HDP Siirt İl Kongresi'nde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dokunulmazlık tartışmalarına değinerek, "Şimdi Saray'daki zatın ince hesapları var. Ülkede tekrar diktatörlüğünü kurmak için HDP'yi engel olarak görüyor. HDP'yi, ortadan kaldırmadan muradına eremeyecek. Ülkede yeni bir diktatörlük kuramayacak. Bunun için bir tek biz kaldık. Muhalefetteki partiler Saray'ın önünde diz çöktü. Savaş politikasında uzlaştılar" dedi.

HDP Siirt İl Örgütü, 1. Olağanüstü Kongresi'ni HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın katılımıyla gerçekleştirdi. Uğur Düğün Salonu'nda, "Özgürlük için direniyor, demokrasi için örgütleniyoruz" şiarıyla düzenlenen kongrede konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kongrenin kent için önemine dikkat çekerek, birlik ve beraberlik mesajları verdi.

Demokratik siyaset yapmak için koşuların her zamankinden daha zor olduğuna vurgu yapan Demirtaş, "Bizi demokratik siyaset alanından yok etmek için elerinde gelini yapıyorlar. Bizim gibi bir partinin Türkiye'de demokrasinin gelişmesi için ne kadar önemli olduğu inkar ediyorlar" dedi.

'Yüreğimizde zerre kadar korku yok'

Türkiye halkalarının, HDP'nin ülke için taşıdığı anlamayan ve ülkeyi karanlığa sürükleyen bir iktidarla karşı karşıya olduğunu söyleyen Demirtaş, dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmalarına dikkat çekerek, "Bütün halkımız şundan emin olsunlar, dokunmazlığın kaldırılması konusun yüreğimizde zerre kadar korku yok. Çünkü onlar kaybedecekler. Biz kaybetmeyeceğiz. Şimdi, HDP'lilerin dokunmazlığı kalkarsa HDP'de birileri gibi Saray'ın etrafını sarıp diz çökerek 'Bizi af edin' diyeceğimizi zannediyorlar. Kusara bakmasınlar, siz bizi kendiniz gibi Saray soytarısı mı zannettiniz? Biz bugüne kadar yeryüzünde hangi güce diz çöktük ki size de diz çekeceğiz? Bizim endişemiz insanlığımıza ve ülkemize dairdir. Biz ülkenin daha kötü bir duruma gitmesinden korkuyoruz.

'Biz halkımızın davasını ve çıkarlarını savunduk'

Allaha binlerce kez şükür, utanacak bir şey yapmadık. Çok şükür bizi rüşvetten suçlamıyorlar, bizi devletin kasasını, halkın parasını çalmakla suçlamıyorlar. O zaman bu gün utanmadan huzurunuzdayız. Biz halkımızın davasını ve çıkarlarını savunduk. Halkımıza ne demişsek onu söyledik. Bundan dolayı da bundan pişman değiliz. Bunun için yaptığımız her şey ülkenin huzuruna dairdir. Aynı şeyleri tekrar etmekten geri durmayız. Büyük bir yalan ve iftira ile karşı karşıyayız. Diğer bütün bu olanlardan, akan kandan HDP'yi sorumlu tutuyorlar. İnanın ki söyledikleri yalana artık kendilerin bile inanmıyorlar" dedi.

'Muhalefetteki partiler Sarayın önünde diz çöktüler'

AKP'nin 14 yıl iktidarı boyunca defalarca Kürt sorununu çözmek için eline geçen tüm fırsatları heba ettiğini ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti: "Siz doğru bir adım atıp savaş politikasına karşı durdunuz da mı biz destek vermedik? Ama bugün barış politikasına dönerseniz, biz ölen gençler ve anaların hatırana barış sürecine gene destek veririz. Savaşı ve insanları ölüme sürükleyen sizsiniz. Şimdi Saray'daki zatın ince hesapları var. Ülkede tekrar diktatörlüğünü kurmak için HDP'yi engel olarak görüyor. HDP'yi ortadan kaldırmadan muradına eremeyecek. Ülkede yeni bir diktatörlük kuramayacak. Bunun için bir tek biz kaldık. Muhalefetteki partiler Saray'ın önünde diz çöktüler. Savaş politikasında uzlaştılar. Bu üç partileri gene biat ettiler. Ben neden hayıflanıyorum, benim Türk kardeşlerimiz bu savaş kararına ve ülkenin her yerine yeniden milliyetçiliği tırmandıran bu partilere bir laf söylemiyor. Yoksa biz parlamentoda olmuşuz olmamışız ne fark eder.

