Sibelcan Çobandede, Van’ın Başkale ilçesinde 31 Mayıs 2016 tarihinde eşi C.Ç. tarafından katledildi. Vücudundan sekiz kurşun çıkan genç kadının kocası, savcılık ve mahkemede çelişkili ifadeler verdi. Eşinin ailesini ise ‘örgüte destek vermek’ ile suçladı.

Diken'den Burcu Karakaş'ın haberine göre; C.Ç. mahkemede verdiği ifadede silahının olmadığını, Sibelcan Çobandede’ye isabet eden kurşunlarınsa eşinin ailesinin samanlığında bulduğu bir silahtan çıktığını savundu.

Çobandede’nin ailesinin kendisini tehdit ettiğini öne süren koca C.Ç., şunları söyledi:
“2015 yılında resmi nikah yaparak evlendim. Gerçek yaşı 21 olmasına rağmen kimlikte yaşı 18’den küçüktü. İlk 3-4 ay mutlu bir evliliğimiz olmasına rağmen ailesinin terör örgütüne yakınlığı nedeniyle aramızda problemler olmaya başladı. Sibel de benimle terör örgütü lehine konuşuyordu. Hatta bir defa sırf bu sebepten kendisini dövmüştüm. Dört ay kadar önce ailesi Sibel’i evimden alarak köye götürdü. Kendisiyle görüşmeme izin vermediler. Hatta beni sürekli terör örgütü ile tehdit ediyorlardı. Ben eşimle barışmak için sürekli uğraşıyordum. Son olarak olay tarihinde köyde bulunan evlerine gitmeye karar verdim. Taksiye bindiğimde üzerimde siyah, küçük bir silah bulunuyordu.

Bu silahı nereden aldığımı bilmiyorum. Bu silahı bana ailem ya da örgüt vermedi. Zaten benim evimde silah yoktur ve ben silah taşımam. Aslında ben taksiye bu silahla binmedim, köye gittiğimde eşimin ailesinin evinin bahçesinde bulunan samanlık içerisinden bu silahı alarak belime taktım. Bu silahın samanlıkta olduğunu daha önce eşimin ailesi ile mangal yaptığımız sırada görmüştüm. Eşimin ailesi ile uzun zamandır aramız kötü olduğundan en son 4-5 ay önce mangal yapmıştık. Aradan geçen zamana rağmen silah ve mermiler samanlıkta durmaya devam ediyordu.”

‘Ailesi de örgüte destek olmaktan cezalandırılsın’
C.Ç., öldürdüğü eşinin ailesini ‘terör örgütüne destek vermek’ suçlayarak, cezalandırılmasını istediğini söyledi: “Benim bu silahı samanlıktan alma sebebim kendimi korumaktı. Evin damadı olduğumdan evin kapısını çalmadım. Doğrudan kapıyı açarak içeri girdim. İlk önce eşim Sibel’i gördüm, kendisiyle sarıldık. Sanırım eve ilk girdiğimde kayınvalidemi gördüm, eşim Sibel ile herhangi bir sarılmamız olmamıştır. Ben eve girdiğimde evin her tarafında silahlar vardı. Bu insanların örgüt üyeleri olabileceğini düşündüm. Aslında evin içindeki kişiler eşim Sibel’in ailesi ve akrabalarıydı.

Hepsini birebir tanıyordum, örgütten elemanlar olmadıklarını biliyordum. Kayınvalidem elime ateş ettikten sonra ben yere düşüp bayıldım. Vurulmuş olmam nedeniyle tam olarak hatırlayamıyorum. Ateş etmişsem bile kime ve ne kadar ateş ettiğimi bilmiyorum. Bayıldıktan sonra silahı elime koymuş olabilirler. Her ne kadar tarafımdan öldürülmekle tehdit edildiğine ilişkin resmi makamlara başvurularda bulunmuşsa da doğru değildir. Ben cezam neyse çekmeye hazırım, Sibel’in ailesinin de örgüte destek olması nedeniyle cezalandırılmasını istiyorum.”

C.Ç. bu çelişkili ifadelerinin ardından, “Korktuğum için farklı şekilde ifade verdim, olay nedeniyle çok pişman ve üzgünüm. Amacım Sibel’i öldürmek değildi, annesinin ayağına iki el ateş etmek istedim” dedi.

‘Millet sana bakıyor’ diye dövmüş’
Diken’e konuşan anne Z.Y., kızının uzun süredir şiddet gördüğünü, boşanmak istediğini şu sözlerle anlattı: “Kızımın, kendisi çarşıya çıkıp geldikten sonra sürekli ‘Ben yokken perdeleri açmış mısın, birine baktın mı’ diye elini Kuran’a vuruyormuş. Evlendiğinden beri kızımı sürekli dövüyormuş ama Sibel bize söylemiyordu. ‘Aileni öldüreceğim diye’ tehdit ediyordu, o da korktuğu için bize bir şey anlatmıyordu. Bir düğünde, Sibel’e sürekli kaş göz işareti yapıyordu. Sibel ağlayarak kalkıp gitti. Kızım sonradan anlattı, eve gidene kadar ‘Millet sana bakıyor’diye dövmüş. Kızımın ziyaretine gittik, iki gözü morarmıştı. Eve gizli kamera bile yerleştirmiş. Abileri misafirliğe gittiğinde mutfaktan çıkmasına izin vermiyordu.

Bir gün, ‘Sen eniştene hoşgeldin demişsin’ diye etmediğini bırakmadı. Bazen haftalarca kızımla konuşamıyordum. Bir gün kızım beni gizliden aradı, ‘Abim gelip beni alsın, dayanamıyorum her gün dayak yemeye’ dedi. Kızım ‘Boşanma davası açacağım, artık o adamın yanına gitmeyeceğim. Evlendiğim günden beri işkencedeyim’ dedi. Kocası ve ailesi, ‘Bizde ölüm var, boşanmak yok’ deyip kalkıp gittiler. Bir hafta sonra öğrendiler boşanma davası açmışız. Olay günü ben salona gidene kadar kızıma 4-5 el ateş etti. Kızımı öldürdükten sonra silahı bize doğrulttu. Bu adamlar kızımı haksız yere öldürdüler. Rabbim kabul etmesin.”

Kaynak: Birgun.net