HÜSEYİN ŞİMŞEK / [email protected]

ÖDP Başkanlar Kurulu: Artık, fiili başkan olarak Erdoğan hem Cumhurbaşkanı, hem Başbakan olduğunu ilan etti. Fiili Başkanlık rejiminde, hükümet fiilen ortadan kaldırıldı. Dokunulmazlıklara ilişkin anayasa değişikliği ile Meclis de tümüyle devreden çıkartılacak. Bu pervasız gidişi durdurabilecek, bu garabete son verecek tek güç halktır. Erdoğan'ın görevine son veremediği, o freni de tekeri de patlamış kamyonuyla üzerinden geçemediği tek güç ülkemizin ilerici-demokrat, devrimci direnme gücüdür. Omuz omuza bunu başaracağız.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: Yapılan hamleyi Davutoğlu’na karşı yapılmış olarak görmüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan, parlamenter sisteme bir ayar vermek istedi. Burada yapılan müdahale, 1 Kasım seçimlerinde en çok oyu almış partinin başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yapılmış bir müdahaledir. Parlamenter sistemi reddeden Cumhurbaşkanı, kendi varlığını hissettirme noktasında hareket ediyor ve kendi varlığı dışındaki tüm iradeyi reddediyor. İşin özü, Erdoğan, başkanlığı getirmede başarısız olan Davutoğlu’nu bir darbeyle koltuğundan indirmiştir.

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen: 7 Haziran’dan sonra somutlaşan şey, akademiye, üniversiteye, basına, sokağa, sendikalara ve nihayet son dokunulmazlık tartışmasıyla parlamentoya yönelik darbe süreciydi. Bu süreç, hükümete yönelik hamlesini de tamamladı. Erdoğan’ın başkanlığının hayata geçmesini sağlamaya yönelik bütün bu hamleler, anti-demokratik uygulamaların daha da yaygınlaşacağını gösteriyor. Artık bütün toplumsal dinamiklerin, demokrasiye inanan tüm kesimlerin ortak duyarlılık sağlaması gerekiyor. Dokunulmazlık konusunda Erdoğan istediği sonuca ulaşırsa topluma büyük bedel ödeteceği ortada.

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan: AKP’deki operasyon esas olarak tek adam, tek parti diktatörlüğüyle başkanlık yolunun inşasına yönelik bir adım. Muhalefet için söylememiz gereken şey, AKP içerisinde yaşanan bu kavga, bir güç savaşı değildir. Rejimin dizaynıdır. Buradan bir demokrasi çıkmayacağı çok açıktır. Bu aynı zamanda emek, demokrasi ve barış güçlerinin de demokrasi mücadelesindeki görevlerini yeniden hatırlatan bir gelişmedir.

Kaynak: Birgun.net