BEKİR ÖZGÜR AYBAR
[email protected]

İngiliz post-rock topluluğu Yndi Halda bu akşam Salon IKSV sahnesine konuk oluyor. Konser öncesi grubun vokalisti James Vella ile konuştuk.

Yeni albümünüz “Under Summer” geçen ay geldi. Öncelikle tebrikler. Albümle ilgili neler hissediyorsun?

>>Teşekkürler! Elbette bir projeyi ortaya çıkarırken asla tam olarak tatmin olamıyor insan. Daima daha iyi olması için çabalıyor. Biz de yazım aşamasında ve kayıt sırasında birçok değişiklik yaptık. O zamanlarda birbirimize dönüp “Bu albüm hiç bitmeyecek” dediğimizi hatırlıyorum. Ama işte bitti ve burada. Minnettarız bunun için.

Çıkış uzunçalarınız “Enjoy Eternal Bliss” ile “Under Summer” arasında tam 10 yıl var. Bu gerçekten uzun bir zaman. Neden bu kadar geciktiniz?

>>Dürüst olmam gerekirse bu soruya verecek bir cevabım yok. İlk albüm sürecinden sonra grup üyeleri olarak başka başka yerlere odaklandık. Hepimizin başka işleri, farklı projeleri ve kişisel hayatları vardı. Bir arada çok fazla vakit geçiremedik. Elbette grup olarak çalışmalarımız devam ediyordu, fakat bir süreliğine de olsa yavaş ilerledik. Yeni albüm sürecinde de çok acele etmek istemedik, çünkü sahiden güçlü bir kayıt hedefindeydik.

Yndi Halda müziğinde en çok mutluluk var sanki. Kişisel hayatında daima mutlu olan insanlardan mısınız?

>>Zor soru. Sanırım öyleyiz. Hatta evet, kesinlikle öyleyiz. Şurası kesin: Biz nihilist insanlardan değiliz. Müziğimize kendimizden çok şey kattığımızı biliyorum. Yani demem o ki eğer sen şarkılarımızda umut bulduysan bu muhtemelen bizde de vardır.

Post-rock’ın son 15 yılına bizzat tanık oldunuz. Rock müziğin bu süre zarfında yaşadığı dönüşümleri nasıl görüyorsun?

>>Rock müzikte heyecan verici şeyler olduğu gibi sıkıcı şeyler de var. Bence underground tavrın büyümesi ve yaşaması bazı fantastik gelişmelere yol açtı. Yeni etiketler kendi kendini çeviren ve heyecan verici artistik bakış açısı olan başlangıçlara ulaştı. Where To Now, Bedouin, Pharaway, Sounds from Turkey, Death Waltz, Sofrito Sounds gibi etiketleri düşünüyorum mesela. Dischord ya da Constellation Records’dan örnek alınmış gibi gözüküyorlar. Kendi içlerinde saf bit estetik oluşturarak bu örneklerden daha da öteye geçmişler. Şüphe yok ki bu heyecan verici. Diğer yandan salt para peşinde koşan ve ilham vermeyen çalışmalar da yok değil. Ancak benim için iyi şeyler gerçek övgüdür ve gerçek övgü meşhur olmaktan değerlidir.

Son zamanlarda en çok kimleri dinliyorsun?

>>Şu anki favorim Kanadalı C. Diab. Duyduğuma göre yeni uzunçaları yıl sonunda piyasaya çıkıyor. Epey şaşırtıcı bir albüm olacak gibi. iPod’umdaki şarkıları sınırlı tutmaya çalışıyorum, çünkü ben şarkıları tekrar tekrar ve tüm dikkatimle dinlemekten hoşlanıyorum. Şu anda listemde Blood Sport, Vision Fortune, Rully Shabara, LTO, Heavy Times, Majical Cloudz, Clap Clap ve Alma Negra var.

Bir süredir Birleşik Krallık’ta turluyorsunuz. Konserler nasıl gidiyor, her şey yolunda mı?

>>Evet, her şey yolunda. Turnelere başlamak başlı başına güzeldir zaten. Yaklaşık iki yıldır canlı performans sergilemiyorduk. Epey uzun zaman geçmiş olduğunu sahneye ilk çıkışta hissettik. Neyse ki izleyiciler tarafından iyi karşılandık. Bu açıdan kendimizi şanslı görüyoruz.

Sanırım bu Yndi Halda’nın ilk İstanbul konseri olacak. Şehirle ilgili planlarınız var mı?

>>İstanbul’u daha önceden de ziyaret etmiştim ve birçok arkadaşım var. Şehri gezmek için fazla zamanım olmadı şimdiye dek. Bu sefer bu açığı kapatmayı planlıyorum. Tekrar ziyaret etmek ve oradaki yemekleri tatmak güzel olacak. En son İstanbul’da bulunduğum zaman ilk kitabımın tanıtımını yapmıştım. Umarım kitaplarımı okuyanlardan bazıları konsere de gelirler. Gecede biraz yeni, biraz da eski şarkılarımızdan çalacağız.

Son soru: Grubun gelecek planları neler?

>>Asya Kıtası’nı dolaşıyoruz bu yaz. Sonbahar aylarında Avrupa’da çalacağız. Önümüzdeki yılın ilk dönemlerinde ise Amerika Birleşik Devletleri’ne gidiyoruz. Bunların yanı sıra elimizden geldiğince hızlı bir şekilde yeni materyaller üzerine yoğunlaşacağız.

Kaynak: Birgun.net