AKP diktatörlüğü bir kez daha el yükseltti ve…
Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu…
Gazeteci-yazar Ahmet Nesin…
Türkiye İnsan Hakları Vakfı, TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı tutuklandı.
Şebnem’le tanışıklığımız kırk yıl öncesine, Cerrahpaşa’daki okul günlerimize günlerine dayanır.
Okula benden bir yıl sonra girmiş, ben Cerrahpaşa’yı çok sevip bir türlü ayrılamadığım için benden önce bitirmiş…
Mecburi hizmet için Gaziantep’e gittiğimde kısa süre önce ayrılıp İstanbul’a dönmüş…
Adli tıp ihtisasına başlamıştı.
Ben nihayet İstanbul’a döndüğümde Şebnem hem akademik kariyerinde hızla yükselmiş hem de İstanbul Tabip Odası’nın Genel Sekreteri olmuştu.
Sonra Kızıl Elmacılar 28 Şubat rüzgârını arkalarına alıp tabip odası yönetimini ele geçirmiş…
Biz de dört yıl boyunca yoğun bir muhalefet yürütmüş…
Bu arada, 2000’lerin başında cezaevlerindeki ölüm oruçları sürecinde gene birlikte çalışmış…
Seçimi kazanınca da Yönetim Kurulu’na birlikte girmiştik.
• • •
Bizim yönetim dönemimiz tam da AKP’nin Sağlık “Reformu”na denk gelmiş…
İki yıl boyunca toplantılar, sempozyumlar, basın açıklamaları, mitingler, yürüyüşler, G(ö)REVler, yargılanmalar…
Koşturup durmuştuk.
Bu arada Evrensel’in Genel Yayın Yönetmeni sevgili Fatih Polat tarafından birlikte “keşfedilmiş”…
Bize yaptığı köşe yazarlığı önerisini endişeli bir heyecanla kabul etmiş…
O Baykuş, ben de Medipolitik köşelerinde yazmaya başlamıştık.
Üstüne, ben de, kırkından sonra azanı teneşir paklar, misali adli tıp ihtisasına başlamış, böylece arkadaşlığın yanı sıra bir de hoca-öğrenci olmuştuk!
• • •


Şebnem TTB, TİHV’deki çalışmalarının yanında bir yandan da Çapa’daki kürsüsünde öğrenciler, asistanlar yetiştirmiş…
Sadece Türkiye’de değil dünyanın dört bir yanındaki işkence ve insanlık dışı muamelelerin kanıtlanması için öncelikle aranan isim olmuştu.
Bosna’da toplu mezarlara gömülenlerin otopsileri…
1993’te işkenceyle öldürülen Baki Erdoğan, 1995’te işkenceye uğrayan Manisalı gençler, 1999’da işkenceyle öldürülen sendikacı Süleyman Yeter için hazırlanan raporlar…
Çapa’nın ev sahipliğiyle hazırlanıp Birleşmiş Milletler belgesi haline gelen İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı, Aşağılayıcı Muamele veya Cezaların Etkili Biçimde Soruşturulması ve Belgelendirilmesi için El Kılavuzu, İstanbul Protokolü…
Turist kılığında gizlice gittiği Bahreyn’de denizde ölü bulunan gencin işkenceyle öldürüldüğünü ortaya çıkarması…
Filistin’den Yeni Zelanda’ya, Güney Amerika’dan Afrika’ya…
Ne zaman karşılaşsak bir yerlerden gelip bir yerlere gidiyor olur…
Bu esnada sağlığına da hiç dikkat etmezdi.
Geçen yıl hepimizin yüreğini ağzına getiren riskli bir beyin ameliyatı geçirmiş…
Neyse ki atlatmıştı.
En son 10 Ekim Ankara Katliamı sonrasında gün boyunca alanda çalışmış, akşam da birlikte morga gidip daha o sabah omuz omuza olduğumuz yoldaşlarımızın otopsilerine eşlik etmiştik.
• • •
Mesleğini icra ederken mağdura adres sormazdı.
Uğur Mumcu cinayeti hükümlüleri işkence iddiasıyla müracaat ettiğinde de doğru bildiğini yaptı…
Bu yüzden Uğur Mumcu’nun kardeşinin ve Aydınlıkçıların haksız saldırılarına maruz kaldı…
Mavi Marmara baskınından sağ kurtulanlar Adli Tıp Kurumu’na getirildiğinde de, görevli olmadığı halde sabaha kadar bizimle çalıştı…
Türban yasağına karşı çıkmak için, şimdilerde hakkında “PKK’nın Suç Ortakları” manşeti atan insanlıktan nasibini almamış İslamcıların gazetesinde türbanlı fotoğraf vermekten de çekinmedi.
• • •
Geçen pazartesi mahkemeye sevk edildiğini duyunca…
Gözümün önüne ilk gelen en son Cizre’de bodrumlarda yakılanların kemiklerini elinde tuttuğu fotoğraf oldu.
Taammüden hedef alındığı aşikârdı.
Ve sonra, Çağlayan Adliyesi’ne yetişmeye çalışırken, tutuklandığı haberi.
Şebnem şimdilerde Bakırköy Kadın Cezaevi’nde.
Biz de her gün 16.00-18.00 saatleri arasında demir kapının önünde Özgürlük Nöbeti’ndeyiz.
Vakit ayırıp gelmeyi, geçerken uğramayı, İncirli’den Şirinevler’e seyrederken selam göndermeyi, el sallamayı unutmayın, sakın.
Şebnem, Ahmet, Erol için değil…
Kendiniz için…
Hepimiz için!

Kaynak: Birgun.net