Özbekistan’ı 1991’den bu yana yöneten Devlet Başkanı İslam Kerimov dün öldü. Çocukluğu Sovyet yetiştirme yurtlarında geçen bir yetim olarak devlet mekanizmalarının önemli basamaklarından geçip ülkesinin başkanlığına kadar gelen Kerimov, Sovyet sisteminin olanaklarının yarattığı figürlerden biriydi. Yetiştirme yurtlarında yaşamanın toplum dışına itilmek anlamına gelmeyişi bir Sovyet gerçeğidir.

İyi bir eğitim, ardından Sovyet Özbekistan Birlik Cumhuriyeti Devlet Planlama ve Finans Dairesi’nde önemli bir kariyer, sonra Özbekistan Komünist Partisi Genel Sekreterliği, ardından Devlet Başkanlığı. Sovyetler ortada bırakmadığı yetim Kerimov’u bu kadar parlak bir figür olmasına rağmen adı yolsuzluğa karıştığı için 1984’ten 87’ye kadar göz hapsinde de tuttu.

Sovyet sonrası eski Sovyet cumhuriyeti liderleri arasında önemli bir yeri olan Kerimov, daha çok ülkesinde gittikçe gelişen İslamcı tehlikeye karşı verdiği mücadeleyle tanınıyordu. Kerimov için İslamcılık her zaman bir güvenlik sorunu olmuştur. Bu tehlikeye karşı aldığı önlemlerde başarılı olduğu da pek söylenemez. İslamcılığa karşı mücadeleyi, karşıtlarından daha iyi İslamcı olmak olarak anlaması en büyük yanlışıydı. Kesin bir laiklik uygulamak yerine kontrol altına alınmış bir dinle, yani Devlet İslamı’yla, İslamcılığın karşısına çıkarken ciddi yalpalamalar yaptı. Yaşamı boyunca ateist bir eğitim almış olmasına rağmen, (hep ateist kaldığı da söylenir) hacca da gitti, konuşmalarında Kuran’dan alıntılar da yaptı. Devlet denetiminde de olsa medreselerin açılmasına, camilerin yayılmasına izin verdi.

Oysa Sovyetler Birliği pratiğinden dersler almış olması gerekirdi. Sovyetlerde din, denetlenirken etkisizleştirilen bir olgu olarak ele alındı. Seküler bir devlet olduğunu ilan eden Özbekistan bunu yapamadı.

İslam’a karşı milli kimlik
Devlet dışı İslam’a karşı mücadelesini yine İslam’ı savunarak sürdürmeye çalışan Kerimov, bir yandan da Özbek kimliğini geliştirmek, yurttaşlarında bir kimlik bilinci oluşturmak için de çabaladı. Bu çabalar sonucu ülkenin temel dini yapıları olan Nakşibendilik’i de Kadirilik’i de geriletebildi. Ancak bu kesin bir başarı sayılamaz. Bunda ülkesinin Tacikistan ile Afganistan gibi komşulara sahip olmasının da payı var. Devlet otoritesinin sözünün edilmediği Fergana bölgesindeki İslami oluşumların da Özbekistan’da da taban bulduğu biliniyor.

Suudi Arabistan kökenli Selefi akımların cirit attığı bir ülke Özbekistan. Ülkede bugün Özbekistan İslami Hareketi (ÖİH) ve Hizb-ut Tahrir örgütleri etkili. Özbekistan yönetimi, ÖİH liderleri Tahir Yoldaş ile Cuma Numangani’yi gıyaplarında ölüme mahkûm etmişti. Numangani 2001’de Afganistan’da öldü. Yoldaş da yine Afganistan’da 2009 da bir hava saldırısı sırasında hayatını kaybetti. Ülkede 1991 ile 2004 yılları arasında 7 bin aşırı İslamcının mahkûm edildiği söyleniyor. Ancak Kerimov’un İslamcılara karşı sertleştiği tarih 1999. Bu yıl kendisine yönelik önemli bir darbe/suikast girişimini bastırdıktan sonra, bu olaydan sorumlu tuttuğu İslamcı gruplara karşı daha da baskıcı bir yol izledi. Bu arada, söz konusu girişimde Fethullah Gülen hareketinin de parmağı olduğu ileri sürülmüştü.

ABD dostuydu
İslamcı tehlikeye karşı ABD’yi bir güvence olarak gördü Kerimov. Öyle ki, 11 Eylül saldırılarından sonra ABD’nin “teröre karşı savaş stratejisi”nin müttefiki oldu. Bunun sonucu olarak Karşı Hanabad üssüne 800 ABD’li askerin yerleştirilmesini kabul etti. Bu üs 2001’de ABD öncülüğündeki Afganistan işgalinde de kullanılmıştı. ABD-Özbek ilişkileri 2005 yılında ABD’nin aynı yıl çok sayıda muhalif protestocunun öldürüldüğü Andican olayları nedeniyle Kerimov’u eleştirmesi üzerine en kötü dönemine girdi. Kerimov, aynı yıl Karşı Hanabad üssünü ABD’lilere kapattı.

Özbekistan yakın zamanda karışıklıklar yaşaması çok muhtemel bir ülke. Kerimov, ülkesindeki İslamcılara karşı kesin bir üstünlük sağlayamadan öldü.

Yerine kim gelebilir?
Özbek siyasetinde öne çıkmış bir figür olarak, tipik bir Kerimov kopyası olan mevcut Başbakan Şevket Mirziyoyev yeni başkan seçilirse sürpriz olmaz bu. Çünkü Mirziyoyev güçlü bir istihbaratçı olarak önemli bir gücü elinde tutuyor. Batı yanlısı Başbakan Yardımcısı Rüstem Azimov da kuvvetli adaylardan. Ama hiç belli olmaz, belki de Milli Güvenlik Komitesi Başkanı Rüstem İnayetov, Dışişleri Bakanı Abdulaziz Kamilov da aradan sıyrılıp Kerimov’un koltuğuna oturabilirler.
Ama görünen o ki, Özbekistan’dan çok daha sık söz edeceğiz.

Kaynak: Birgun.net