'Bu çılgınlaşmış iktidara bir ders vermenin zamanıdır'

Siz ülkeye barışı getirin de biz olmayalım. Biz parlamentonun deri koltuklarına sevdalı değiliz. Bizim oraya bağlayan halkımıza olan sevdasıdır. Ama inanın, yakında dokunmazlık değişikliğini parlamentoda sunacaklar. Kimler Saray'ın etrafına hizalandığını hep birlikte göreceğiz. Parlamentoda bu haksızlığa karşı çıkacaklar, onların hesapladığından fazladır. Oylama sırasında göreceğiz. Bu milletvekillerin duyarlılığına güveniyorum. Bu çılgınlaşmış iktidara bir ders vermenin zamanıdır. Bu Meclis'te tarihi bir seçimdir. AKP'nin siyasi tarihine, soygun yapmış trilyonları kaldıran kişilerin iktidarıdır. Şimdi konuşmalarımızdan dolayı bizi kendi yargılarının önüne çıkartıyorlar. AKP'nin hiçbir hukuk komisyonu, hiçbiri bizi yargılayamaz. Biz bağımsız, adil, bir yargıdan hiçbir zaman korkmayız. Bizi yargılamaya güçleri yetemeyecek. Kim kimi yargılayacak göreceğiz. Öyle bu işi tereyağından kıl çeker gibi yapacaklarını sanıyorlarsa yanılıyor. Biz halkın helal oylarıyla Meclis'e geldik. Sen parlamentoda ne kadar hakkın varsa bizim de o kadar var.

'Bizi öyle teslim alamazlar'

Sen bizim müdürümüz, amirimizin değilsin, sen de bir milletvekilisin. Başbakan olmuş, iktidar olmuşsun başka farkımız yok. Sen kendini bizim amirimiz gibi görürsen yanılacaksın. Hiçbir HDP'li bu aşağılık durum karşısında boyun eğmeyecektir. Bizi öyle teslim alamazlar. Asla ve asla moralinizi bozmayın. Biz her türlü hazırlığımızı yaptık. Bu ucuz politikalar yenilecek. Bizim korktuğumuzu göremeyecekler. Tarihi dönemler için tarihi süreçler, kuruluşlar gerekir. Hep yaradan şahitliğinde şunu söyledik. Biz barıştan yanayız. Partimiz bunun için var. Ne kimseye operaysan ve ne de kimse emir verdik. Bunların hepsinin sorumlusu siyasi iktidardır. Her taraftan kan döküp bize mal etmeye çalışacaklar. Biraz mert olun biraz dürüst olun.

Yüzde 50 oy almışlar ama korkuyorlar. Şimdi sizin seçtiklerinden korkuyorlar. Ama bizim başımız diktir. Biz yaptıklarımızla gurur duyarız. Utanç duyacak hiçbir şey yapmadık. Kanun yasa ve halkın karşısında başımız diktir. Ağrı'da, Zilan'da her yerde bunu yaptılar. 1990'larda her zaman aynı mantıkla bize yaklaştılar. Bu mantık yeni ortaya çıkan bir mantık değil. 'Ya baş eğeceksin ya da baş verecesin' çağrıları PKK'ye yapılsa anlarım. Bu çağrıyı halka yapıyorlar. Halka buyun eğdirmeye çalışıyorlar. Bizler 6 milyon oy almış bir partiyiz. 15 bin nüfusu temsil ediyoruz. Şimdi bunlar 'İşte ya baş eğeceksin ya baş vereceksiniz' diyorlar ya bunların kafası ırkçı kafadır. Bunlar kendilerini Müslüman olarak tanımlayarak, keşke öyle olsaldı. Yüreğinde Allah korsu olan biri cenazeleri yakar mı? Keşke Başbakan ve Cumhurbaşkanı İslamiyet'ten şu kadar ahlak almış kişiler olsaydılar. Çünkü iyi bir Müslüman zülüm etmez. İyi bir Müslüman bir kadının cenazeni çırıl çıplak edip fotoğraflarını çekmez. İyi bir Müslüman Allah'ın yarattığı gibi sever. Bakın seydalar burada öyle değimli mi?

