Halkların Demokratik Partisi’nde Parti Meclisi (PM) toplantısı öncesinde gündemi değerlendiren Figen Yüksekdağ, 15 Temmuz askeri darbe girişiminin hemen ardından Saray darbesi ile karşı karşıya kalındığını ifade etti. Türkiye'de ağır baskıcı bir rejimin örülmeye çalışıldığını anlatan Yüksekdağ, “Bütün toplumsal kesimleri baskı altına alan bir siyasi süreç oldu. Bizler demokratik eksenin temel alınması gerektiğini düşündük. Sayısız bedele rağmen ayrıştırmaya karşı demokratik bir eksen oluşturmaya yöneldik. AKP’nin artık biriken sorunları çözme gücü kalmamıştır. Tam tersine yeni düğümlemeler yapacaklarını görüyoruz" şeklinde konuştu.

'Kayyum rejimin geldiği son nokta'
Belediyelere atanan kayyumların son derece dikkat çekici bir hamle olduğunu kaydeden Yüksekdağ, “Bu durum, rejimin geldiği son noktanın işaretidir. Siyasi irade yerine kendi otoritesini ikame etme anlayışını dayattı. 'Tekçi bir merkezle ülkeyi yönetiriz' dediler. Belediyelere kayyum bunun ifadesidir. 28 belediyeye kayyum atandı, 24'ü Kürt belediyeleri. Bu belediyelerde en ufak açık bulmak için müfettişleri belediyelerde yatıp kalkmasına rağmen hırsızlık bulamadılar. Bulmaları mümkün değildi. Seçimle kazanamadıkları belediyelere zorla, silah ve süngü zoruyla el koydular. Gerçek budur. Bugün belediyelere el konulmuştur. Karakol azmış gibi, belediyeleri karakola dönüştürdüler" diye konuştu.

‘Güçlü direniş’ vurgusu
AKP’nin baskıcı rejimine karşı tüm güçleriyle mücadele edeceklerini ifade eden Yüksekdağ, şunları söylerdi:

“Padişah özentileri ferman yerine KHK'lerle ülkeye despotluk dayatıyor. Bu, asla izin vereceğimiz bir siyasi yaklaşım değil. Kayyum, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması...Bütün saldırılara karşı güçlü, kararlı bir direnişi yaşama geçireceğiz. İstanbul'dan Diyarbakır'a, her yerde bütün halklarımızı demokratik direnişi büyütmeye çağırıyorum."

Kaynak: Birgun.net