HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cizre'de kimyasal silah iddialarının ciddi olduğunu ve bunu araştırarak ulusal ve uluslar arası yargıya taşıyacaklarını belirtti. Başbakan Davutoğlu'nun Silopi gezisinin de gizli gizli yapıldığını söyleyen Demirtaş, Davutoğlu'nun orada sarf ettiği 'Kudretimizi gösterdik, şimdi sıra şefkatimizde' sözlerine de "Maşallah kudretinizi gördük, katliam yaptınız. Kudreti böyle olanın şefkatinden de şüphe duyulur" yanıt verdi. Demirtaş, Zaman Gazetesi'ne atanan kayyuma ilişkin ise ülkenin bataklığın ortasında belirterek, "Bu adamlar bu ülkeyi nereye kadar bu çılgınlıkla götürecekler" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ve parti yönetimi aralarında ÖDP, EMEP, Halkevleri, HDP bileşeni parti ve kimi STK'lerle bir araya geldi. Güncel gelişmeler, saldırı ve katliamlar ile anayasa ve sonrasında yapılacak demokratik ittifakların ele alındığı görüşme basına kapalı gerçekleştirildi.

Hırsızlarınkini getirin biz evet oyu vereceğiz
Dünya Ticaret Merkezi'nde yapılan toplantı öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Demirtaş, dokunulmazlık dosyalarının gündeme getirilmesinin yeni olmadığını, bunun 2007 yılından beri AKP tarafından bir şantaj ve tehdit politikası olarak kendilerine karşı sürekli gündemde tutulduğunu söyledi.

"Her konuşmamızdan sonra hükümetin bizi linç ettirmek istediği her dönemde dokunulmazlıklarımızı gündeme getirdi. Şimdi yeniden çarpıtmak için yeniden bunu gündeme getirdi" diyen Demirtaş, konuya ilişkin sözlerinin devamında da şunları söyledi: "Defalarca açıklama yaptık, açık çek verdik. 550 milletvekilinin dokunulmazlıklarını kısıtlayalım. Hepimiz için. Hayır bunu kabul etmiyorsunuz, parlamento 4 gruba ait bütün dokunulmazlık dosyaları indirelim hepsini kaldıralım. Biz evet oyu vereceğiz. Ama hırsız, yolsuzluk yapmış olanların dokunulmazlık dosyalarını ayıracaksınız, bizi konuşmalarımızdan dolayı dokunulmazlık tehdidi ile parlamento ve komisyona sevk edeceksiniz. Hükümetin kendisi bilir. Görülüyor ki bir siyasi öç alma ve linç, özellikle şahsımla ilgili de Saray'daki şahsın intikam alma duygusu dokunulmazlıkları gündeme getiriyor. Gündemden kalkmasını istiyoruz. İki yöntem öneriyoruz ya 550 milletvekilinin tamamı kısıtlansın yada dokunulmazlığı bulunan bütün dosyaları kaldıralım."

Bir parti yoksa uzlaşma komisyonu dağılmış demektir
Anayasa konusunda HDP'nin ne zaman cevap vereceği yönündeki bir soruyu da yanıtlayan Demirtaş, hafta içinde cevap vereceklerini belirtti. Demirtaş, "Uzlaşma Komisyonu 4 partiden oluşur, bunlardan biri yoksa bunun ismi uzlaşma komisyonu değil, ittifak veya işbirliği komisyonu olur. Eğer bir parti çekilmişse uzlaşma komisyonu dağılmış demektir" dedi.

Demirtaş, parlamentonun çalışması gerektiğini ve 'parlamento çalışmıyor, başkanlık dışında yol yok' mesajı vermek isteyenlere prim verilmemesi gerektiğini de söyledi.

Cizre'de yaşananları uluslar arası yargıya taşıyacağız
Demirtaş'a Cizre'de kimyasal silah kullanıldığı yönündeki iddialar da soruldu. Demirtaş, bu soruya "Otopsi raporlarında da cenazelerin içler acısı durumundan da bu tür iddiaların ciddi olabileceği anlaşılıyor. Tabii ki bunlar patoloji, kimyasal incelemeler sonucunda anlaşılabilir. Sağlıklı bir soruşturma ve araştırma yapılmıyor. Yüzlerce insan diri yakıldı, katledildi. Ama Başbakan bir şey olmamış gibi Silopi'ye gidebiliyor. Bütün suçlarını örtmek içinde ha bire HDP ve bize saldırıyor. Bu çok ucuz ve ikiyüzlü bir politika. Özellikle HDP'nin içine oynama çabası komik duruyor. Ortak bu kadar acılı sancılı olmasa eğlenceli bir durum, Başbakan komik bir adam. Ama durum ciddi gülecek durumda değiliz. Başbakan ne yaptığının ne söylediğinin farkında değil. Sen iki ilçeyi yerle bir ettin. Tankla topla sivil yerleşim yerlerinin tamamını yok ettin. Bunlar olmamış gibi sürekli HDP hesap versin diye konuyu başka yere çekmeye çalışması sırıtıyor" sözleriyle yanıt verdi.

