açıktır.

Birleşik Haziran Hareketi olarak, bu saptamalardan hareketle:

1. Tüm ilerici, devrimci güçleri demokrasinin, laikliğin, emeğin, eşitlik ve özgürlüğün savunusu için eylem birliğine;

2. Tüm ilerici, devrimci güçleri 2013 Haziran Ayaklanması’ndan miras kalan ‘forum’ları yeniden canlandırmaya, geleceğimizi birlikte tartışmaya;

3. Halkımızı meclisleşmeye, herkesi yakından ilgilendiren kararların kimin tarafından ve nerede alındığının belli olmadığı ilişki biçimlerini reddetmeye ve siyasete kendi araçlarıyla müdahele edebileceği, kendi sözünü özgürce söyleyip karar süreçlerine doğrudan etkide bulunabileceği HAZİRAN Meclislerine katılmaya;

4. Tüm halkımızı, “milli mutabakat” yalanını boşa çıkartacak bir kararlılıkla iradesini ortaya koymaya, sokakları ve meydanları kitlesel bir şekilde sahiplenmeye çağırıyoruz.

Bu ülke, sokaklar, meydanlar, bu davet bizim!

Omuz ver!

Laikliğin, özgürlüğün ve eşitliğin ülkesini birlikte kuralım!

BİRLEŞİK HAZİRAN HAREKETİ"

Kaynak: Birgun.net