'Vicdanlı ve ahlaklı bin insan o çocukları mı yoksa vakfımı korur?'

'Ahlakları Ensar Vakfı'nda ortaya çıktı'

Bunlar İslamiyet'i kendi pislikleri, çirkinlerini örtmek için perde olarak kulandılar. Bakın küçük çocuklara kendi kurdukları vakıflarda ne yapıyorlar. Her vakıflarında küçük çocuklara dönük kötü şeyler yapıyorlar. Vicdanlı ve ahlaklı bir insan o çocukları mı yoksa vakfımı korur? Bunların ahlakları Ensar Vakfı'nda tam olarak ortaya çıktı. Çocuklara istismar yapılması önemli değil, onlar için önemli olan parti ve iktidarlarıdır. İstismar ve tacizlerin üstünü örtüler. Daha Cumhurbaşkanı bu duruma karşı tek bir cümle kurabilmiş değil. Her gün saatlerce konuşuyor. Bazen günde üç kez konuşuyor. Ve her konuştuğunda mutlaka HDP'ye hakaret ediyor, hedef gösteriyor. Bizi es geçtiği tek bir konuşması yoktur. Ama tek bir defa bu tecavüzcülere bir şey söylemedi. Saray'da ki zata söylüyorum, Karaman'da bunlar yanlış şeylerdir desene, niye diyemiyorsun? Buna senin ahlakın uygunsa bir şey demiyorum, sen o sabiler için tecavüzcülere karşı çıkmasan bunun sorumlu sensin.

'Memleketin her tarafından AKP'li ihaleciler ve talancıları var'

AKP döneminde Pozantı ve Karaman'da senin vakıflarında çocuklara tecavüz edildi. Siz böyle ahlaksızken bizim dokunmazlığımız olsa ne, olmasa ne olur.

'Türkiye'nin her yeri AKP çeteleri elinde'

Memleketin her tarafında AKP'li ihaleciler ve talancılar�� var. Fakat bunları ortaya çıkarabilecek gazeteci bırakmadılar. Tüm medya arıt kendi ellerinde. Burada AKP ihalecilerine pay vermeden hiçbir ihale alabilir mi? Türkiye'nin her yeri AKP çeteleri elindedir. Sizin döneminizde yozlaşma olduğu kadar hiçbir dönem olmadı. Bunların hepsini İslami bir parti adı altında yaptılar. DAİŞ İslamiyet'e nasıl zarar verdiyse, kadınları nasıl pazarlarda sattı. Bir de bunu sözde İslam Devleti adı altında yaptı. 'Biz yakarız dökeriz ama çıkarız iki kelam Kuran ve hadisten söz ederiz insanları kandırırız' diyorlar. Nede olsa insanlar Allahtan korkuyor, 'Biz onlara Müslüman gibi davranınız onlar bizi dinler' diyorlar.

'Kral senin kralın biz senin kralını tanımayız'

