ERK ACARER [email protected]
@eacarer

Suriye’de devam eden savaşın önemli cephelerinden biri Halep. Hem cihatçılar hem de Esad’a bağlı Suriye ordusu Halep’te işlerin kendileri açısından olumlu gittiğini belirtiyor. Ancak bu açıklamalar daha çok algı yaratmaya yönelik. Suriye geneli ve Halep özelindeki çatışmalar, bugünden yarına bitecek gibi gözükmüyor. Uzun yıllar Suriye’de yaşayan, Şam’ın, Halep’in ve başka merkezlerin nabzını tutan gazeteci Musa Özuğurlu, “Ülkede ya da Suriye’de, savaşın bitişi açısından ‘sonun başlangıcı’ gibi bir tanımlama yapılmasının şimdiden mümkün olmadığını anlaşılıyor” diyor.

Emperyalizmin uzun vadeli menfaatleri, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın çıkarları doğrultusunda kırılan Suriye’nin uzunca bir süre daha düzlüğe çıkamayacağı anlaşılıyor. Ne var ki Suriye’ye müdahil olan güçlerin ülkeye daha sert müdahalelerde bulanamayacağı da anlaşılıyor. Özuğurlu; “Rusya, İran ve Hizbullah temkinli, ABD doğrudan istediği yeri vuramaz” derken sebebini açıklıyor: “Daha fazlası dünya savaşına yol açacak bir domino etkisi yaratır!”

Halen Sputnik’te görev yapan Musa Özuğurlu’nun anlattıkları, Suriye konusunda ‘pek çok ülkenin’ dersler çıkarması gerektiğine de gönderme yapıyor: “Suriye birden bire yıkılmadı. İç koşullar buna uygundu. Yolsuzluk vardı. Devletin uygulamaları, ülke vatandaşlarını siyasi açıdan rahatsız ediyordu. 2005’ten başlayarak uygulanan liberal ekonomi, gelir dağılımında dengesizlik yarattı. Savaştan önceki son yıllarda Dera ve Deyrezor bölgelerinde büyük bir kuraklık yaşandı. İnsanlar kitlesel olarak açıkla yüz yüze geldi. Tüm bu olumsuz koşulların üzerine dini motivasyonlar binince Suriye’de olan oldu.”

Suriye’nin dinamosu ‘yıkılan Halep’ üzerinden savaşın bundan sonraki seyrine anlatılan çerçevesinde bakıyoruz.

Halep’in önemi
Gelinen noktada bütün tarafların yoğunlaştığı yer Halep. Şehir bazı açılardan çok önemli! Burası savaştan önce ülkenin motor gücüydü. Hem finans, hem sanayi hem de kültür merkeziydi. Dolayısıyla Halep’e başından beri hem Suriye yönetimi hem de onu devirmeye çalışan gruplar büyük önem verdi.

Halk değil çeteler
Halep’teki durum başından beri farklıydı. Merkezde, Duma’da, Dara’da, Humus’ta ya da Şam’ın bir bölümünde olduğu gibi bir halk hareketi yaşanmadı. Tabanın katıldığı kitlesel gösteriler olmadı. Çeteler ve onlara vekâlet verenler bu nedenle savaşın başında Halep’ten istediklerini elde edemediler. Fakat bir müddet sonra özel taktiklerle Halep’e sızdılar. Dönemin istihbarat sorumlusu sorumlusunun bunda etkili olduğu ve idareyi sattığı belirtilerek, sonradan Türkiye’ye kaçtığı iddia edildi. Halep baskısı önce kırsaldan başladı.

***

Kurtarılmış bölgeler

Suriye’de ideolojisi olmayan menfaati için savaşın pek çok grup var. Tam bu noktada Esad’a karşı savaştığını söyleyen küçük grupların durumlarına bakmak lazım. Arkasına üzerinde bir ayet yazan flama koyan 6-7 kişilik çeteler ‘İslam’ adına savaştıklarını söylüyorlar. Oysa amaçları, kişisel menfaatler kazanıp, küçük bölgeleri ele geçirmek. Bu nedenle Halep’te de ortaya kurtarılmış bölgeler çıkıyor. Kimse kimsenin mahallesine izinsiz giremiyor.

***

Muhaliflerden alınan kritik noktalar

‘Halep’te durum Esad lehine gelişiyor’ çıkarımları özellikle bir süre önce alınan yerler üzerinden yapılıyor. Alınan iki bölgeden biri Kuzeydoğu’daki sanayi tesisleri. Bir diğer yer ise Güneydoğudaki havaalanı. Belize’nin ele geçirilip Castillo yolunun kesilmesi, Suriye ordusunun ihtiyacı olduğu lojistiğin taşınmasına olanak verirken, cihatçılara giden ikmal hattının kapanması anlamı da taşıyor.

***

‘Şebiha tanımı’ doğru değil

Beş yüz bin civarında olan Suriye ordusu bugün 250 bin civarına düşmüş durumda. Bu sayıya yüz bin de milis eklenebilir. Bunlar her şehrin insanlarından oluşan gruplar. Dolayısıyla sözü edildiği gibi hepsini ‘Şebiha’ olarak adlandırmak mümkün değil. Merkeze kimler yayıldıysa gruplar içinde de onlar var. Aleviler dışında, Sünniler, Dürziler, Hıristiyanlar ve İsmaili’ler var.

