CANAN AYDIN / [email protected]
@kuzeydogu

Ferzan Özpetek’le tanışmamız 1997 ‘Hamam’ filmiyle olmuştu. Çekildiği dönem itibariyle ve hikâyesiyle hayli ses getiren bu filmin ardından hikâyeleri ve oyunculuklarıyla çok konuşulan Harem Suare, Cahil Periler, Karşı Pencere, Serseri Mayınlar gibi İtalyan ve Avrupa sinemasından alternatif örneklere imza attı. ‘Misafir’ filminde ise Cem Yılmaz’ı kadrosuna alan Özpetek, genel olarak İtalyan oyuncularla dolu kadrosunda Serra Yılmaz’ı da unutmadı.

Özpetek bu kez kadrosu, mekânları ve hikâyesi Türkiye’ye ait bir filme imza atıyor: İstanbul Kırmızısı. “Bu benim ilk Türk filmim” diyen yönetmenin iki romanından ilki ‘İstanbul Kırmızısı’yla aynı adı taşıyan film Özpetek’in kendi yaşamından izler de taşıyor. Filmde en büyük rolü İstanbul’a veren Özpetek, kadrosunu Türkiye sinemasında öfkeli, romantik karakterlerin aranan isimleri; Nejat İşler, Tuba Büyüküstün, Mehmet Günsür, Halit Ergenç gibi isimlerden oluşturuyor.

Önceki gün film setlerinden biri olan Büyükada’da basınla bir araya gelen yönetmen Özpetek, filme ilişkin detayları anlattı. Splendid Palace’da gerçekleşen toplantıya filmin oyuncuları Nejat İşler, Tuba Büyüküstün, Mehmet Günsür, Halit Ergenç de katılarak filme dahil olma süreçlerini anlattılar.

Özpetek, yarı kurmaca yarı gerçek olan filmin ‘İstanbul Kırmızısı’ adlı romanıyla paralellik taşıyan bir hikâyesi olduğunu söyledi.

Oyuncu seçiminde isimlerin değil rollere uygunluğuna göre karar verdiğini belirten yönetmen "Çekimlere Büyükada'da devam ediyoruz. İlk Türk filmim. Film, birebir hayatım ve 'İstanbul Kırmızısı' kitabı değil. Romanın aynısını yapmak beni sıkardı. Nejat İşler bir yönetmeni oynuyor. O yönetmen ben miyim ben de tam bilmiyorum. Mehmet ve Tuba benim hayatımdaki çok önemli iki insanı canlandırıyor. Halit ise tamamen yeni bir karakteri oynuyor" dedi.

İstanbul'da film çekmeye nasıl karar verdiğini de anlatan Özpetek "İstanbul'da çekimlere başlamadan önce birçok olaylar oldu; bombalar, patlamalar. Hatta görüntü yönetmenim ve kameramanın Türkiye’ye geldiği gün İstiklal Caddesi patlaması oldu. Bu nedenle İtalya'dan çok sayıda geri dön mesajı aldım. Son zamanlarda herkes çok korkuyor çok fazla turist gelmiyor. Benim İstanbul’da film yapmam ve burayla ilgili fotoğraflar sosyal medyadan paylaşmam önemli. O açıdan bazen iyi yaptım diyorum kendi kendime."

Yaşanan sürecin motivasyonunu olumsuz etkilediğini söyleyen Özpetek: "Mutlaka bir reaksiyon göstermek lazım. Bir şekilde cevap vermek lazım. Bu nedenle İstanbul’da film çektiğim için mutluyum."

Yönetmenin yaşamındaki iki önemli arkadaşından bir olan Neval’i canlandıran Tuba Büyüküstün “Bir oyuncu için filmlerini takip ettiği, beğendiği bir yönetmenle çalışmak bir şanstır” dedi. İlk defa gerçeği olan bir karakteri oynadığını anlatan Büyüküstün, bu durumun heyecan verdiğini “Neval diye biri var ve tanıştım” diyerek paylaştı.

Mehmet Günsür: Tesadüflere devam

Yönetmenin yaşamında önemli olan bir diğer isim olan ‘Yusuf’ karakterini canlandıran Mehmet Günsür. 20 yıl önce ‘Hamam’ filminde birlikte çalıştıklarını hatırlatan Günsür, “Filmde ilginç bir tesadüf de var. Hamam filmindeki annem Şerif Sezer burada da annem” diyerek filme ilişkin detay verdi.

Halit Ergenç: Ferzan’ın dünyasına girmek güzel

Filmin bir diğer önemli karakterine hayat veren Halit Ergenç ise “Beğendiğiniz bir yönetmenle çalışmak şans ve inanılmaz bir tecrübe. Çünkü onun dünyasına giriyorsunuz oyuncularla nasıl çalışıyor, filmini nasıl yaratıyor; Ferzan’ın bu tarzına yakından tanık olmak çok değerli” dedi.

Nejat İşler: Özgürleştirici bir durum

Filmde Ferzan Özpetek minvalinde bir yönetmen karakterine hayat veren Nejat İşler ise “Ben oynarım anlatamam" diyerek “Her zamanki gibi kafası karışık birini oynuyorum. Bu özgürleştirici bir durum. Ve bunu seviyorum. Değişik bir şey göreceksiniz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Birgun.net