İki gündür İstanbul'da İslam ülkeleri başkanlarıyla toplantı yapıyorlar. Dikkat edin, şu Suidi Kralı var ya kutsal toprakların kıralı bu. O topraklara canımız kurma da senin gibi krala tırnağımızı vermeyiz. Bu kralın özel uçağının tuvaleti bile altın kaplama olduğu söyleniyor. Yaşadığı saray dünyanın en büyük sarayı. İstanbul'da iki günlüğünü yüzlerce milyon dolar harcadı. Büyük israf neyin parası? Bunlar hacca giden insanların parası. Bunun adı İslam lideri. Saray'da, zatta gidip bunu uçağın kapısında karşılıyor. 'Kralımız geliyor' diye. Kral senin kralın biz senin kralını tanımayız. 56 İslam devletin başkanı toplanmış. Hepsi birbirinden daha fazla halkını ezenlerdir. 56 İslam devletinin toplamı ekonomik olarak bir Almayan'dan küçük. Kendi halklarını böyle eziyorlar. Sonra da 'İslam ülkelerinde neden kan akıyor' diyorlar. Sizin gibi geri kafalıların yüzünden İslam ülkelerinde kan akıyor. Sizin halkınız sefalet içinde iken siz tayfalarınızla halkın parasını harcıyorsunuz. Batsın böyle İslam liderliği. Bizdekilerin de kafası böyle. Ben batı kafası iyidir demiyorum. Yıllarca bunları sırtımızda taşıyan biziz. Sırtımızdaki bu yükü atmalıyız. Bunları başımızdan atmalıyız. Kurtuluşun yolu bu. İslam'ı ve halkı diktatörlerden kurtulmamız gerek.

'Ayrımcılık yapılan bir ülkede sesiz kalırsa onursuz oluruz'

Barışı bu ülkede inşa etmek 10 günün işidir. Bunun için adil yöneticiler gerekiyor. Böylesine geri kafalar musallat olmasa. Bunların bu ırkçı kafasıdır. 'Benimle aynı olacak' diyorlar. 'Benim inandığımız siyasete sen de inanmasan düşmansın' diyorlar. Biz böyle düşünmüyoruz. HDP'de böyle bir şey yok. Bize karşı bu kadar ayrımcılık yapılan bir ülkede sesiz kalırsak onursuz oluruz.

'Ülkenin bütün gerçek hakikatlerini biz savunuyoruz'

15 milyon HDP'liyi vatandaşlıktan çıkaracaksınız. Burası HDP'nin öz vatanıdır. Eğer, dürüst bir başkan isen çıkın değin 'Kürdistan'da yıllarca size ihanet ettik' o zaman bizim canımız sana feda olsun. 'Bak sen hakikati bizden iyi biliyorsun' deriz. Daha 2, 3 yıl önce bir yaz 'Osmanlı'da Kürdistan eyaleti vardır' demedi mi? Şimdi bu hakikati biz konuştuk diye dokunmazlığımız kaldırmak isteniyor. Ülkenin bütün gerçek hakikatlerini biz savunuyoruz. Türk milletini bir tarihi ve geçmişi var. Türk milleti dünyada yaşana tüm hakların bir tarihi var. Türk milleti tek bir millet olabilir ona saygı duyarız.

Biz de Kürt halkıyız, bizim de bir tarihimiz var. Siz buralarda yaşan 20 milyon Kürdü neden inkar ediyorsun? Zorla Türk yapmaya çalışıyorsunuz. Biz bölmüyoruz kardeşim, biz de başka bir milletiz diyoruz. Artık bunu kabul edin. Adaletli bir şekilde ülkede yaşayalım diyoruz. Biz ülkede adalet için mücadele ediyoruz. Bizi 'terörist' gösteriyoruz, sizden daha büyük terörist yok. Katarla bu DAİŞ gibi tecavüzcü çeteleri siz beslediniz. Nusra ve DAİŞ'i siz beslediniz. Ölümlerle beslenen bir mantıkla Türk milliyetçiğini kışkırtarak orada durmaya çalışıyor. Daha şu güne kadar ne bir askerin ne bir PKK'li gencin ölmesine asla sevinmedik. Hiçbir ölümü asla sevinçle karşılamadık. Siyasetçi olmaktan önce insanız biz. Hepsi anne baba evladıdır diyoruz. Hepsinin bir üzüleni var. Cenazelerin arasına ayırım koymuyoruz. Haşa kendilerini yaradan yerine koyuyorlar. Sen ölmüş bir cenazeden nasıl intikam almaya çalışıyorsun? Onun üzerinden senin, artık kimsenin bir hükmü yoktur. Ama haşa kendilerini yaradan yerine koyup cenazeye işkence ediyorlar.

