HABER MERKEZİ

AKP'nin cinsiyetçi ve kadını ikinci plana koyan açıklamaları ile politikaları çerçevesinde kadına yönelik erkek şiddeti artarak devam ediyor. İktidarın erkek şiddetine zemin yaratan söylemleri ve politikaları ile desteklediği süreç, saldırıların 'dini kurallar' ile gerekçelendirilerek meşrulaştırılması, saldırganların bu kuralların uygulayıcısı 'duyarlı kahramanlar' olması ve hatta herhangi bir konuda fikir beyan eden kadının ''Şortlu kadının başına gelenleri biliyorsun'' tehdidiyle karşılaşmasıyla karşımıza çıkıyor.

İslam hukuku mu bireysel hukuk mu?
İstanbul Maslak'ta bindiği belediye otobüsünde şort giydiği gerekçesiyle Ayşegül Terzi'ye saldıran ve kamuoyu baskısı üzerine tutuklanan Abdullah Çakıroğlu'nun polis ifadesinde, ''Olurunda giyinmiş olsaydı biz de manen tahrik olup bu hareketi yapmazdık, insanlar en azından pantolon veya eşofman giymiş olsalardı daha az tahrik olurduk'' dediği ortaya çıktı. Terzi'nin kendi yaşam tarzına hakaret ettiğini düşündüğünü, manevi yönünün ağır basması ve tahrik olması nedeniyle saldırdığını öne süren saldırgan ilk ifadesinde de, ''Her şey İslam hukukuna göre oldu'' demişti.

Terzi: 'Ölmeliydin' yorumları yapıldı
Çakıroğlu'nun saldırısına uğrayan Ayşegül Terzi yaşadığı travmayı atlatamadığını belirterek, "Serbest kaldıktan sonraki gülen suratı hep aklımda. Yanımda biri olmadan uyuyamıyorum. Tek başıma dışarı çıkamıyorum. Sosyal medyadan ‘Oh olsun', ‘İyi olmuş', ‘Ölmeliydin' diyen var. Vicdansızca yorum yapanlar var. O nedenle terapiye başlıyorum" dedi.

Gerici saldırı tehdit unsuru oldu
Bursa’da Uludağ Üniversitesi istasyonunda metroya binen bir D.K. adlı bir kadın da, 50 yaşlarındaki bir erkek tarafından, “Şortlu kadının başına geleni biliyorsun, kes lan sesini o…u” sözleriyle tehdit edildi.

AKP'nin gerici sisteminin yansıması
Son dönemde kadınlara yönelik saldırılarda 'gericilik' ve 'erkek şiddeti' ikilemini değerlendiren Nar Kadın Dayanışma Ağı'ndan Ekin Akyaz, ''Erkek şiddeti mi yoksa gericilik ikiliğini doğru bulmuyorum. Ne salt erkek şiddeti ne de salt gericilik üzerinden kadın meselesi üzerine bir tartışma yapılması çok sağlıklı gelmiyor. Gericiliğe karşı ayrıca yürütülen mücadele aslında kadın mücadelesiyle çok paralel ve iç içe. Dolayısıyla AKP gibi siyasal İslam perspektifi ile yola çıkmış bir iktidarda, şimdi de adına belki islami faşizm demenin mümkün olduğu bir dönemde, bu çok daha yan yakıcı bir hale geliyor.

Şort giydiği için saldırıya uğrayan kadının, başka yerlerde de doğrudan tehdit unsuru haline gelmesi ve bu tehdidi bu kadar açıktan alabiliyor olmamız aslında AKP'nin gerici sistemiyle doğrudan ilişkili'' diye konuştu.
Toplumda kadınların yaşam tarzları üzerinden ciddi bir tehdit oluştuğunu belirten Akyaz şöyle devam etti:

''Bir dönem 'Topuklu ayakkabı ve kırmızı ruj mücadelesi gerekli mi?' tartışması vardı. Evet gerekliydi, çünkü bu semboller üzerinden kadının nasıl giyinip, nasıl yaşayacağına ilişkin kendi kararını vermesi çerçevesinde anlamlı bir mücadeleydi. Şimdi ise doğrudan kadının yaşamına yönelik bir tehdit var. Sokakta önünüz kesiliyor ve öldürülüyorsunuz. AKP döneminde artarak devam eden kadına yönelik erkek şiddeti şekil değiştirerek devam ediyor.''


***

‘Bana vuran saldırganı da bulun’

İzmir’de sokakta teklifini reddettiği gerekçesiyle bir erkeğin saldırısına uğrayan Ege Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği son sınıf öğrencisi Neriman G., saldırıya uğradığı kişilerin bulunamamasına tepki göstererek, ‘’Saldırganların bulunmasını istiyorum. Kadınlar şiddete alışmamalı ve alıştırılmamalı. Eğer şiddete alışırsak, ölürüz” diye konuştu. Neriman G.’ye saldıranların bulunması için sosyal medyada da kampanya başlatıldı. #NerimanÖğretmeneSesOl başlığıyla sosyal medyada birçok mesaj paylaşıldı.

Kaynak: Birgun.net