Bugün basında yer alan haberlerde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Petrol Ofisi'nde (POAŞ) 2001-2008 yılları arasında akaryakıt kaçakçılığı yapıldığı iddiasına ilişkin yürütülen soruşturmanın tamamlandığı ortaya çıkmış, aralarında Aydın Doğan'ın da bulunduğu 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamenin, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği belirtilmişti. Söz konusu akaryakıt kaçakçılığı haberleriyle ilgili Doğan Holding'den açıklama geldi.

Doğan Grubu adına Kurumsal İletişimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ahter Kutadgu imzasıyla yapılan açıklamada, "Bu iddianame, ülkemizde hukuk kavramının nasıl aşındığını göstermesi bakımından ibretle okunması gereken bir belge olarak adalet tarihimize geçecektir. Hukuku bu şekilde zorlamak, ne yazık ki toplumda adalet duygusuna güveni sarsmaktadır" denildi.

"İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adem Meral tarafından hazırlanan ve henüz mahkemeye intikal etmeden ve tarafımıza bildirilmeden belirli medya kuruluşlarına soruşturmanın gizliliğini ihlal edecek şekilde servis edildiği anlaşılan sözde "akaryakıt kaçakçılığı" iddianamesi ülkemizdeki hukuk garabetinin yeni bir örneğini teşkil etmektedir" ifadelerinin kullanıldığı açıklamada söz konusu iddialarının "tamamen hayali ve gerçek dışı" olduğu belirtildi.

POAŞ iddianamesi mahkemeye gönderildi: Aydın Doğan'a hapis istemi!

Açıklamadan bir kısım şöyle:

"İddianamede, ülkenin bağımsız bir medya grubunun onursal başkanı ile Türkiye'nin en önemli bankalarından biri olan İş Bankasının yöneticisinin, hiçbir dönemde Petrol Ofisi'nin (POAŞ) yönetim kurulu üyesi olmamalarına rağmen, "kaçakçılık örgütünün liderleri" olarak suçlanması hayatın akışına ve hukuka terstir ve  vahim bir inandırıcılık sorununa işaret etmektedir.

Bu vesile ile şunu hatırlatmak gerekir: 

Daha ortada bir iddianame bile yokken, geçen yıl, hukukun temel ilkelerinden biri olan soruşturmanın gizliliği ilkesi ihlal edilmiş ve soruşturma dosyası hakkında gizlilik kararı verilmiş iken, avukatların dahi göremediği ifadeler, bir kısım medyaya servis edilerek karalama kampanyasına dönüştürülmüştü. Bu gerçek dışı iddia ve ithamlar karşısında 28 Temmuz 2015 tarihinde Grubumuz tarafından zorunlu bir açıklama yapılmış ve gerçekler ortaya konmuştu.

Savcılığın iddianamesinde yer alan tüm hususlar, gerek ilgili şahısların soruşturma sırasında verdiği ifadeler gerek Hürriyet Gazetesinin 15 Ekim 2015 tarihli sayısında yer alan "Bir Bakışta POAŞ İftiraları ve Gerçekler" başlığı altında yayınlanan kapsamlı araştırma yazısında teker teker ele alınarak cevaplandırılmış ve iddiaların asılsızlığı ortaya konulmuş bulunmaktaydı.

Nitekim, POAŞ veya herhangi bir akaryakıt şirketinin ithal ettiği petrol ürünleri menşeine bakılmaksızın, hangi ülkeden alınırsa alınsın gümrük vergisine tabi değildir. Sadece  katma değer vergisi ödenir. Gümrükte ödenen katma değer vergisi nihai vergi değildir. KDV, nihai olarak, POAŞ merkezinde  bayilerden tahsil edilmektedir. Bu tahsilattan, gümrükte ödenen KDV  indirilir ve fark devlete ödenir. POAŞ bu şekilde tüm katma değer vergilerini ödemiştir. Dolayısıyla, gümrük vergisi ve KDV kaçakçılığı iddiası tamamen hayali ve gerçek dışıdır.

Yüce Yargımızın, bu gerçekleri dikkate alarak adil, hukuka ve vicdana uygun bir karar alacağına olan  inancımızı korumaktayız.

Kimse, Türkiye'de hakimlerin bulunduğunu unutmamalıdır."

 


Kaynak: Haber.sol.org.tr