'Başka ölümler olmasın dediğimiz içindir'

Biz cenazeye gittik, acıyı paylaştık diye, dokunmazlıkların çoğu bunu içindir. Niçin onun kardeşine baş sağlığı dilediğimiz içindir. Niye orada başka ölümler olmasın dediğimiz içindir. Cenazelere gitmişsiz, taziyeye gitmişiz bunları yapmışız. Cenazenin taziyenin suçu günahı olmaz. Ama bunlar bu kadar ahlaksızlık yapıyor. Dokunmazlığımı bundan dolayı mı kaldıracaksınız, vallahi geç kalmışsızınız. Nasıl halkımızın düğününe gidiyorsak taziyesinde gideriz. Bizi tehdit ediyorlar. Halkın acısın sahip çıkmasak bir halk evladının cenazesine sahip çıkamasak onursudur. Neyle suçluyorlar."

Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın havuz medyası tarafından hedef haline getirilişine de değinen Demirtaş, "İspatlasınlar araçlarda silah taşıdığını hepimiz istifa edeceğiz. Şırnak milletvekilimiz Faysal Sarıyıdız, yanlış yaptı diyeceğiz. Eğer böyle yapmamışsa siz de istifa edecek misiniz? Ey Saray'daki zat öyle bir şey yoksa sen de istifa edecek misin?" diye sordu.

'Halkın vereceği karara biz razıyız'

AKP hükümetinin Türk halkını da kandırdığını vurgulayan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sizin hükümetiniz sizi kandırıyor. Bizim vekillerimiz suç falan işlemedi. Türkçülüğünüzü hortlatıp yayanları hırsızlıklarının üzerini örtmek istiyorlar. Hükümetin başı, onlarca kez senin şakşakçı gazetecilerinin önünde o senin her senin tetikçi gazetecilerini çağır hep birlikte tartışalım hodri meydan. Hakaret etmeden birbirimizi aşağılamadan fikirlerimizi tartışalım. Bir saat sen konuş bir saat ben konuşayım. O zaman toplumun halkın vereceği her türlü karara biz hazırız. İftira ve çirkin kampanyalarla dokunmazlığımızı kaldırmak isteniyor. Peki, halk dediğin kimdir, bizim halkımız da senin Saray'ınki zatın dokunmazlığını kaldırılmasını dört gözle bakıyor. Bizim de, milletin de sabrı taştı. İşte bizim teklifimiz hepimizin dokunmazlığı tümden kalsın tarafındadır. Vekil rüşvet mi, cinayet işledi yargılansın. O zaman yargılayın. Siz nasıl herkes yargılanması, benim kürsü özgürlüğüm olması gerekiyor. Çünkü milyonlar adına konuşuyoruz. O zaman bir tedirginliğimiz olmasın. Bunu koruyorum onun dışında bir dokunmazlık olmasın. Tüm dosyalarımız bununla ilgili. Oma onların dokunmazlığın tümü adli suçlardır. Taciz ve tecavüz dosyaları bile var. Eğer dokunmazlık dosyaları kalkarsa adil bir yargının karşısına çıkacaklar, hepsi öyle değil ama bazıları kraldan daha kralcı. Biz o mahkemelerin karşısına çıkmaktan korkmuyoruz. Çünkü biz orada sizi yargılayacağız. Bize karşı attığınız her adımın hesabın sizden soracağız. HDP 3, 5 alırız, yargımızın önüne atarız diyenler bi xwade siz pişman olacaksınız. Çünkü utanacak bir şey yok. Ne yaparsa yapsınlar bu tarihi zorlu dönemdir, bedeller ödeyeceğiz. Bizim canımız kimsenin kinden kıymetli değildir. Zindanı onlara zindan ederiz. Korku onların paçalarını sıvıştırmış. Biz haklı bir davanın yolundayız. Botan ve Siirt halkı duruşundan taviz vermeyecekler. Bu zor günler geçecek. İçiniz rahat olsun."

Demirtaş'ın konuşmasının ardından tek listeyle gidilen seçimde eşbaşkanlığa Necibe İlhan ile Abdullah Çetin seçildi. (D)

Kaynak: Birgun.net