ŞAHİN AYBEK

Türkiye'de; Eğitim Yönetimi Acil Bir Eylem Paketi'yle demokratikleştirilmelidir. Bu paket ülkemizin eğitimini bütüncül olarak ele almalı ve ön çalışmaları tamamlanarak hayata geçirilmelidir. Toplumsal konsensüs yakalanmayınca ve ortak değerler dikkate alınmayınca, neler olabileceğini tarihimizde gördük. Darbelerin panzehri, daha çağdaş, laik, sosyal demokrat, konsensüse ve ortak değerlere dayalı bir eğitim sistemidir. Bu eğitim sistemi bir hükümet politikası olarak değil, devlet politikası olarak ele alınmalı ve bu devlet aklı tüm paydaşlara yön verebilmelidir.

Ortak bir felsefe ve stratejiye dayalı eğitim modeli ekonomi ve demokrasiyle desteklenmelidir. Ülkemiz bir yol ayrımında! Ya Türkiye'nin tek vücut olarak darbe girişimi karşısında durmasıyla oluşan uzlaşı zeminini, ülkemizi geleceğe taşıyacak bir demokratik sıçrama tahtası olarak kullanacağız ya da eğitimsel, ekonomik ve siyasi kırılganlığı derinleştireceğiz. Bilimin rehberliğinde eğitimde fırsat eşitliğini merkez alan sürdürülebilir bir eğitim sistemi önceliğimiz olmalıdır. Türkiye'nin eğitim bürokrasisi ve kurumları, ülkenin öncelik ve ihtiyaçlarına göre hak edenin hak ettiği yere gidebileceği şekilde liyakat esasına göre biçimlendirilmelidir. Buralar farklı çıkar odaklarına ve yapılara teslim edilmemelidir.

Eğitimli ile eğiitimsiz, ölü ile diri kadar farklıdır. Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; Ya da esaret ve sefalete terk eder.

Biz Hunların, Göktürklerin, Uygurların, Karahanlıların, Selçukluların ve nihayetinde Osmanlı'nın eğitim sistemi üzerine kurulmuş bir ülkeyiz. Eğitim tarihimizde; Farabiler, İbni Sinalar, Kaşgarlı Mahmutlar, Nizamülmülkler, Hacı Bektaş-ı Veliler, Katip Çelebiler, Koçi Beyler, Erzurumlu İbrahim Hakkılar, İbrahim Müteferrikalar, Emrullah Efendiler, Satı Beyler, Tevfik Fikretler, Ömer Seyfettinler, Prens Sabahattinler, Mustafa Necatiler, Hasan Ali Yüceller, İsmail Hakkı Tonguçlar var. Atatürk vardır. Devletlerin varlıklarını devam ettirebilmelerinin eğitime bağlı olduğunu görmüş olan Atatürk; büyük bir devlet adamı ve komutan olduğu kadar, eğitime de değer vermiş önemli bir eğitimcidir. Bu eğitimci ve lider öyle biridir ki; Kurtuluş Savaşı sürerken, bir yandan cephede, mücadele ederken, diğer yandan Ankara'da "Maarif Kongresi"ni toplayarak, asıl savaşın irfan ordusuyla verilen savaş olduğunu da ortaya koymuştur. Şahsında devlet liderliği ile eğitim liderliğini birleştirebilmiş nadir devlet adamlarından olan Atatürk, zaman içerisinde "Baş öğretmen" görevini de üstlenerek çok anlamlı bir noktaya ulaşmıştır.

Yeni rejimde eğitimin karakteri siyasal İslamcı’dır


Diğer tarafta "Eğitimli ile eğitimsiz, ölü ile diri kadar farklıdır" diyen Aristo'yu yetiştirmiş bir Batı vardır. Burada Platonlar, Aristolar, J. Lockelar, J.J. Rousseaular, Kantlar, Hegeller, Pestalozziler, Fröbeller, K. Marxlar, Nietscheler, John Deweyler, Sartrelar, Deridalar, Foucaultlar, Einstein ve Newtonlar vardır. Eğitimde; küyerelleşmeden küreselleşmeye giden yolun iyi dengelenmesi gerekir. Yani okul merkezli olması gereken eğitim sisteminde ulusalı ve evrenseli dikkate alarak hareket edilmelidir.

CHP olarak yakında açıklayacağımız "Eğitim Yönetiminin Demokratikleşme Paketiyle" eğitim yönetiminde ortak aklı esas alan "iyi yönetişimin" çerçevesini ortaya koyacağız.

Bu pakette detaylarını açıklayacağımız üzere, eğitimde başarı lafla değil, özgürlükçü demokrasiye yönelik adımlarla mümkün. Ortak aklı ve liyakati egemen kılmalıyız. Bu pakette yeni eğitim modelimizle ilgili, yol haritasını, genel ve özel hedefleri de ortaya koyacağız. Ana bir eğitim felsefesi, hesap verebilirlik, izleme-değerlendirme, insan-değer-etik odaklılık, kalite, sürdürülebilirlik, eğitimde fırsat eşitliği gibi ilkeleri merkeze aldık.

EYD (Eğitim Yönetiminin Demokratikleştirilmesi) ile amaç; eğitim sisteminin bütüncül bir şekilde farklı dönüşüm alanlarında iç tutarlılıkla, belli bir zaman diliminde hedeflenen yere dönüştürmektedir. Eğitim ekonomisi, merkezden taşraya kayma, eğitim yöneticileri, nitelikli öğretmen, öğretim programları, sınav sistemini ve ölçme-değerlendirme sistemleri, okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, yaşam boyu eğitim gibi dönüşüm alanları detaylı olarak ele alınacaktır.

Eğitim felsefeleri, eğitim ülkesinin ana su depoları ve damarlarıdır

Bir ülkenin eğitim sistemi dayandığı eğitim felsefesi kadardır. Eğitim felsefeleri, eğitim ülkelerinin arkhesi, tözü yani ana kaynağıdır. Bu bağlamda ana amacımız, Türkiye'ye ait özgün bir felsefe ortaya koymak. Bu felsefe; aksiyolojiye dayalı insanı merkeze alan, evrensele bakarken yerel değerlerini göz ardı etmeyen, bilgi güçtür ilkesinden hareket eden ve "mutlu, erdemli" bireyler yetiştiren eklektik bir felsefedir. Bu felsefe, telekonferansla Oxford'daki bir konferansa bağlanabilen, aydınlar yetiştirebilen, sadece sinemaya giden değil-sinemada yanındakine affedersiniz geçebilir miyim diyen, bir ülkenin büyüklüğünün sadece nüfusunun ya da toprağının metrekaresi kadar değil beyinlerinin metrekaresi kadar büyük olduğunu bilen, akademik başarısı kadar değerleri de yüksek bireyler yetiştiren, önce insan diyen bir felsefedir.

Son noktada, ben bir yaşam ve eğitim öğrencisi olarak şuna inanırım. Arkamızda hiçbir aç ve eğitimsiz çocuk bırakmamalıyız. Dünyayı eğitim kurataracak.

CHP’nin dört genel başkanının önsözünü yazdığı, kısa sürede 14 baskı yapmış olan Atatürk, CHP ve Eğitim kitabının yazarı.

Kaynak: Birgun.net