FAHRETTİN ENGİN ERDOĞAN

Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) Kadıköy Şubesi, TAKSAV’ın 23. kuruluş yıldönümünü onlarca çocuk ve gencin verdiği konserle kutladı. 24 Nisan’da Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde verilen 3 saatlik konser ilgiyle izlendi.

Kuruluşundan bu yana toplumsal, kültürel yaşamın gelişimine bilimsel, özgürlükçü ve demokratik bir anlayışla katkıda bulunmaya, yaratıcı ve araştırıcı düşüncelerin gelişimine zemin olmaya çalışan TAKSAV’da, daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da müzikten tiyatroya, resimden heykele, sinemadan fotoğrafa, danstan satranca kadar 22 farklı alanda atölye çalışmaları yapılıyor. TAKSAV piyano, keman, bağlama ve gitar atölyelerinde eğitim alan genç ve çocukların, atölye öğretmenleri Filiz Gültekin, Burcu Arpacıoğlu, Suna Sönmez, Neriman Büyükaydağ, Sırma Gülen, Aykut Soy ve Mehmet Alıcıoğlu’nun eşliğinde verdikleri konsere yoğun katılım oldu. Konserin sanatçıları ve sunucuları da çocuklardı.

TAKSAV Kadıköy Şubesi Başkanı Basri Akçelik yaptığı konuşmada insanlığın yalnızlaştırıldığı, biat ettirildiği, tüketimin pompalandığı dünyada örnek bir yaşam biçimine katkıda bulunmak için çabaladıklarını; yazdığı bir yazı, kurduğu bir dizeyle, dokunduğu bir nota, söylediği bir şarkıyla, sahnelediği bir oyun, tuvaline eklediği bir renkle hayatı dönüştürmeye çalışanların izinden yürüdüklerini söyledi.

Akçelik, “Kirli iktidarların yarattığı gerici ve baskıcı karanlığa karşı ‘Başka Bir Dünya Mümkün’ diyen herkesle beraber kimliğimize, farklılıklarımıza ve değerlerimize sahip çıkmaya çalışıyoruz” dedi. Konuşmasında 21. yüzyıl, insanlığın ortak mirası olan bilime, sanata ve kültüre tarihin hiçbir döneminde görülmemiş bir saldırının başlatılmasına tanıklık ettiği gibi, barışa düşman olanların, eşitliğe, özgürlüğe, ağaca, kuşa, suya, toprağa da düşmanlık ettiklerini vurgulayan Akçelik, “Fakat bununla beraber 21. yüzyıl, yeni direniş imkanlarının da güncellendiği ve geliştiği bir çağ olarak tarihe geçiyor. Tıpkı HAZİRAN günlerinde olduğu gibi özgür hayallerinin, özgür yaratıcılığının ve dayanışmanın peşinden gidenler, her yerde; mahallede, işyerinde, okulda, sokakta insanlığa dayatılan karanlığa karşı sanatın muhalif gücüyle direnmeyi sürdürüyor” dedi.

Piyanosu, gitarı, kemanı, sazı, kitabı, kalemi, fırçalarıyla milyonların yeniden bir HAZİRAN yaratabileceğine ve bu defa doğan güneşin, bütün iklimi değiştirmeye yetebileceğine inandıklarını belirten Akçelik konuşmasını şöyle tamamladı: “Geçmişte de Anadolu halklarının kültürleri, sanatları yok edilmeye, dilleri unutturulmaya çalışıldı. O dillerdeki ninniler, türküler, şiirler, halk oyunları, halk tiyatroları silinmek istendi belleklerden. Onlar komşuydular, dosttular, sevgiliydiler. Nasıl ki binlerce yıldır korkulan, düşman ilan edilen halk türküleri yasakçı kanun hükümlerinden güçlü çıktıysa, bugüne uzanan ortak hafıza da kendisini korumayı bilecektir. Yeter ki savaşmayı ve sevmeyi sürdürebilenler kendilerinden vazgeçmesin…”

Kaynak: Birgun.net