'Bu suçu işleyenler er ya da geç hesap verecek'
Konuyu bütün boyutlarıyla incelediklerini de ekleyen Demirtaş, "Açıklamalar, resmi kararlar, Cizre ile ilgili toplayabileceğimiz ne kadar delil varsa özel bir ekibimiz orada çalışmasını yürütüyor. Bunu ulusal ve uluslar arası yargıya taşıyacağız. Ulusal yargıda sonuç alamayabiliriz, ama her zaman yargı AKP'nin elinde olmayacaktır. Bu suçu işleyenler er ya da geç hesap verecektir" diye konuştu.

Demirtaş, Sur'dan çıkan çocukların 'kayıp çocuklar' olduğu yönündeki iddialara ilişkin de bu çocukların çocuk yurdundan kaçtığına yönelik Valiliğin elinde bilgi olduğunu söyledi.

Başbakan Silopi'ye gizli gizli gitti
Demirtaş, dün Başbakan Davutoğlu'nun Silopi'de, kendisinin ise Diyarbakır'da Cuma namazı kılması ile Başbakan'ın 'devletin kudretini gösterdik, şimdi şefkat zamanı' sözlerine ilişkin yöneltilen soruları da şu şekilde cevaplandırdı:

"Aslında benim Cuma günü Ağrı programım vardı, Sur'daki acil hayati durum nedeniyle Diyarbakır'da kalmayı tercih ettim. Fakat AKP Ağrı İl Teşkilatı arkadaşlarımdan şunu talep etmişti. 'Başbakan Cuma günü Ağrı'ya geliyor, dolayısıyla iki genel başkanın programı çakışmasın, mümkünse ertelenebilir mi' diye bana haber gönderdiler. Bizde bakacağız dedik fakat Sur'dan dolayı programı erteledim Ağrı'ya gitmedim. Dolayısıyla Başbakan'ın Silopi değil, Ağrı programı vardı. Böyle gizli gizli Başbakanı olduğu ülkenin bir ilçesine gizli gizli girebiliyorsa oranın ne kadar başbakanıdır.

Kudreti böyle olanın şefkatinden şüphe duyuluyor
Evet, kudretini çok iyi gösterdin, maşallah bütün Silopi, Cizre'yi, Sur'u yıkmışsın. Fakat kudreti böyle olanın şefkatinden şüphe duyulur. Kudretinizi de zora dayalı elde etmişsiniz. Tank, topla yıkmazsanız oraları giremeyeceğinizi de biliyorsun, Başbakan olarak gidemeyeceğini biliyorsun. Madem Silopi'ye gittin ve Silopi halkı senin şefkatini bekliyor, Kaymakamlıkta açıklama yapıp kaçacağına miting yapsaydın. Mesela Cizre halkı şefkatinizi bekliyor! Terörden kurtardınız orayı, insanları huzura güvene kavuşturdunuz. Öyle demiyor musunuz, o kurtardığınız insanlar sizi şefkatle karşılasın sizde şefkatinizi gösterin. Ama bu tür takiye iki yüzlülükle bunu saklayamazsınız. Cizre'de katliam yaptınız. Bunu kimden saklıyorsunuz. 150'den fazla üniversite ve lise öğrencisi sivil ve silahsız genci yaktınız. Cenazeleri tanınmıyor. Bunlar olmamış gibi mi davranacağız."

Demokratik ittifak çağrısı
Zaman Gazetesi'ne kayyum atanmasına da tepki gösteren ve bunun "siyasi ve kanunsuz bir yaklaşım" olduğunu söyleyen Demirtaş, yapılanların hiçbir şeyin şaşırtmadığını, parlamentonun, anayasanın işlemediğini söyledi. Demirtaş, ülkenin bataklığın ortasında belirterek, "Bu adamlar bu ülkeyi nereye kadar bu çılgınlıkla götürecekler" dedi.

Demokrasiye inanan herkesten de yaşananlara karşı çıkması ve dur demesini isteyen Demirtaş, AKP'de yaşananlardan rahatsız olanlar olduğunu, ancak sustuğunu belirterek, "Bir tanenizin mi vicdanı sızlanmıyor mu?" dedi.

Demirtaş, dokunulmazlıklara karşı tutumlarının sorulması üzerine ise şunları söyledi:

"Meclis'ten çekilme gibi bir gündemimiz yok. Dokunulmazlık dosyaları yüzlerce var. MHP denen parti AKP'nin komisyonu haline gelmiş, parti olmaktan çıkmış… Başvurmuş ısrarla bizim dokunulmazlık dosyalarımız gelsin diye. Sizinkiler ne olacak? Rüşvetle hırsızlıkla suçlanan vekilleriniz var. Partilerin içleri kazan gibi kaynıyor bunu tahvil etmenin en etkili yolu HDP'ye saldırmaktır. 59 milletvekiliyiz nasıl karar vereceksek hep birlikte hareket edeceğiz." (D)

Kaynak: Birgun.net