***

Diplomaside değil alanda belli olacak

Siyasal alanda ne söylenirse söylensin, Suriye genelinde ve Halep özelinde savaşın galibi alanda belli olacak. Kim kime üstünlük sağlarsa savaşı o kazanacak. Bu açıdan bakıldığında Esad’ı diplomatik yollarla göndermek ve kurumlar aracıyla ‘tehdit’ ederek yaptırım gücü uygulamak başından beri gerçekçi bir bakış değil. Açıkçası diplomasinin karşılığı yok!

Halep Esad-Kürt ittifakını gösterdi
Halep’in cihatçılar tarafından kuşatılmasıyla birlikte, Suriye İdari Ordusu, Kürtlerle işbirliği yapıyor mu yoksa çatışıyor mu sorusu da biraz olsun netlik kazandı. Esad ve Kürtler Halep’te birlikte savaştı. Böylece ülkede YPG ve Suriye ordusu çatışıyor algısı da boşa düşmüş oldu. Bunu somut örneklerden görmek de mümkün. Esad ordusunun olduğu Eşrefiye Mahallesi’nde Kürtler de muhalifleri Halep dışına atmak için savaşıyor. Suriye ordusu ve Kürtler arasında olduğu söylenen çatışmalar münferit.

***

Öso diye bir şey kalmadı

Artık Suriye’de Özgür Suriye Ordusu diye bir yapıyı tanımlamak mümkün değil. Çünkü ÖSO’nun bir varlığı da etkisi de yok. ÖSO, Suriye savaşı çıktığında ideal bir modeldi. Yemen benzeri bir ordu bölünmesi yaratılmak istendi. Fakat resmi ordudan ayrılıp ÖSO’ya katılma pratiği gerçekleşmedi. Muhalif ordu Suriye içinden değil Türkiye’den komuta edilmeye çalışılınca aşı tutmadı. Pek çok grup ÖSO’ya dâhil olduğunu söylüyordu. Oysa kimsenin - kimseden haberi yoktu. Bir şemsiye olarak tasarlanan ÖSO zayıf bir oluşum olarak kaldı.

El Nusra’nın yıldızı parladı
El Kaide’den ayrıldığını ilan edip adını Şam Fetih Cephesi olarak değiştiren El Nusra’nın, son zamanlarda sessiz kalan ve popüleritesi düşen IŞİD’in aksine yıldızının parladığı görülüyor. Halep ve çevresinde de durum bu yönde. Savaş Şam Fetih Cephesi ekseni üzerine yoğunlaşmış durumda. Halep’e geniş bir alan üzerinden baskı yapıyorlar.

Lojistik yolunu yeniden ele geçirme çabası
Türkiye sınırına kadar uzanan yer yani Azaz7ın doğusu ile Lazkiye’nin kuzeyindeki dağlar da dâhil olmak üzere, güneye ve Hama’ya kadar inen çok geniş bir alan onlar tarafından tutuluyor. Bu noktalardan Suriye Ordusu’nun Halep üzerindeki etkisini kırmaya çalışıyorlar. Son birkaç gündür çatışmalar güneyde yoğunlaşmış durumda. Lojistik, silah ve cihatçı geçişinde kendileri için önemli bir yol olan Kastillo bölgesini yeniden ele geçirmek istiyorlar.

***

Hem merkezden hem çevreden kuşatılan şehir

Halep’in kırsalı her taraftan kuşatılmış durumda. Batıda İdlip tarafında muhalifler bulunuyor. Rakka ve Deyrezor’a uzanan doğu yönünde IŞİD var. Güney’deki Humus Hama yönü ve güney batıdaki Lazkiye kırsalı da muhaliflerce kuşatılmış durumda. Yine kuzey’de yani Türkiye’ye yakın bölgede de çeteler hâkim. Halep’in kalbine de giren muhalifler, iki gücün karşıtlığıyla bir ‘U’ şekline dönüşen merkezin bir bölümünü tutuyor. Böylece Halep çevreden kuşatılmış haldeyken, cihatçılar bir sarmal yaparak şehrin kalbine de uzanıyor. Halep’in tam ortasından ikiye bölündüğünü söylemek mümkün. Mesele sadece içeriyi almak değil, dışarıdan çok geniş bir alana yayılmış bir kuşatma var.

***

Halep ve çevresinde de etkili olan yapılar

Şam Fetih Ordusu ile birlikte Ahrar-uş Şam’ın milis sayısının 30 binin üzerinde olduğu söyleniyor. IŞİD ve Ceyş-ül İslam’ın sayıları toplandığında alandaki muhalif sayısı Suriye ordusuna yaklaşıyor. Öte yandan alanda Nurettin Zengi, Sultan Murad, Abdülhamithan Tugayları gibi onlarca küçük oluşum bulunuyor. Fakat bunların bir kısmı zamanla ortadan kayboluyor.

***

Algı çabası

Muhalifler ‘saldırdım aldım’, Suriye Ordusu ‘Püskürttüm’ diye açıklamalar yapıyor. İki si de gerçeği yansıtmıyor. Çatışmalar sürüyor ve çok daha uzun bir döneme yayılacak gibi görünüyor. Suriye’de özellikle Beşar Esad bu kazandı yorumları için erken. Uzmanlar savaşın daha Halep’te de Suriye’nin başka yerlerinde de savaşın yıllarca süreceğini belirtiyor. Ne var ki görüşler eninde sonunda Esad’ın kazanacağı yönünde.

Kaynak: Birgun.net